FELAKET tellallığı yapmayalım ama gerçeği de görelim.
Ege'de barış niyetlerine rağmen diğer alanlarda durum iyiye gitmiyor.
ABD'de ve Rusya'da Türkiye aleyhinde gelişmeler var.
Ankara ise en dirençsiz dönemine girmiş gibi...
Ekonomi IMF'ye ihale edildi, ama pek çok başka konu taşerona emanet edilemez ki...
Öyleyse hassas gelecek için tedbiri bugünden almak lazım.
* * *
TÜRKİYE en dirençsiz dönemine girdi demek yanlış mı?
Türkiye'de bugün kırmızı ışıkta aracını durduruşu, frak giymeyişi tartışılan bir Cumhurbaşkanı var.
Bu tartışma sanki onun geçmişinin, hayat grafiğinin bu ve benzer konulardan başka konularla ilgilenmesine müsait olmadığı kanısına dayandırılıyormuş gibi geliyor.
Eğer böyleyse, işte Türkiye'nin bu kritik dönemindeki başlıca şanssızlıklarından biri bu.
Bir de Ecevit'in durumu var.
Sayın Başbakan'ın, örneğin; 10 yıl, 15 yıl önceye göre performansında düşüş olduğu söyleniyor. Yorgunluğunun dikkat çekici olduğu vurgulanıyor.
Bir de iktidarın durumu var.
Hükümet yamalı bohça.
Ortakların bugün için uzlaşma içinde oldukları görülüyor ama yarın ne olacağı bugünden belli olmaz. Koalisyonlar bünyeleri zayıf oluşumlardır.
Muhalefette de güçlü partiler yok. Güçlü olsalar zaten iktidar olurlardı, demeyi bir yana bırakın iktidar adayı olma ümidi bile pek vermiyorlar.
Meclis de güçsüz. Ne derseniz deyin, büyük oranda beş lider tarafından atandıkları için midir nedir, milletvekilleri olaylara hakim olamıyorlar. Cumhurbaşkanlığı'na bile kendi içlerinden birini, 550'den birini seçemediler.
* * *
TÜRKİYE'nin bu bıçak sırtında görünümü dış şartlarla beraber ele alınınca önümüzdeki günlerin çok kritik olacağı ortaya çıkıyor.
Rusya'da şartlar değişmedi. Ama baştaki yönetici değişti. Ve Moskova'yı da değiştirdi.
Putin, ülkelerin yönetimlerinde kişilerin ne kadar önemli olduğunun son örneğini verdi.
Yeni Devlet Başkanı, eski güçlü Sovyetler Birliği'ni, hatta çarlık dönemini hatırlatan ataklara geçti.
Özellikle Orta Asya'da, Kafkasya'da Rusların eski etkinliğini elde etmesi için bizzat oralara gitmeye başladı.
Tüm bu ataklar, atılan her yeni adım Türkiye'nin aleyhine sonuç verecek gibi görünüyor. Doğalgaz ve petrol boru hattı konularında teşebbüs Ankara'nın elinden neredeyse çıkma noktasına geldi.
Ama şu anda bu kritik duruma rağmen Türkiye adına karşı atağa geçecek Ankara'da bir lider yok.
* * *
ABD'de de Türkiye için yeni bir tehlike doğuyor.
Cumhuriyetçi başkan adayı Bush seçimi kazanırsa, Irak'ın parçalanması kaçınılmaz olacak. Oysa kuzeyde kurulacak yeni devlete Ankara'nın karşı olduğu biliniyor.
Buna rağmen fiilen gerçekleşen bu devleti Bush'un resmileştireceği anlaşılıyor.
Bu, Türkiye ile ABD arasında iyi giden ilişkilerin bozulabileceği anlamına gelmiyor mu?
İki güçlü devletle ihtilafların tohumları atılırken, Türkiye'de yönetimde zayıf noktalar artıyor.
Önümüzdeki kritik günlere hazırlıklı olmalıyız.
Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr