Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başkasının ağzını kullanıp Müslümanlığı aşağıladı.Din adamına, Papa gibi birine bu yakışır mı?Hele Papa'nın kasım sonunda halkı Müslüman bir ülkeye, Türkiye'ye resmi bir ziyarette bulunacağı düşünülürse.* * *PAPA sonradan "Müslümanların ve Müslümanlığın aleyhine olan bu sözleri tekrar etmekten pişman olduğunu" da açıkladı. Bu açıklaması samimi miydi? Ben inanmıyorum.Ona Türkiye'de etkin cevabı Başbakan Tayyip Erdoğan verdi.Belki de Papa'nın isteği, zaten buydu. Tartışmaya Türk hükümetinin de karışması ve Türkiye'ye yapacağı ziyaretin iptal edilmesi.Böylece Türkiye'nin AB yolunda bir pürüz daha çıkabilirdi.Çünkü biliyoruz ki, Papa Türkiye'nin AB'ye girişine karşı duranların başında geliyor.Papa ve papalık AB Anayasası'na "AB topluluğunun dini Hıristiyanlıktır" maddesinin konmasını da istiyor.Papa hâlâ İstanbul'a İstanbul demiyor ve bu Türk şehrine Konstantinopol demeyi marifet sayıyor.Öyleyse biz bu Papa'dan neden şüphe etmeyelim?Şüphemiz paranoya sayılır mı?Hayır.* * *SONRA biz, bir dini, mesela Hıristiyanlığı Papa'nın Müslümanlığı küçümsediği gibi küçümseme içinde miyiz!Değiliz. Saygılıyız.Hıristiyanlığı küçümseyebilir miyiz?İstersek, evet.Nedir küçümseyenlerin ileri sürdükleri?İsa'nın hem baba, hem oğul, hem de kutsal ruh olması.İsa'nın babasız doğmasını bugün bazı Hıristiyanlar bile tartışıyor.Burada akla uygunluk var mı? Yok mu?Papa, önce bunları çözümlesin, Hıristiyanları ikna etsin, sonra Müslümanlara ve onların peygamberine dil uzatsın.* * *İNSANLAR bugün büyük bir güvensizlik içinde. Bunu bilen ve görenler "dinlerarası diyalog" diyorlar. Papalığın bu konuda da samimi olmadığı anlaşılıyor.16. Benedictus'un yaptığını başka türlü tercüme mümkün mü?..* * *BEN İncil'i okudum.Ben İsa'nın yaşamını konu alan 10-15 filmi TV'de ve sinemada seyrettim.Bunların hiçbirinde bugün Papa'nın yaşadığı debdebeli, aşırı görkemli hayat yoktu.O şıklık, o giyim kuşam, o zenginlik, o saray benzeri ikametgâhlar ve kiliseler mevcut değildi. İsa'nın yaşamında bunlar yoksa papalık nereden ve kimden bunları örnek aldı?Müslümanları bir yana bıraksın, Hıristiyanların bir kısmını bazı konularda ikna etmek dururken, Papa'nın siyaset yapmasını ve bunu da yüzüne gözüne bulaştırmasını anlamak mümkün değil.Türkiye yine de Papa'nın hazırladığı tuzağa düşmemeli ve onu vakarla karşılayıp misafir etmeli...Türkiye'ye bu yakışır. İLK bakışta Papa saçmaladı diyebiliriz... Bazı Batılı ülkeler "nükleer"de de ikiyüzlülük yapıyor.Özellikle de Bush gelecekte Orta Asya'ya nükleer silah yerleştirme hakkından vazgeçmek istemediği için "Orta Asya Nükleer Silahlardan Arındırılmış Bölge Anlaşması"na olumlu bakmıyor.İran'la savaşın eşiğine gelenlerin bu yaptığı ikiyüzlülük değilse, nedir? İKİYÜZLÜLÜK Büyükanıt Genelkurmay Başkanı, Başbuğ Kara Kuvvetleri Komutanı oldu.PKK'ya karşı harekât hazırlığı tamamdı veya biz öyle sanıyorduk. Oysa harekete geçen PKK oldu. Her gün asker cenazesi var.Başbuğ, "Tek bir terörist kalmayıncaya kadar mücadele edeceğiz" diye konuşuyor.Ama, konuşma dışında bir hareket yok.70 milyonun çoğunluğu beklemiyor, cenazelerde gösteri yapıyor. Bu gösteriler büyüyebilir. Dikkat. Bekle ama ne kadar? DTP'YE GÖRE DTP Genel Başkan Yardımcısı Hasip Kaplan, Mehmet Gündem'e "Kürt sorunu PKK'ya havale edilmez" diyor.Ve Kaplan devam ediyor: "Kürtler federasyon gibi şablonların Türkiye'ye uymadığını görüyor. Kürtlerle Türkler birlikte yaşayabilir. Bu, alt kimlik formülüyle çözülebilir."Zaten birlik içinde yaşıyorlar.Hatta artık pörsümüş bir cümleyle yıllardır "kız alıp veriyorlar", akraba olmuşlar. Özellikle de büyük şehirlerde yaşayanlar kökenleri ne olursa olsun "Türküm" diyor. Ama ilave edebiliyor "annem" veya "babam" Güneydoğu'dan şu ilden, diye...Yani üst kimlik, alt kimlik kendiliğinden oluşuyor.Bu yıllardır da böyle. Herkes için böyle. Bunu Türkiye'de bazı kişiler istismar ediyor o kadar.Kaplan'ın yukarıdaki cümlesi DTP'nin PKK ile arasındaki farkı ortaya koyması bakımından ümit vericidir. DTP'nin teröre ve ayrılığa karşı olduğunun göstergesi sayılabilir. Türkiye bölünmez KİTAP Her öğrenci yılda en az on kitap okuyacak ve bunlardan sınava girecek.Bu çok geç kalmış karar bana rahmetli hocam Baha Durder'i hatırlattı.Türkçe, edebiyat hocamız Baha Bey şişmanlıktan zor yürüyen sempatik, iri bir adamdı. Evi de bizim sokağımızdaydı. Kapısının önündeki basamakları iki yana hafif sallanarak çıkardı. Şimdi anlıyorum, demek ki dizleri ağırlığını çekemezdi.İşte, ders kitapları da olan o Baha Durder Hoca, daha 50 yıl önce, "Okuyun da ne okursanız okuyun" derdi.O zamanlar "Pekos Bill" meşhurdu. "Onu okuyun" derdi, "Yeter ki sizde okuma alışkanlığı yerleşsin."Huzur içinde yat hocam, bak Milli Eğitim 50 yıl sonra da olsa senin düşüncene geldi.Geç sayılmaz değil mi? Oku da ne okursan oku İKİ VERGİ Belediyelere yeni bir uygulama getiren tasarıya bakalım.Bu tasarı, araçlarını sokağa park eden vatandaştan saat başına 2 YTL, bütün gün içinse 7 YTL alınmasını öngörüyor.Bu, sokakları park yeri olarak peşinen kabul demektir.Oysa işyerlerinin, apartmanların alt katlarının otopark yapılma mecburiyeti vardı.Veya bunlardan belediyeler oto park inşa etmek için vergi tahsil ediyorlardı. Şimdi aynı iş için vergiler ikiye çıkartılmış oldu.Bu savunulabilir mi? dheper@milliyet.com.tr Sokağa park etmek