Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hep diyoruz. Yine tekrar edelim. Terör bitirilmeli.
Nasıl?
Bunu yüzde 47 oy alan hükümet bilir...
Hükümet böyle önemli sorunlara çare bulamayacak da neye bulacak?
“Efendim, bu terör 25-30 yıldır var. Şimdi çıkmadı ki” derseniz vatandaş da şunu der: “Ben geçmişi bilmem, onlar herhalde teröre kesin çare bulamadıkları için gittiler, şimdi siz iktidardasınız, yani sorumlu mevkidesiniz, terörü siz bitireceksiniz.”
Ya bitireceksiniz, ya gideceksiniz. Bitiremezseniz gitmelisiniz...
* * *
Avrupa’nın en kalabalık ve en modern ordusunu, bu halk beslemiyor mu?
Bu ordu, bu fakir halkın vergileriyle ayakta değil mi?
Öyleyse bu hükümet savaş söz konusu olunca bu ordunun sesine kulak verecek ve orduyu en iyi şekilde kullanacak.
Yani savaşa yollayacak.
Önünü tıkamayacak.
Terörü bitirecek.
Halk bunu bekliyor, istiyor.
Bahane değil...
* * *
Bu askeri yol Güneydoğu’nun kalkındırılması gayretine engel değildir. Olmamalıdır.
O da yürümeli, öbürü de.
Üstelik yurtta yalnız Güneydoğu’nun mu kalkınmaya ihtiyacı var? Türkiye’nin batısında da, kuzeyinde de, ortasında da kalkınma bekleyen, geri kalmış çok bölge var. Ama bu geriliği bahane edip dağa çıkanlar yok. Öyleyse bazılarının amacı Güneydoğu’nun kalkındırılması değil oranın Türkiye’den koparılması. Ama buna yine buradaki Kürt kökenli kardeşlerimiz müsaade etmeyecek.
Kalkınma deyince yine hatırlatalım. Bizim “Güneydoğu kalkındırma vergisi” önerimiz vardı unutmayalım.
* * *
Kuzey Irak yönetimiyle geçen yıl başlatılan görüşme süreci bu kez bölgenin lideri Mesud Barzani’yi de kapsamış.
Böylece PKK yalnızlaştırılacakmış.
Bunlar laf, laf, laf...
Barzani istese de PKK’nın aleyhine çalışamaz. Çünkü bugün ilan edilmemiş de olsa, sanki Barzani’nin dağ ordusu PKK’dır. Bunu Ankara bilmiyor mu? Biliyor. Barzani varsa PKK var, PKK varsa Barzani var. Gerisi lafı güzaf...
Yani Barzani PKK ile mücadele edemez, yoksa kendi başını yer.
* * *
Türkiye ne Barzani’ye, ne Talabani’ye ne de ABD’ye güvenmeli. Türkiye kendi gücüne güvenmeli. Ve bu güveni, geç kalmadan fiilen ortaya koymalı.
Bunun içinse Türkiye’deki bütün “güç kurumları”, bir an önce anlaşmalı.
Gerisi, Barzani’nin Erdoğan’ı uyutması, Erdoğan’ın da Türk halkını uyutması olur.
Bu uyku da kısa sürer...

Haberin Devamı


BAŞBUĞ NİYE SERTTİ?
Genelkurmay Başkanı dün açıklamasından çok, üslubuyla dikkati çekti. Sayın İlker Başbuğ çok sertti. Bu sertlik yadırgandı...
Aktütün’de askerlerimiz kahramanca çarpışmıştı. Bunun aksini söylemek en azından buradaki şehitlerimize hakaret sayılırdı.
Ama Aktütün’de bir istihbarat zafiyeti mi vardı? Ordunun elde ettiği bazı bilgiler dışarı mı kaçıyordu? Bunu da incelemek ve gerçeği açıklamak yetkililerinin göreviydi. Bu, başka tonda da anlatılamaz mıydı?

Haberin Devamı

Trilyonlar ve kriz
Ekonomik kriz kapımızda ama lüks otomobiller Türkiye’de kapış kapış gidiyor.
Oysa dünya otomobil piyasası durgunluk yaşıyor. İstanbul’daki otomobil fuarında rakamlar 1.5 milyon YTL’ye bile varıyor.
Kim alıyor bu otomobilleri, isimleri açıklansa ya, bu gizlilik niye?
Mehmet Barlas geçen gün yazısına şöyle başlıyordu:
“Acaba kriz zenginlerin yaşamını nasıl etkileyecek?”
Dünyadakileri bilmem ama, yukarıdaki satışlar, krizin bizimkileri pek etkilemediğini gösteriyor. Değil mi?

Haberin Devamı

HEP ONLAR
Analar ağlıyor

“Bu savaş bitsin. Artık annelerin gözyaşı akmasın. Ne Türk ölsün, ne de Kürt...”
Bunu PKK’nın hain saldırısında öldürülen teröristlerden Recep Dorak’ın cenazesinde konuşan annesi Hasniye Dorak söylüyor.
Bu, “yılın temennisi” sayılabilir.
Yıllardır iki taraftan da ölen gençler var.
Oysa, Türk, Kürt kardeştir.
Türk, Kürt kardeş sayılmasaydı zaten Türkiye 25-30 yıldır birbirine girerdi. Bunu görmek için uğraşan bir avuç bozguncuya rağmen halk sarılmış, tek vücut olmuş, dayanıyor. Onlar dayandıkça kimse Türkiye’nin birliğini, beraberliğini bozamayacak.
Geçende PKK’nın kandırdıklarından dağdaki bir gençten ve onun şerefli Türk askeri olan öz kardeşinden söz ediliyordu.
Kardeşi kardeşe düşürmekten bazıları mutlu mu?..
Olmamalı...
Anneler sesinizi duyurun. “Bu böyle gitmez. Dağdaki çocuklarımız artık kardeşlerinin yanına dönsün...” diye bağırın...

İŞ ÇOK AMA
Belediyeler uyuyor

Trafik polisine artık rastlamak güç.
Bunlar görevleri başında olsa, Mecidiyeköy’deki Cevahir’in önünden Şişli Belediye binasına kadar minibüs, servis araçları, otobüs ve taksiler iki sıra park edip yolu tıkar mı?
Çilekli’deki araç üstgeçidi bir türlü bitirilemiyor.
Çünkü çalışan yok.
Oradaki “Cumhuriyet Caddesi” için herhalde milyarlar harcandı. Ama cadde trafiğe üç yıldır açılamıyor. Açtırmayanlar herhalde belediyeden güçlü...
Levent ve 4. Levent’te araçlar için ana caddede, yolu tıkamadan duracak yer var. İlgililer biraz ilgilense ya...
Beşiktaş’a inişte, yani Barbaros Bulvarı’nda, çiçekli orta kısma dikilen sarmaşık güller “yediveren” değil ki, bir türlü açmıyor.
Belediyeyi aldatmışlar.
Köprü gişelerinden Etiler yönüne sapışta yol, bordür taşıyla ortadan ikiye bölünebilir. Böylece Etiler yönüne gidecekler, köprüye gidenleri uzun süre beklemek zorunda kalmaz.
1. Levent meydanı yeni yapıldı. Ama meydandan Nispetiye Caddesi’ne araçla çıkmak dert. Trafik yürümüyor. Çare var, yazdık. Ama yetkililer uyuyor. Belki de böyle olması işlerine geliyor, kim bilir?
Taksim gezisinin kenarına yapılan dükkânlar “çıfıt çarşısı” görüntüsü veriyor. Bu dükkânlar geri çekilmeli ve aynı görüntüde olmalı. Havalandırma ve tabela kargaşasına da son verilmeli.
Burası Taksim. İstanbul’un değil Türkiye’nin kalbi. Ama yöneticilerimiz galiba bu kalbi taşıyacak kalitede değil.
Daha neler var neler, ama şehri gezen, gören ve çare üreten yetkili ne yazık ki yok, yok, yok.