Okumuş yazmış sorumluluğu

Doğan Heper

RAHMETLİ hocam Esas Teşkilat Hukuku Profesörü Ali Fuat Başgil, "Türkiye'ye tarih boyunca ne fenalık geldiyse bilerek veya bilmeyerek okumuşlardan geldi, kendi halindeki vatandaşlardan değil" derdi.
Doğru.
"Her rejim değişikliğinde yenisine de sadakat yemini eden okumuş yazmışlarımız"dan söz ederdi.
Padişaha da, Meşrutiyet'e de, Cumhuriyet'e de, tek partili rejime de, demokratik rejime de, sadakat yemini...
* * *
BELALARI hep, aynı konu için o gün "öyle", bugün "böyle" diyebilen, gayri samimi ama etkin okumuş yazmışlar yaratmıyor mu?
Bunların ikiyüzlülükleri, çifte standartçılıkları, güne göre, duruma göre hareket etmeleri, nabza göre şerbet vermeleri, işimizi, gidişimizi, Türkiye'mizi engellemedi mi?
"O tak diyor, ben şak yapıyorum".
Bu cümle okumuş yazmışların yanlışının yakın tarihteki en belirgin simgesi sayılmaz mı?
Genellemek yanlış olur ama, pek çok konuda böyle davranan pek çok okumuş yazmışımız var.
Özgürlükler konusunda da böyle, demokrasi konusunda da böyle, basın konusunda da, üniversite konusunda da, asker - sivil ilişkileri konusunda da, insan hakları konusunda da, yargı konusunda da.
Türkiye'nin çıkarı mı, gerçek mi, yoksa cafcaflı, vitrine konuşma mı, günlük, modaya uygun konuşma mı; cilalı konuşma mı?
Saf vatandaşın böyle bir tercihi yok ama bazı okumuş yazmışların var.
Bu yüzden, Türkiye'ye zarar verenler genellikle bu çifte standartçılar, gösterişçiler, tribünlere konuşanlar arasından çıkıyor.
* * *
BÖYLE olduğu için Çiller kendini olduğundan çok güçlü sandı.
Çünkü o olduğundan fazla etkin gösterildi.
Bu değil miydi ki "İkibin yılına kadar iktidardayız" sözünü söyleten.
Ama ikibine daha üç yıl var.
Çiller'i bu gerçek olmayan büyüklüğe inandıranlar da etrafındaki okumuş yazmışlardı.
Oysa şimdi casusluk iddiasıyla soruşturmaya uğrayan da aynı Çiller...
Kimbilir daha neler neler soruşturulacak...
Seçimden bu yana 47 milletvekili kaybeden Çiller'in yardımcısı Mehmet Gölhan ilginç bir cümle kullanıyor:
"Kaz gibi yolunduk".
Aslında kaz yoktu ki...
Serçeyi kaz gibi gösterenlere inanıp serçeyi kaz sananlar vardı.
Etrafın yarattığı suni bir büyüklüktü olan...
Yapay şartlar bu suni büyüklüğü ancak bu kadar ayakta tutabildi.
O bir hayaldi.
Bitti...

Yazara EmailD.Heper@milliyet.com.tr