Bu tabir 1950'den sonraki siyasi yaşantımızda sıkça yer aldı.Siyasi partiler iktidara gelirlerse; "geçmişi sorgulamayacağım, eski defterleri kapatacağım, önceki iktidarın haksızlıklarını, hukuksuzluklarını kurcalamayacağım" demek istediklerini böyle ifade ettiler.Yolsuzlukların üstüne sünger çekmek, veya bir dönem tedavülde olan Nihat Erim'in icadı bir tabirle "şal örtmek" gibi bir şey.Oysa gerekli olan, ahlaki olan, "devri sabık yaratmak"tır.Geçmişin hesabını herkese, her partiye, her politikacıya, her devlet ve hükümet adamına, her bürokrata gerektiği an sormaktır.Bugün bu yolda sağlam adımlar atılıyormuş gibi bir görüntü var. Namuslu insanlar bundan memnuniyet duyuyorlar. Artık "yapılan, yapanın yanına kâr kalmayacak" diye düşünüyorlar, umutlanıyorlar.***BAŞBAKAN sözlerini tuttuğu takdirde bu konuda olumlu gelişmeler yaşayabileceğiz; "Yolsuzlukların damarına girdik... Hortumlar kesilmeye başlandı... Daha rakamları açıklayacağız... Bunları duyduğunuz zaman bu ülkenin nasıl soyulduğunu anlayacaksınız..."Bunun zor olduğu da biliniyor. Çünkü mevcut düzen devamlı yolsuzluk üretiyor. Bu yolsuzluk çemberinin kırılması da pek çok kişinin işine gelmiyor. Direniyorlar. Buna rağmen TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu da kararlı görünüyor. Zamanaşımı ve af engeline karşı önlem alıyor. Ve suç duyurularında bulunmaya hazırlanıyor.***BAŞBAKAN'ın da benzer şekilde ifade ettiği gibi; sivil siyaset güçlenmedikçe askerin gerçek yerini alması da mümkün olmaz.Oysa bakıyoruz, siyasiler sık sık araştırma, hatta soruşturma konusu oluyorlar. Yine onlar güvenilirlik sıralamasında hep alt sıralarda yer alıyorlar.Devri sabık yaratılmadığı için, siyasiler, siyasilere hesap sormadığı, yolsuzluklar adliyeye intikal ettirilmediği için, her on yılda bir hesabı askerler soruyorl.Bugün, yolsuzluklarla ilgili olarak izleneceği söylenen yoldan sapma olmazsa, bu bir milattır, bir dönüm noktasıdır."Devri sabık yaratma" sivil siyasetin güçlenmesi demektir. Siyasetçilerin kendilerine güvendiklerinin ilanı anlamına gelir. Şeffaflıktan, alenilikten çekinmeme durumudur. En azından, bugünden sonrası için güvencedir. 'DEVRİ sabık yaratmamak.' 15 bin yeni imam kadrosu kabul edildi.Doktor yok, imam çok... Gönlümüz rahat ölebiliriz!.. "Laila"yı düğün için kapatan kişi; "çok ekonomik oldu" demiş.Düğün yapmayı düşünemeyen tüm nişanlılar örnek alsın!.. En pahalı göbek, Adnan Şenses'in göbeği.Vatandaşa benzin kazığı olarak 60 trilyona mal oldu. MÜJDE... ORTA YOL YOK! ABD'ye tam teslim Dışişleri Müsteşarımızın ABD'ye "biz ettik, siz etmeyin" mesajı iletmesine rağmen ABD yumuşamıyor.Kuzey Irak'tan sorumlu ABD'li General David Petraeus Türkmenlere; "Türkiye'yi affetmeyeceğiz" diyor.Birkaç ay önce Kuzey Irak'ta askerlerinin ABD'nin komutasına girmesine itiraz eden Türkiye şimdi Polonya'nın komutasını kabul ediyor. Havaalanlarını ve limanlarını ABD'ye açıyor.Peki, Irak konusunda ABD'ye en gerekli olduğu anda basit bir yardıma "hayır" diyen Ankara şimdi İran için aynı ABD'ye nasıl bir taviz planlıyor?Ankara, ABD'ye adeta "ne pahasına olursa olsun" dercesine yanaşıyor, ama "İran'a saldırı" denince ne yapacak?Irak konusunda Türkiye yanlış ata oynamasaydı, bugün İran için doğru bildiklerini söyleme hakkına sahip, sözü dinlenir bir ülke konumunda olabilecekti. Yazık. Dışişleri Bakanı Gül ABD'ye gidemedi. Temmuzda gidebileceğini umuyor. ŞEREFE! Aç bir Petrus... Bakın bir işçimiz, birkaç arkadaşıyla yediği akşam yemeği için nasıl da 5.6 milyar lira hesap ödeyebiliyor. Bu yemekte şişesi 4.3 milyar lira olan Petrus şarabı da açtırabiliyor.Bir bankanın genel müdür yardımcısı olan bu mütevazı vatandaşımızın savunması da ilginç:"Kimi yat alır, kimi hovardalık yapar, bizim ki de yemek...""Özrü kabahatinden büyük", ama bu sayın işçimiz milyarlık yemeği öyle tabii anlatıyor ki, insan acaba haftada kaç kez böyle basit yemekler yenilebiliyor, diye sormadan da edemiyor.Uzatmanın anlamı yok. Bazı işçilerimiz isterlerse milyarlık yer, milyarlık içer. "Afiyet olsun" demek de "sıfır zam" alacak işçilerimize düşer... dheper@milliyet.com.tr Türkiye yoksul bir ülkedir diyen de kim?
Özay Şendir
Küfür çok ayıp, geçmişi yazmak yeter...
6 Haziran 2025
Abbas Güçlü
Yaşadığımız toprakların farkında mıyız?..
6 Haziran 2025
Zafer Şahin
Senin kısmetine Kent Lokantası düştü İstanbul
6 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Savaş tamtamları ile barış olur mu?
6 Haziran 2025
Mehmet Tez
Pink Floyd, Live in Pompeii: Woodstock’ın tam tersi
6 Haziran 2025