Tuvalet kâğıdı kalmadı zımpara kâğıdı verelim

AKP iktidarı daha üçüncü ayında ekonomide, siyasette ve güvenlikte iflas etti. Bakın vatandaşın başına sağanak gibi vergi yağıyor. Maliye Bakanı da bunu "Barışın bedeli" diye izah ediyor. Tezkerenin kabul edilmemiş olmasına bağlıyor. AKP’nin vaatlerinin tam tersi yaşanıyor. Durum, acemi bakkal çırağının mantığı ile izah edilebilir; "Tuvalet kâğıdı kalmadı, zımpara kâğıdı verelim..."
Bölgesinde lider Türkiye gitti, yerine ürkek, kararsız bir ülke geldi. Halk, vizyonu olmayan bir iktidarın günahlarını ödüyor.
"Akılsız başın cezasını ayaklar çeker" sözünü hatırlatan bir durum var.
***
BARZANİ ve Talabani, güçlerini birleştirdiklerini ilan ettiler. Kime karşı? Önce Erbil’de, ertesi gün Akra’da, Diana’da Türk bayrakları yakıldı.
Tezkere kabul görmediğine göre, artık Kuzey Irak’a Türk askeri giremeyecek. Hava Kuvvetleri Komutanı Asparuk da böyle diyor. Belki olanların da geri çekilmesi gerekecek. Peki gerektiğinde Kuzey Irak’ta barışa Türkiye nasıl yardımcı olabilecek?
AKP’nin bu konudaki, meşruiyet temeli sağlam(!) "B" planı ne acaba?
***
CHP ve Baykal, nasıl olsa bu tezkere çıkacak düşüncesiyle olsa gerek, rahat bir şekilde "savaşa karşı" olma gösterisi yaptı. Prestij depolamak istedi.
Tezkerenin kabul edilmemesiyle de, yine CHP kazandı. Şimdi de Türkiye’nin içine düştüğü, ekonomik, siyasi ve güvenlik perişanlığını eleştirerek prestijine prestij katmaya çalışacak. AKP’yi yerden yere vuracak. Buna başladı bile.
İlk bakışta; Türkiye kaybetti, CHP kâr etti...
***
PEKİ şimdi ne olacak?
Kabul edilmeyen tezkerenin bir benzeri yeniden gündeme gelebilir mi?
Siirt seçimleri veya BM denetçilerinin yeni raporundan sonra bunun gerçekleşme ihtimali olduğu görünüyor.
Mevcut bakanların bir bölümü "karakolda doğru söyler, mahkemede şaşaröcasına imzaladıkları tezkerenin aleyhine çalıştılar, aleyhinde oy verdiler.
Tayyip Erdoğan başbakanlığında ve bakanlarının çoğu değişmiş hükümet yeni bir denemede herhalde bulunacaktır.
Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök dün "Hükümetle aynı görüşteyiz" demekle Silahlı Kuvvetler’in de zaten tezkereden yana olduğunu açıklamış oldu.
***
ALMANYA ve Fransa Türkiye’nin barış girişimlerine yüz vermediler.
Şu günlerde, Almanya ve Fransa’nın, AB’nin hazırlanmakta olan anayasasına "dini Hıristiyandır" maddesini sokmak istedikleri yolunda duyumlar alınıyor. Bu, AB yolunda Türkiye’nin önüne aşılması imkansız, "İncil’den bir duvar" örmek demektir.
Yeni bir tezkere çıkmazsa ABD de kaybedileceğine göre, bu durumda Türkiye’nin dünyadaki yerini tayin görevi herhalde; Baykal, Arınç ve Yalçınbayır’a kalıyor!..

Bazı AKP’liler sevinç çığlıkları atıyor. "Tezkere kabul edilmedi, yaşasın demokrasi..."
Kabul edilseydi demokrasi ölecek miydi?
Yoksa bu tezkereyi hazırlayanlar siz değil miydiniz? Sizin hükümetiniz değil miydi?
Madem ret oyu demokrasi için, öyleyse bu oyu verenler neden isimlerini gizliyor. İftiharla açıklasınlar.

Bazıları diyor ki: "ABD de Türkiye’yi örnek alıp savaştan vazgeçmeli. Tezkerenin reddi ABD’nin yeni bir dünya planlamasının suya düşmesine neden olacağı için de hayırlı olmuştur."
Keşke böyle olsa... Savaş olmasa. Barış gelse...
Ama bunun tersi daha akla yakın değil mi?
ABD, inandırıcılığını kaybetmemek için savaşı daha da hızlandırabilir. Kuzey Kore gibi ülkelere gözdağı vermek için daha da ağır silahlar kullanıp savaşı çabuk bitirmek isteyebilir.
Bizi yakından ilgilendirense, ABD’nin, kuzey cephesinin açılmamasıyla uğrayacağı insan, para ve zaman kaybının acısını Türkiye’den çıkartmak isteyip istemeyeceği...
Hükümette de bu endişe var ki, vatandaşa zam yağdırarak tedbir almaya başladı. Bakalım zamların arkasından daha neler gelecek?

AKP halka yüklendi
Bush’tan alamadı halktan alacak
Fatura millete çıktı
Vergi bombası
Bütçe faize, fatura millete
Tezkere vergisi
70 milyon canlı kalkan
Haydi eller cebe
İşte "Hayır"ın bedeli
Tezkere kazığı millete
Yeni vergi yok, dediler duble vergi koydular
Ret bombası piyasayı vurdu
Yaktın bizi tezkere
İşte yeni kazıklar