Doğan HEPER
GAZETECİLİK haberciliktir.
Gazetecilik sorumluluktur.
Çünkü tek bir cümleyle, tek bir kare fotoğrafla bir insanın, bir ailenin veya bir kuruluşun hayatını karartmak mümkündür.
Bu nedenlerle paparazzilik bizatihi özel hayat haberciliğiyse, o alanı gazetecilikten ayırmak gerekir. Özel hayata tecavüz gazetecilik olamaz.
Gazeteciliğin ilkelerinin başlıcalarından biri; kamu yararı, kamu çıkarı olmadıkça özel hayatın yayın konusu olmayacağıdır. Özel hayat ancak kamu yararı varsa haberdir.
Ama buna rağmen paparazzilere potansiyel suçlu gözüyle bakmak da haksızlık olur.
* * *
GENEL kanaat Diana'yı paparazzilerin öldürdüğü...
Olayın başlıca nedeni onlar.
Gerisi teferruat.
Tanıkların sözleri, sorumlu olarak motorlu paparazzileri gösteriyor.
Diana'nın otomobilinin hızını kesmek için yandan çevirme hareketi yapan, önüne geçen, zigzaglar çizen motosikletlerin şoförü şaşırttığı, telaşlandırdığı ve kazaya neden olduğu vurgulanıyor.
Üstelik kazadan sonra ölüm halindeki yaralılara bırakın yardım etmeyi fotoğraf çekme derdine düşen, yardım edenleri iten kakan, yardıma engel olan paparazziler de var.
Tanıklar bunları anlatıyor.
"Halk bunu istiyor. Özel hayat hikayeleri istiyor. Halk bu resimleri istiyor. Paparazziler de bu isteğe hizmet ediyor" gerekçesi de kabul edilebilir gibi değil.
Siz vermezseniz halk neden istesin?
İşte; kazadan sonraki feci görüntüleri hiçbir basın kuruluşu almadı.
Peki şimdi tüm dünyada okuyucular ve TV izleyicileri bu resimleri neden istemiyor?
* * *
PAPARAZZİLİK bizde yok, ama birçok ülkede yaygın şekilde var.
Adamlar motosikletlerle, deniz motorlarıyla, helikopterlerle dolaşıyor.
En yeni teknolojiyi kullanıyor. Ünlüleri, politikacıları, hükümet adamlarını kovalıyor, fotoğraflarını çekiyor. Dedikodu yayıcıları malzeme, paparazziler de milyarlar kazanıyor.
Özel hayatı kazanç konusu yapmak gazetecilik olamaz.
Bir önemli politikacının, bir kadın bakanın çıplak resmi para edebilir ama bunun yayınında kamu yararı var mıdır? Yoktur.
Öyleyse bu resmin peşinde koşmakta da, kullanılmasında da sorumsuzluk var demektir.
* * *
DİANA'yı Evren'in İngiltere'yi bir hafta kadar süren resmi ziyareti sırasında gördüm.
Afacan bir genç kız.
Londra'da Evren'in Kraliçe Elizabeth ve Edinburg Dükü onuruna verdiği 171 kişilik yemek pek görkemliydi.
Bu seçkin yemeğe 5 Türk gazeteci davetliydik. Oktay Ekşi'nin başına tatsız bir sürpriz gelince yemeğe 4 gazeteci katıldık. Ekşi, otelin ütücüsünün azizliğine uğramış, frak pantalonu zamanında getirilmemişti. Ekşi böylece kendi tabiriyle meslek yaşamının en çarpıcı olaylarından birini izleyemez hale getirilmişti.
Meşhur Clariges Oteli'ndeki bu yemek, dikdörtgen şeklinde bir salonda veriliyordu. Uzun duvarın önüne konulan, adeta bir kürsüye benzeyen yekpare masaya Evren, Kraliçe Elizabeth, Edinburg Dükü, Lady Di, Prens Charles, krallık mensupları, Başbakan Thatcher ile Mesut Yılmaz ve eşi sıralanmıştı. Bu masada 27 kişi vardı. Bu uzun masanın önünde ise 12'şer kişilik 12 yuvarlak masa yer alıyordu. Tüm davetliler bu masalara dağıtılmışlardı. Herkes sandalyelerin başında yer aldıktan sonra saray görevlisi, Evren ve konuğu Kraliçe Elizabeth'le bu 25 kişiyi salona getirdi, birerli kolda yürüyerek uzun masada yerlerine doğru ilerlediler. Yerine geçen sandalyesini önünde tutup Evren'le Kraliçe'nin oturmasını ayakta bekliyordu. Gözüm Lady Di'de, bakıyorum. Kraliyet ailesinin en güzel kadınlarından biri olan Kent Düşesi'nin arkasından adeta hoplaya zıplaya bir çocuk muzipliğiyle teğet geçerken attığı bir çimdik nedeniyle düşesin tebessümle irkildiğini görüyorum. İkisi de sinsi sinsi gülüyor.
Kraliyet mensuplarının da zaman zaman bizim
"hababam sınıfı"ndan farkları olmadığını düşünüyorum...
Yemekten ilk ayrılan Kraliçe Elizabeth oluyor, onu Evren uğurluyor. Arkasından Prens Charles gitmek istiyor. Lady Di aranıyor, kalabalığın arasında zorla bulunuyor. Di, espri ve gülücüklerle koşarak davetlileri yarıyor ve bir çocuk gibi kapıdan fırlayarak kocasına yetişiyor.
* * *
DİANA 20 yaşında evlenmiş. Kocası ile yaş farkı var. Saraya pek de intibak edememiş, sistemle, kraliyet şirketiyle bütünleşememiş, eşlerin birbirlerini sevdikleri de söylenemez.
Sonuç ihanet. Çift taraflı... Roman gibi, pembe dizi gibi bir macera öyküsü.
Bu öykü, mutlu olmanın prenses olmaktan zor olduğunu da gösteren bir öykü.
Diana'nın dünyada ilgi odağı olması da bir bakıma bundan.
Ama ihanet edenler sıradan karı koca değiller...
Onlar, üzerinde güneş batmayan imparatorluğun hakimleri...
İstikbalde İngiltere Kralı olacak birinin annesi, sebep ne olursa olsun onunla bununla ilişkiye girebilir mi? Girmeli mi?
Girerse, bu paparazzilere onu izleme hakkı vermez mi.
Belki verir, ama ölüme neden olmayacak şekilde.
Yazara EmailD.Heper@milliyet.com.tr