Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Doğan HEPER

BAŞARISIZLIĞIN sebebi inançsızlık.
Ben kendimi bildim bileli enflasyon düşecek.
Kişi başına milli gelir artacak.
Hayat ucuzlayacak. Vatandaş refaha kavuşacak.
Okullar günde üç vardiyadan kurtulup tam gün olacak.
Hastanelerde kimse sıra beklemeyecek.
Emekliler maaş kuyruğunda ölmeyecek.
Oldu mu bunlar?
Olmadı...
Ama iktidar adayları bunu hep vaat ettiler.
Dönem dönem iktidarlar bunun için acı reçete sunan kararlar da aldılar. Halka kemer sıktırdılar.
Sonuç olumlu olsa adamın heykelini diker bu millet.
Ama yaşamımız hiç vaat edildiği gibi olmadı.
Bu boş vaatçilere de hiçbir müeyyide uygulanmadı.
Hepsi yalancı pehlivan gibi aramızda böbürlene böbürlene dolaşıyor.
* * *
ŞİMDİ dürüst bir başbakan var.
Dobra dobra konuşuyor.
Oy hesabıyla, parlak laflarla, göz boyama peşinde değil.
O nedenle: "Bu kış zor geçecek" diyebiliyor. Ve devam ediyor. "Çok güç bir döneme giriyoruz. Kısa dönemde enflasyonda bir düşme, pahalılıkta rahatlama olmayacak."
Başbakan özellikle ücretlilere de hitap ediyor.
"Gelirlerinde enflasyonun üstünde artış beklememelerini" söylüyor.
Ama müjde de veriyor.
"Enflasyon 1998'in ikinci yarısında düşmeye başlayacak."
* * *
TÜRKİYE'nin dargelirli vatandaşı sonunda mutluluk ışığını göreceğine inansa, her türlü fedakarlığa bir süre daha sessiz sedasız katlanır.
Ama bunun için fedakarlık önerenlerin inanılır bir planları olması da gerekmez mi?
Halkın anlayacağı bir plan.
1. yılın sonunda: Vergiler adil bir dağılımla ortalama şu kadar artacak. Ücretler ancak enflasyon oranında zam görecek. Yatırımlar şu kadar kısılacak. Enflasyon şu orana düşürülecek.
2. yılın sonunda ise enflasyon yüzde 20 iken ücretler yüzde 40 artacak gibi.
Halkın anlayacağı bir planı ve muayyen süre sonra halkın lehine sonuçlar verecek bir durumu basit ama güvenilir bir şekilde açıklamak varken, "biz yapalım, siz bekleyin, tutarsa ne ala" dercesine davranışlar katılıma değil, olsa olsa direnişe davetiye çıkarmaz mı?
Bizde hükümetlerin eksiği bu. Plansızlık işlerine geliyor:
"Günlük yaşayalım, günlük konuşalım, günlük önlem alalım, iktidarda da kaldığımız kadar kalalım."
Yılmaz belki de ilk kez bunun dışında bir görüntü sergiliyor.
Başarısızlığın sebebi nasıl inançsızlıksa bu hükümetin başarısı da yaratacağı inançta yatıyor.
Rakamları, süreleri ve beklenen sonuçları halkın anlayacağı şekilde açık seçik sergilemekte yarar var.
* * *
BAKIN, Başbakan'ın ve ekibinin güven verişinin en yakın göstergesi, Rahmi Koç'un desteği oldu.
İş dünyamıza Sayın Rahmi Koç'un yaptığı çağrı, şimdi tartışılıyor.
Koç, "enflasyonu düşürmek için gerekirse bir yıl kar etmeyelim" diyor.
Bu alkışlanacak davranışta hükümetin samimiyetine güvenin de, inancın da rolü yok mu?
Aynı inanç tüm topluma yayılmalı.
Hükümet de bu güvene layık olduğunu, başarısıyla ispatlamalı.

TÜRKİYE'de sağ da, sol da paramparça.
İstikrarsızlığın başlıca nedeni de bu.
Şimdi DSP'den bazı milletvekilleri ayrıldı ve CHP'ye katıldı.
Yorumlara göre "işte solda birlik" başlıyor.
Keşke öyle olsa.
Ayrılanlar Ecevit'i ve onun yönetim tarzını eleştiriyorlar. İstifa nedenleri; o ve onun yönetim tarzı.
Peki bunlar, DSP'den milletvekili adayı olurken Ecevit'i tanımıyorlar mıydı?
Eğer o eleştirdikleri Ecevit onları aday listelerine alıp ön sıralara koymasaydı Meclis'e girme şansları var mıydı?
Parti değiştirip yeniden seçilme imkanı kazanmak önemlidir ama samimiyet ve vefa duygusu daha da önemlidir.





Yazara EmailD.Heper@milliyet.com.tr