Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ankara kongresi ölçü ise, FP'de yenilikçiler galip.
Erbakan'ın "gelenekçiler"i mağlup.
Bu nedenle gelecek yılki parti kongresi her zamankinden ilginç geçecek demektir.
Kutan'ın FP başkanlığına yeniden aday olacağı biliniyor.
Karşısına bazı adaylar çıkabilir.
Burada önemli olan Tayyip Erdoğan'ın durumu.
Yarışa katılma imkanı doğarsa dengeleri değiştirebilir mi?
Nazlı Ilıcak, Türkiye'de olduğu gibi Amerika'da da Kutan'ın arkasından ayrılmıyordu ama Tayyip Erdoğan'ı diri tutmaya gayret eden de o.
Onun için verilen yemekler, TÜSİAD'ın yöneticileriyle sohbet toplantıları boşuna mı organize ediliyor?
* * *
TÜRKİYE'nin sağ uçta şanssızlığı var.
RP de, FP de Türk halkının büyük bölümünün ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir parti olabilecekken kendilerini marjinalleştirdiler, bir küçük azınlığın partisi oldular. Olmayacak duaya amin demeyi tercih ettiler.
Orta sağda da Türkiye'nin şanssızlığı sürüyor.
ANAP'ta da, DYP'de de umut yok. Her seçimde oy yüzdeleri düşe düşe sonunda barajın altında kalma ihtimalleri bile belirdi.
Mesut Yılmaz'ın, tüm ciddi görünüşüne rağmen puan kaybettiği inkar edilebilir mi?
Bazı pazarlıkların içinde görünmesi onu yıprattı.
Ama rakibi yok.
DYP'ye bakın. Tansu Çiller partiyi küçülte küçülte yüzde 13 - 14 oy alabilir hale getirdi.
Çeşitli dedikodular, doğru yanlış ayyuka çıktı.
O hala lider, böyle giderse lider olarak kalmaya da devam edecek.
Onun da rakibi yok.
Büyük kongreye günler kaldı.
Çiller'in karşısına çıkacağı söylenenlere bakıyorum. Bunlar DYP'yi iktidar adayı yapar mı? Türkiye'ye yeni bir vizyon verebilir mi?
Solda da durum kritik.
CHP, Türkiye'ye lazım deniliyor. Madem öyle neden barajın altına düştü?
DSP, Ecevit olmasa ne olur?
Blair'le, Lafontaine'le yarışması gerekenlerin konuşmalarına bakınca, değişimin mimarı olacak öyle bir entelektüel altyapıya sahip olmadıkları da görülüyor.
* * *
ÜÇÜNCÜ bin yıla girerken tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de liderlerin önemi daha çok ortaya çıkıyor.
Demokrasi diyorsak, insan hakları diyorsak, sosyal adalet diyorsak, refahın tabana yayılması diyorsak, adalet diyorsak, eşitlik diyorsak, bunların ve çağdaş değerlerin hepsinin savunucusu onlar olacak.
Küreselleşme diyorsak, globalleşme diyorsak, yeni dünya düzeni diyorsak, Türkiye yerini onların karizmaları sayesinde bulacak.
Entelektüel birikimleriyle, felsefi altyapılarıyla; Türkiye'nin gerçeklerini, çağın gerekleriyle birleştirip yeni Türkiye vizyonunu ortaya onlar koyacak.
Ama siyasal partilerimize bakıyoruz. Onların meşgalelerine, sorunlara bakışlarına, proje, çözüm üretim hız ve kabiliyetlerine, liderlik mücadelelerine... Umut vermiyorlar. Bunu söyleyince de "halkı siyasetten soğutmayın" diye kızıyorlar.
Oysa PİAR'ın yaptığı yeni kamuoyu araştırması da liderler açısından durumun ne kadar feci olduğunu gösteriyor:
"Halk, Türk toplumunun önündeki sorunları hiçbir parti ve liderin çözebileceğine inanmıyor."
İşte gerçek bu. Türkiye'nin şanssızlığı da bu... Mevcutlar yetersiz, yeniler de görünürde yok...




Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr