Doğan Heper
TÜRKİYE'de gerginlik düşmeli.
Sinirler böyle keman yayı gibi gerilmiş oldukça huzur da, istikrar da hayal.
Peki bu gerginlik, bu tansiyon nasıl düşürülecek?
Bunun ilacı parti liderlerinin elinde.
Özellikle de Tansu Çiller'in.
Ama dün Çiller toplumsal uzlaşma ihtimalini dinamitledi.
Mesut Yılmaz'ın kendisini ziyaretini adeta siyasi hakaret vesilesi olarak kullandı.
Çiller'in buna önceden hazırlandığı da ortaya çıktı.
Yılmaz'ın güvenoyu almaması muhakkakmış gibi konuşan Çiller'in telaşını anlamak da mümkün değil.
Çünkü eğer Yılmaz güvenoyu almayacaksa sıra ona da gelecek demektir. Öyleyse Çiller'in telaşı niye?
Yılmaz'ın,
"Cumhurbaşkanı'nın kendisine görev vermeyeceğini" ifade etmesini Çiller Demirel'in kararı gibi algıladı, bu da yanlış oldu.
Cumhurbaşkanı görevlendirme için ülkede
"siyasi durumu" dikkate aldığına göre tabii ki Çiller dışında bir tarafsızın görevlendirilmesi de mümkündür. Anayasa buna müsaittir.
Ama bunlar varsayım.
Şimdi gerçek olan bir şey var, Çiller'in dün Yılmaz'la görüşmesindeki ve görüşmeden sonraki sözleriyle toplumsal uzlaşmanın sağlanmasının imkansıza yakın zorlaşmış olması.
Çiller'e göre;
"Yılmaz'ın görevlendirilmesi dayatmadır, demokratik değildir, hukuki değildir. Öyleyse Yılmaz'la hükümet modelleri tartışılamaz. Tartışılırsa demokrasi yara alır."
Bu nedenlerle Çiller Yılmaz'a;
"Ben sizinle konuşamam" diyor.
Ve,
"Hemen gidin görevi Cumhurbaşkanı'na iade edin" diye de talimat gibi bir istemde bulunuyor.
Çiller'in Refahyol'la Türkiye'yi bir yılda getirdiği nokta belli. Şimdi götürmek istediği noktanın ondan da tehlikeli olma ihtimali var.
* * *
ÇİLLER önceki gün de toplumsal uzlaşmayı yaralayacak beyanlarda bulundu.
Toplumsal uzlaşma,
"Gerekirse yeni şehitler veririz" diyerek sağlanamaz.
Üstelik şehitlerden kasıt Menderes, Zorlu, Polatkan'sa onlar hakkında hükmü tarih verdi. Hem de Başol'la Egesel'in verdiği hükme zıt bir şekilde. Yani idam gibi telafisi mümkün olmayan ağırlıktaki cezayı haksız bularak.
Menderes'e Yassıada duruşmalarında
"sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor" diye bağıran Başol, verilecek hükmün hukuki olmadığını da o andan itibaren ilan etmiş oluyordu.
Çiller kendisini onlara benzetiyorsa yanılıyor.
Üstelik 21. asrın eşiğinde artık hiç kimse siyasi şehit görmek istemiyor. Bunun barbarlık olduğu biliniyor.
* * *
GEÇMİŞ üzücü olayları abartıp sulandırmak ve olayları kullanmaya kalkışmak onaylanamaz.
DP liderlerinin çarptırıldıkları cezalar bugün haksız da bulunsa, o günkü şartlar içinde o cezalara çarptırıldılar.
Bugün siyasilerin çarptırılacakları önemli ceza halkın güvenini kaybetmek, yolsuzluk soruşturmalarına muhatap olmak ve en önemlisi halkın vicdanında mahkum olmaktır.
Yoksa bir liderin kendi seçtirdiği, milletvekili yaptığı bir avuç kişi tarafından pohpohlanıp ayakta alkışlanması yanıltıcı olur.
Ölçü o grup değil Türk vatandaşlarının değer hükümleridir. Ona kulak vermek, itibar etmek sağlıklı olur.
* * *
YILMAZ temaslarını dün sürdürdü.
Gerilimi yaratan hükümet gerilimi düşüremeyeceğine göre, yani Refahyol'un Yolrefah olmasıyla değişen bir şey olamayacağına göre Yılmaz'ın temaslarından Türkiye için yeni bir ışık doğması gerekiyor.
Daha doğrusu bu ışığın doğmasına, istikrar yolunun açılmasına her şeye rağmen, yine de ve herkesten önce DYP'lilerin yardımcı olması bekleniyor.
Liderli olmazsa lidersiz, topyekün olmazsa kısmen.
Türkiye bunu umuyor.
Bu açıdan bakınca DYP'lilerle temasların sürmesinde yarar olduğu söylenebilir.
* * *
TÜRKİYE'nin şu andaki sorunu
"tansiyonu düşürmek"tir derken, o tansiyonu kasıtlı veya kasıtsız yükseltme yolunda olanların bulunduğu da görülüyor. Bu yalnız Çiller'de değil.
RP'lilerden de aynı olumsuz gayret içinde olanlar var. İşte RP grup sözcüsü Süleyman Arif Emre;
"Demirel pişman olacak" diyor.
Emre, Cumhurbaşkanı'nı tehdit ediyor.
Demirel, Başbakanlığın devre mülk haline getirilme ciddiyetsizliğine alet olmadığı için.
Anayasa ve teamüllere uygun davrandığı, aksi temayüllerdekilere ders verdiği için.
Emre gibilerin tutumuyla Türkiye yönetilemez, gerilim düşürülemez, toplumsal uzlaşma da sağlanamaz.
Oysa gün çekişme değil uzlaşma günüdür.
Ve Refahyol bu toplumsal uzlaşmayı bir yıldır sağlayamadığı için bugünlere geldiğimiz de unutulmamalıdır.
Yazara EmailD.Heper@milliyet.com.tr