Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       BU ülkede hiç başka konu yok.
Tek konu siyaset.
Neden?
Çünkü politik hayatımızda istikrar yok.
Tüm gün TV haberlerini izliyorum, tartışma, sohbet programlarına bakıyorum, NTV hep açık; gazeteleri didiklemek, merakımız dışında görevimiz.
Sonuç; siyaset, siyaset, siyaset... Yeter...
CNN'i açıyorum, orada da Sayın Mesut Yılmaz karşıma çıkmaz mı?
Bu siyaset haberi sıkıcılığı kardeşimiz Reha Muhtar'ı bile seyredilir yaptı.
GAP ne durumda? Almanya'daki aday Türkler kimler, nerede doğdular, anneleri babaları kim, ne iş yaparlar? Türkiye'ye nasıl bakıyorlar? Geçen gün bir gence yeni bir kalp takıldı. Peki Türkiye'de başkasının kalbiyle yaşayan kaç kişi var, nasıl yaşıyorlar, kaç yıldır yaşıyorlar, kaç kişi ameliyattan kaç yıl sonra öldü?
Daha konu mu yok? Var ama iç siyasetin ağır baskısı altında ezilip eriyorlar.
Ağır dedikse kalite ağırlığı değil, sağanak yoğunluğu gibi bir şey...
Tartışmaların içeriği, yeniliği, işe yararlılığı olsa yüreğim yanmayacak.
"Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur..."
* * *
VERGİ Yasası çıktı, 20 gün geçti, kanun değiştirildi.
Peki bu kanun neden önceden gereği kadar tartışılmadı?
Tartışılsaydı bu kadar kısa sürede değiştirilme gereği doğar mıydı?
Birinin sözünü hatırlıyorum, "Bu vergi yasasını, o anlı şanlı devlet bakanının bile okumuş olduğunu zannetmiyorum" diyordu.
Seçim yasası kabul edildi.
Kabul edildiği günden beri nasıl cayarız tartışması yapılıyor.
Dün kabul edenler, bugün kabulden geri dönmek isteyenler...
İradesi bu kadar zayıf insanlarla Türkiye nasıl istikrara kavuşur?
Bir de şu söze deli oluyorum:
"Erken seçime milletvekillerinin çoğu genel başkanları öyle istediği için olumlu oy verdi, ama oylama gizli oyla yapılsaydı erken seçim kararı çıkmazdı, yani bu milletvekillerinin çoğu aleyhte oy verirdi."
Milli irade kapalı oya, açık oya göre değişir mi?
Hakikat kapalı oyda şöyle, açık oyda böyle olur mu?
Ayıptır.
* * *
SİYASET konusunda Aziz Nesin'den daha üretken bir milli takımımız var.
Seçim olsun - seçim olmasın, erken olsun - zamanında olsun, yeni yasalarla olsun - eski düzende olsun, başkanlık olsun - yarı başkanlık olsun, barajlar düşsün - kalsın, ittifak olsun - olmasın...
Cumhuriyet'in 75. yılında Türkiye'nin demokrasisine hala bir uygulama yolu çizememiş olması insanın gücüne gidiyor.
* * *
ÖNCEKİ gün de Sayın Cindoruk altyapısı hazırlanmadan, görüşülmeden, tartışılmadan, danışılmadan, nabız yoklamaları yapılmadan, yasal olurlulukları düşünülmeden, üstelik seçim sürecine de girilmişken yeni bir öneride bulundu.
Sayın Cumhurbaşkanı Demirel'in sözcüsü gibi:
Onu zamanından 6 ay önce Çankaya'dan indiriyor, sistemi yarı başkanlığa çeviriyor, Demirel'i de başkan adayı yapıyor, seçimi de kazandırıp yeniden Çankaya'ya yolluyor.
Yeni bir siyasal kargaşa konusu çıkana kadar bu konu bizi idare eder.
Dün de Cumhurbaşkanı Demirel bu tartışmaya, katılmayacağını söyleyerek katıldı...
"Türkiye istikrar aradığı sürece bu tartışmalar kaçınılmazdır" dedi.
Peki ama bu istikrar denen şey ne zaman bulunacak, nasıl bulunacak?..





Yazara E-Posta: d.heper@milliyet.com.tr