Özetle Ağcanın mektubundaki sözler şöyleydi:"Papayı kesinlikle vuracağım, cezaevinden kaçışımın tek hedefi budur."Ve bu mektuptan tam 1.5 yıl sonra 13 Mayıs 1981 günü Ağca, İtalyada Papayı vurdu.O günden bu güne çok şey yazıldı, söylendi. Papayı Ağcaya vurdurtanların Vatikanın bazı üst düzey yetkilileri olduğu "Le Voce" gazetesi tarafından iddia edildi...* * *MEHMET Ali Ağca, geçen gün La Repubblica gazetesiyle yaptığı söyleşide Papaya suikast girişiminden Vatikanı sorumlu tuttu.Ağca, "Bazı kardinal ve başpiskoposların yardımı olmasaydı, Papayı vuramazdım. Şeytan, Vatikan duvarlarının içerisinde. Papayı bana yüce Tanrı vurdurttu. Vatikan benim Mesih olduğuma inanıp kurtulmak için ortaya Emanuela Orlandi meselesini attı. Aslında benim Hıristiyan olmamı istiyorlardı" dedi.* * *AĞCA, Papaya suikast girişiminde bulunduğu 13 Mayıs 1981 gününü La Repubblicaya şöyle anlattı:"O gün meydana gittim. Çok kalabalıktı. Amacım Papayı vurup intihar etmekti. Bir ara eylemi gerçekleştirmekten vazgeçtim. Meydandan ayrılarak tren istasyonuna girme kararı aldım. 20.00deki trenle Zürihe dönecektim. Ama ani mucizevi bir kararla geri döndüm ve Papaya ateş ederek misyonumu tamamladım. Dünyada kimse eylem yapacağımı bilmiyordu. Ama Vatikanda kardinal ve başpiskoposlardan oluşan suç ortaklarım bulunmasaydı eylemi gerçekleştiremezdim."Ağca, "Dünyada kimse eylem yapacağımı bilmiyordu" diyordu, ama Milliyete yolladığı mektubunda, hapishaneden kaçış nedeninin bu eylem olduğunu bildiriyordu.* * *REHA Erusun Romadan bildirdiğine göre Ağcanın sözleri, Vatikanın tepkisine neden oldu.Kardinal Roberto Tucci, "Ortada büyük bir yalan var. Ağca gerçeği açıklamaktan ziyade, sürekli hedef şaşırtan biridir. Onun sözlerine son derece kuşkuyla yaklaşılmalı" dedi.Parlamento Komisyonu Başkanı Paolo Guzzanti de, "Mehmet Ali Ağcayı dinlemek için toplu halde İstanbula gidebileceklerini" açıkladı.Evet, Ağca bugün Papaya "ruhani kardeşim" diyor. Ve yarinki cenazeye gitmek için Ankaradan, Adalet Bakanlığından izin istiyor.Ne Abdi Beyin öldürülüşünün ne de Papanın vuruluşunun perde arkası bu güne kadar aydınlatılabildi.Bunun için Ağcanın yeni ve tutarlı itiraflarına ihtiyaç var. AĞCA, 26 Kasım 1979da Cağaloğlunda Milliyete yakın bir binadan bize telefon edip mektup yolluyordu. Savunma Bakanı Gönül, "Modernizasyon kapsamında daha kısa askerlik gündeme gelir. Bunun için hazırlık yapılıyor" dedi.Hemen ardından Genelkurmay, "Askerliğin kısaltılması konusunda bir çalışma olmadığını" açıkladı.Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu... Bakan istifa edecek mi? IRAK Celal Talabani Irakın yeni cumhurbaşkanı seçildi. Ankaranın Irak politikasına ince ayar gerekiyordu. Şimdi bu ayar daha rahat yapılabilecektir.Aralık 2005e kadar iktidarda kalacak olan Celal Talabani, o tarihte yapılacak anayasa ve yeni seçimde tekrar işbaşına gelebilecektir.Şimdi Irak devleti Kürtlerin de devleti olmuş sayılabilir. Karşımızda iki unsurlu bir devlet var. Araplar ve Kürtlerden kurulu bir devlet.Şimdi biz bu aşiret reisi dediğimiz kişiyi, yani Celal Talabaniyi nasıl cumhurbaşkanı olarak tanıyacağız!..* * *Talabani, her Kürt gibi Sünnidir ama Şiileri en iyi tanıyan adamlardan biri sayılabilir.Tabii Mesud Barzani ile arasındaki çekişme, Iraka cumhurbaşkanı seçilmesiyle bitmeyecektir. Tabir yerindeyse, Celal Talabani şehirli, Mesud Barzani köylüdür. Yani dayandıkları kitle, böyle ifade edilebilir. Bunu dikkate almadan ileriyi görmek mümkün değildir.* * *Artık Ankaranın kırmızı çizgileri tam anlamıyla yok olmuş sayılabilir. Bu çizgiler, dikkatle yeniden çizilmelidir. Çünkü unutulmamalı ki, Irakın Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı bugün için Kürttür. Kuzey Irakta şimdilik müstakil Kürt devleti tehlikesi en azından ertelenmiş sayılabilir. Bu, Türkiye için kazançtır. Yeni bir döneme giriyor BÜYÜME 9.9 Büyüme 9.9, Başbakan bununla iftihar ediyor. Ama kızlar evde kaldı, kalıyor.Üniversite mezunlarının yüzde 24ü işsiz. Bu, gayri resmi rakamlara göre yüzde 40a varıyor. Yüzde 40ı işsiz bir gruptan zamanı da gelse ekseriyetin evlenmesini bekleyemezsiniz.TİMin (Türkiye İhracatçılar Meclisi) Başkanı Oğuz Satıcı önceki gün "Büyümenin bir aldatmaca olduğunu" çok güzel izah ediyordu.Satıcı, "Türkiye hâlâ borcu borçla ödeyen bir ülke olmaktan ileri gidememiştir" diyordu.Böyle olduğu sürece de büyüme rakamlarına hükümetin gözüyle bakmak yanlış olacaktır.Büyüme rakamları halkın refahına ne derecede yansıyor?Ona bakalım. dheper@milliyet.com.tr Ama kızlar evde kaldı