Bu köşede dün Boğaziçi Üniversitesi'nden Sayın Prof. Dr. Mustafa Dilber'in üniversiteler ve yabancı dil konusundaki görüş ve eleştirileri yer almıştı.
Bugün bir farklı görüşü, Dokuz Eylül Üniversitesi'nden Sayın Prof. Dr. Recep Songün'ün görüşlerini okuyorsunuz:
"31.10.1999 ve 01.11.1999 günlerinde 'Üniversitelerde dil öğreniliyor mu?' ve 'Yabancı dille eğitim' başlıklı yazılarınızı zevkle okudum ve sizin görüşlerinizle Sayın Prof. Dr. Selime Sezgin'in dil öğretimi ve öğrenimine ilişkin görüşlerini otuz bir yıllık bir 'yabancı dil öğretimi ve öğrenimi (Applied Linguistics) deneyimi olan profesör olarak değerlendirdim.
Ben, adı geçen alana yıllarımı verdim. Tüm çalışmalarım yabancı dil öğretimi ve öğrenimi ile ilgili. Bu nedenle, yalnızca bir okulu, bir üniversiteyi ele alarak değerlendirmek yanlış olur. Hele duygusal yaklaşımlar da eklenirse, gerçeklerden uzaklaşırız.
* * *
ÖNCELİKLE dil eğitimini iki alanda ele alalım:
1- Orta dereceli okullarda dil öğretimi.
2- Yüksekokullarda ve fakültelerde dil öğretimi.
Son zamanlarda, çok hazırlıksız olarak gittiğimiz sorunlar yumağı 'ilköğretimde dil öğretimi' de üçüncü alan oldu. Yıllardır çözemediğimiz sorunlara yenilerini ekledik ve şimdi de nasıl yapalım da, ilköğretimde dil öğretimini başarıyla yapalım diye ağlıyoruz. Sanki ortaöğretim ve üniversitelerde bu sorunu çözmüşüz gibi...
Önce, ortaöğretimde öğretmen sorunu var.
Sonra, 'ben yabancı dil öğrenmek istemiyorum' diyen (% 36) öğrenci grubu var.
'Çocuğum yabancı dil öğrenecek de ne olacak?' sorusunu soran veliler mevcut.
Üstüne üstlük okullarımızda, 60 kişilik sınıflar, yer darlığı gibi olumsuz koşullar var.
* * *
BİR İngilizce öğretmenim yüzünden Erzurum lisesinde, lise I, lise II ve lise III'te İngilizceden bütünlemeye kaldım. Şu anda Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi İngilizce öğretmenliği bölümünde 'Uygulamalı Dilbilim' profesörüyüm! 'Uygulamalı Dilbilim' (Applied Linguistics) adını bilmeyen binlerce öğretmen var.
Since ile science sözcüklerini karıştıran öğretmenler var, geniş zamanı kullanamayan İngilizce öğretmenleri var, çocuk ruh bilimi bilmeyen binlerce hoca var!..
'Çalışmam da çalışmam, İngilizce benim neyime gerek?' diyen binlerce ortaöğretim ve yükseköğretim öğrencisi var (tıp fakülteleri de dahil)!..
Sayın Prof. Sezgin kendi üniversitesinden, İTÜ'den örnek veriyor, duygusal da davranıyor. Ama gerçekleri biz biliyoruz, çünkü bu dil dünyası bizim dünyamız. Bu alanda çalışmaları yapan ve gerçekleri açıkça ve acıyla gören bizleriz. Bizler konuşacakken, sayın hocamız konuşuyor ve yanlış konuşuyor.
Bir açık oturum yapıp, bu konuyu ele alsak, çok şey söyleriz. Hocamız da davetli olsun, ben de...
Size 'yabancı dil öğretilmiyor ve öğrenilmiyor"' diyerek, ben de katılıyorum."
Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr