Doğan HEPER
TÜRKİYE'nin bir açıdan daha fakirliği ortaya çıkıyor.
Sanki hiç güzel kadınımız yokmuş gibi her gün koy kaldır Hülya Avşar, Sibel Can.
8 aylık hamile ama güzel kadın diye hep Hülya Avşar meydanlarda.
Oysa ikisi de, Avşar da, Can da ideal güzel mi? Kısa boylu, etli butlu.
Allah'tan TV kanalları var. Türkiye'nin dışındaki defileleri izleyince güzellik mukayesesini yapmak da mümkün oluyor.
"Gerçek güzeller bizde de var ama onlar ortaya çıkmaya gerek görmüyor" diyebilirsiniz.
Evet onlar ortaya çıkmadığı için de Türkiye'de bu konudaki tekelleşme sürüp gidiyor. Güzelliğin tekeli bu iki şirin hanım sanatçımızın elinde kalıyor. Bu tekel kırılmalı.
* * *
GEÇTİĞİMİZ haftanın gündemdeki kişisi Ebru Eser'di.
Organları 6 kişiye nakledildi.
Ebru kocasını öldürmüş, sonra da intihar etmişti.
Olayın bu yanı adeta unutuldu. Ebru'nun, genç bir adamın hayatına son verişi gözlerden kaçırıldı.
Objektifler organlarının bağışı üzerine odaklandı.
Bu bağışın kahramanı da Ebru imiş gibi davranıldı.
Oysa kutlanması gereken Ebru'nun ailesi değil mi?
Bağışı yapan onlar.
Organ bağışı, insan hayatına bir cinayetle son vermeyi gölgeleyebilecek bir konu olarak algılanmamalı.
* * *
TÜRKİYE dar boğazda. Her şeye zam yapılıyor.
Milletvekilleri ise lojman paylaşımında.
Ve yeni yapılan lojman apartman dairelerinin kirası 16 milyon lira.
Üstelik bu lüks apartmanların bazılarında milletvekilleri kendileri oturmuyor, oğullarını, kızlarını oturtuyor.
Hiç olmazsa kiralar gerçekçi olsa da, milletvekillerimiz de halkımızın kira öderken hissettiğini hissetse.
* * *
TEMA Vakfı adeta ikinci bir kurtuluş savaşı veriyor.
Topraklarımızın korunması, kollanması savaşı.
Ama erozyonun yanı sıra insan eliyle de tabiatımız, çevremiz öldürülüyor.
Önceki gün Radikal gazetesinin birinci sayfası bu cinayete ayrılmıştı.
Sanayileşen Trakya'nın bilinçsiz ve sorumsuz ellerde ölüme terk edildiğinin vesikasıydı bu birinci sayfa.
Bu da insanların yarattığı bir erozyon sayılabilir.
Bu büyük tehlikeyle mücadelede geç kalındığı anlaşılıyor.
TEMA toplantı odalarının dışına taşan bir etkinlikle buralarda da varlığını hissetirmeli.
Ödüllerini çevre için mücadelenin sessiz ve isimsiz kahramanlarına da ulaştırabilmeli.
Bugün kazanç amacı gütmeden 200 - 300 ağaç dikip bakımını yapan, büyüten, çevresine de örnek olan insanlarımız var.
Onlar da bulunup ödüllendirilmeli.
* * *
İSTANBUL Valisi bir
"İstanbul Anayasası" lazım diyor.
Öyle bir anayasa ki tebdil tağyir ve ilga eden veya buna teşebbüste bulunan idam edilsin!..
Ama sakın bu anayasa hükümleri makabiline şamil, yani geçmişe de yürür olmasın, yoksa gelmiş, geçmiş, seçilmiş, atanmış İstanbul'un tüm yöneticilerini kurşuna dizmek gerekecektir!..
Yazara Email D.Heper@milliyet.com.tr
