Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Geçen gün Özgürlükçü Dayanışma Partisi ÖDP'nin 2. büyük kongresi toplandı.
ÖDP, gerçek solu temsil iddiasında.
Türkiye'nin de böyle bir sola ihtiyacı var.
Yöneticileri de şaibesiz, saygın kişiler.
Ama demokrasilerde ölçü "oy"sa ÖDP geçen seçimde oy almadı.
Belki yeniydi, kendisini gereği gibi tanıtamadı.
Oysa tanıtımda gücü olan pek çok destekleyeni, sempatizanı da vardı.
Olağanüstü bir durum doğmazsa önümüzdeki seçime vakit var, yelpazenin solundaki boşluk da iyice hissedilir olduğuna göre, bu durum, siyaset arenasında ÖDP'yi daha iyi bir konuma getirebilir.
* * *
KONGREDEN yeniden genel başkan olarak çıkan Ufuk Uras, TV'de konuşuyordu.
Bir hesap yaptı.
Yanılmıyorsam, asgari ücretle çalışanlarla işsizlerin toplamını ailelerindeki insan sayısıyla çarparak, Türkiye'de 80 milyon lirayla geçinmeye çalışan veya işsiz olduğu için hiç kazanamayan 35 milyon nüfus olduğunu ortaya koydu.
Aslında bu çok korkunç bir durum. Türkiye'nin yarısından fazlası bu durumdaysa sonuç çöküştür, sosyal patlamadır.
* * *
İSTANBUL Şile yolunun yapımı yıllardır sürüyor.
70 kilometrelik yolun 65 kilometrelik bölümü bitmiş, ama ortalardaki 5 kilometrelik bir bölüm nedense uzun süredir bitirilemediği için o noktada eski yol kullanılıyor.
Eski yolun geniş bir alan teşkil eden bir noktasında, ağaçlıklı, yeşillikli bir bölümünde 30 - 40 tane gözlemeci var. Köylü kadınlar çalışıyor.
Salaş çardakların önünde çökelekli, kaşarlı, kıymalı, patatesli gözleme yapıp satıyorlar.
Önlerinde otomobil park edecek yer yok. Her karış dolu.
Merak ettim. Yer buldum. Durdum. Konuştum. Kız, ortaokulu bitirmiş, annesiyle beraber bu mevsimde haftada üç gün, günde ortalama 300 gözleme sattıklarını söylüyor. Aylık karları bir milyar lira tutuyor.
İstiklal Caddesi'nde 11 yaşındaki kağıt mendil satıcısı çocuk günde 2.5 - 3 milyon kazanıyor. Üç küçük kardeşin bir günde aldığı 9 milyon, ayda 270 milyon ediyor.
Eminönü'ndeki işportacıların ayda 1 - 2 milyar lira kazananları var.
Sağa sola göz atın, İstanbul'da inşaatlarda işçi olarak çalışmaya artık insanımız pek de tenezzül etmiyor. Romenler o işi ele geçirdi.
Evlerde yardımcı olarak Moldovalılar, Ukraynalılar, Gagavuzlar ve benzer yabancı kadınlar çalışıyor. Aracı bürolar kurulmuş, harıl harıl iş yapıyor.
Yani Türk insanı, bütün yoksulluk şartlarına rağmen mücadele ediyor. Geçinmenin yolunu buluyor, yaratıyor. Hatta onun beğenmediği işler yabancılara kalıyor.
* * *
TÜM bunlar Türkiye geneli için saptanan bilimsel gerçekleri değiştirmez.
Tüm bunlar Türkiye genelinde işsizlik yok demek değil.
Tüm bunlar fert başına milli gelirdeki fakirliğimizi gözlerden uzaklaştıramaz.
Bölgeler arası gelişmişlik farklarını yok saymanıza yetmez.
Gelir dağılımı adaletsizliğini örtmez.
Ama bunlar büyük şehre akının sebebini, o akının sosyal ve kültürel tüm sakıncalarına rağmen bir kısım insanımızın işine yaradığını, bunun belki de büyük sosyal patlamaları önlediğini göstermez mi?


Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr