Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

"...Türkiyede her türlü rejim denendi, bir komünizm kaldı..."Yönetimimizdeki şu çeşitliliğe bakın; mutlakiyet, meşrutiyet, cumhuriyet, tek adamlık, tek parti yönetimi, meclis hükümeti, çok partili dönem, demokrasi, askeri yönetimler, demokratik cumhuriyet, parlamenter sistem...Başgil Hocanın "Allah korusun ama bu gidişle ona da sıra gelecek" kehaneti belki de tutabilirdi, eğer komünizm baba ocağında intihar etmeseydi.Bu manzaradan şu sonuç çıkmaz mı? Toplumumuzda bir siyasi olgunluk noksanlığı var.O nedenle de yıllardır Türkiyede işler yolunda gitmiyor, çoğulcu, katılımcı demokrasi de, hak hukuk da, istihdam da, üretim de, paylaşım da, refah da hayal oluyor.Oysa rejimler, sistemler araçtır. Halkın mutluluğunun aracı.Ama biz o kadar rejim, sistem denediğimiz, şu kadar deneyim geçirdiğimiz halde görüyoruz ki bu macera amaca ulaşmamıza, yani toplumsal mutluluğu yakalamamıza yeterli olmamış.***UYGULADIĞINIZI söylediğiniz, "demokrasi" de olsa, Batılı anlamda denetim organları olmayınca veya olanlar işletilmeyince elde edilen mutluluk da bir zümreye tanınan imtiyaz halinde kalıyor.Toplumumuzda siyasi olgunluk noksanlığı var derken bunu söylemek istiyoruz.Son örnek; halk hortumcular ve işbirlikçiler için 20 milyar dolar haraç ödemeye mahkum ediliyor.Bu yapılırken, eskilere ilaveten, 25 bin çalışanın işine de son verilmesi planlanıyor. Yalnız bunlar, aileleriyle 1.5 milyon kişi eder. Bir babanın akşam eve gidince, "Kovuldum, artık ekmek yok, aş yok, okul yok, kira yok, giyim kuşam yok" dediğini, bunu nasıl söyleyebildiğini düşünebiliyor musunuz?Bu 20 milyar dolar hortuma değil de yatırıma gitseydi, bu kadar aile babası işsiz kalır mıydı?İstihdam, üretim, ihracat çemberi büyük bir grup insanımız için gerektiği gibi kurulamaz mıydı?***BİR yabancının emri komutası altına girmek onur kırıcıdır, kabul edilemez.Ama Türk milletinin kasasının başına bir yabancıyı, IMF Başkanını oturtmak da zul sayılmalıdır.Bakın son günlerin en anlamlı ve kapsamlı cümlesini AKPli Meclis Savunma Komisyonu Başkanı Mehmet Dülger söyledi:"Bu kadar borcu olana her istediklerini yaptırırlar."Türkiyeyi bu duruma düşürenler "utansın".Çaresizim; terbiyem ve Ceza Kanunu, daha yerinde(!) bir cümle sarf etmemi önlüyor. Anayasa Hukuku hocamız Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgilin dersteki bir cümlesini unutmam: AKP ÇARK ETTİ Para karşılığı olunca savaş mübah mı sayılıyor?Sorum Tayyip Erdoğana, ama onun zaman ve zemine göre, her soruya bin türlü cevabı var. Bu hükümet barışçı mı, savaşçı mı? Bir yandan komşu bir Müslüman ülke halkını korumaktan, BM kararı olmadığından söz edip barış şarkıları söylüyor. Ama aynı anda savaş için ABD ile dolar pazarlığı yapıyor. "ÜS YOK, TESİS VAR" Bu hikaye bitmez Aklınıza "torpillilik" gibi bir yanlış gelmesin. Onun için açıklayayım:Yedek subay okulunda mezunlardan ilk üç dereceye giren Türkiyede istediği yeri seçer, oraya atanırdı. Diğerleri kura çekerdi. Ben ilk üçe girebilirdim. Sokmadılar. Dördüncü oldum. Kura çektim. O, ABD üssündeki Türk birliğinde göreve başladım.***Bir gün haber geldi, Genelkurmay Başkanı Cemal Tural birliğimizin önünden geçecek...Yol kenarına dizildik. Paşanın aracı geldi. Önümüzde durdu. Paşa çıktı. Ellerimizi sıktı.Komutanımız yarbay, Genelkurmay Başkanı Tural Paşayı içeriye davet etti.Paşa parmağı ile kapının üzerinde büyük bir pano halindeki tabelayı gösterip, gürledi:"O tabela oradan kalkmadıkça ben buraya girmem..."Tabelada "ABD üssü" anlamında birkaç kelime vardı...Daha sonraları üslere karşı çıkmak o kadar moda oldu ki, sonunda ona karşı cevabı da Süleyman Demirel üretti, "üs yok, tesis var."Yıllar geçti Türkiye hala aynı şeyleri tartışıyor. 1.5 yıllık askerliğimi İstanbul civarında önemli bir ABD üssündeki Türk birliğinde yaptım. Şimdi sizin de tanıdığınız hem profesör hem gazeteci - yazar iki arkadaşım ile son yılların en popüler hariciyecisi ve bir başbakan oğlu da orada yedek subaydı. AYIPTIR Koyun ve kasap Tüm dünyada, inşaatçılar, gıdacılar, ilaççılar hatta bayrakçılar olaya, "karımız ne olur" diye bakıyor.Yani; "koyun can, kasap et derdinde..."Bu sözün Irak savaşına kadar, bu derece "cuk" oturduğu bir olay yaşanmamıştır. dheper@milliyet.com.tr Savaştan önce ganimet ve ticaret paylaşımı başladı.