Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


"Ekonomimiz ciddi bir darboğazda."
Başbakan Ecevit'in son günlerde kullandığı cümlelerden en önemlisi belki de bu.
Ve buna dayanarak sosyal güvenlik reformu ile emekli olma yaşı sınırları yükseltiliyor.
Ve yine bu cümle temel yapılarak memur maaşlarına zam yüzde yirmi ile sınırlı tutuluyor.
Ecevit cümlesini şöyle sürdürüyor: "Eğer sosyal güvenlik reformunu yapmasaydık devlet çökecekti."
Devletin çökmesinden büyük tehlike ne olabilir?
Ama bu tehlikeyi Başbakan görüyor, işçi - memur hissediyor da onların dışındakiler aynı duyarlılığı gösteriyor mu?
Yoksa Türkiye'de darboğazı hissedenler ve hissetmeyenler diye iki ayrı grup mu var?
* * *
HİSSETMEYENLER grubunda bazı milletvekilleri var.
Kıyak emeklilik peşinde koşup kısa yoldan eleklilik hakkı kazanmak isteyenler.
Seçimden önce, hak etmedikleri üç aylık maaşı toptan alma pişkinliğini gösterenler, iade etmeyenler.
Onların dışında da darboğazın farkında olmayanlar var.
İşte, Hıncal Uluç'un yazısından kısa bir alıntı:
"St. Tropez'de üç gün!..
Dünya değişmiş.. St. Tropez'i dünyaya tanıtan Brigitte Bardot, hem de nasıl değişmiş.. Ama değişmeyen şey, St. Tropez'in kendisi..
İpini koparan gelsin istemiyorlar. Burası zengin, bol para bırakacak adamın yeri.. Bir bardak suya beş dolar verme gücü olanların..
St. Tropez'de ana dil Fransızca da, yavru dil Türkçe.. Türkçe duymadığınız köşebaşı, sokak, restoran, kafe yok..
Le Seneque'de oturuyorum.. Bunun önü, dünyanın ben diyeyim en ünlü tekne bağlama yeri.. Bir geceliği yüzlerce dolar.. Talip o kadar çok ki.. Bir de o kadar rüşvet gerek, tekneyi buraya bağlamak için..
Tam karşımda iki tekne.. İkisi de bizimkilerin.. Birinde ...... var, ötekinde oğlu ...... Bir gün evvel ......'ün teknesi oradaydı. Bir gün sonra da ...... gelip bağlanacakmış. Daha başka Türkler de var, tanımadığım.. Barbarosların bastığı sahillerde şimdi dünya lüksü teknelerimiz dinleniyor..
Küçük limana sığmayan bu yüzden marina dışında demirleyen ve güzelliği ile orada bütün teknelere hava atan ...... da, arkasındaki dev Türk bayrağı ile orda.."
Bazıları iyi kazanıyor. Onlar için Türkiye ekonomisi hala canlı. Canlı ki Özal'ın bir darboğaz dönemindeki "Villanı, yatını sat" uyarısı akla gelmiyor.
(Yazıdaki isimlerin yerini boş bıraktım. Çünkü bizi tek tek kişiler ilgilendirmiyor. Önemli olan, durum...)
* * *
SSK'nın son genel müdürünü dinliyorum.
"Kuruluşun aylık faiz kaybı 2 trilyon lira" diyor.
SSK'nın mali özerkliği var ama iki bakanın imzası ile SSK'nın kaynakları Ziraat Bankası'na faizsiz yatırılabiliyor. Yani devlet işçinin parasına el koyabiliyor.
* * *
TÜRKİYE'de 13 yılda 5 başbakan değişmiş.
5 yılda 9 dışişleri bakanı değişmiş.
4 yılda 11 içişleri bakanı değişmiş.
Değişmeyen yalnızca iki grubun kaderi.
Biri hep kemer sıkıyor.
Diğerleri, kemer kullanmadığı için hep rahat dolaşıyor. St. Tropez'deki gibi...
Türkiye'nin belki de en önemli sorunu fedakarlıkta adil hareket edilmemesi...




Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr