Bir af daha kapıda...

Döndük dolaştık yine gecekondu affına geldik.
Gecekondu affı denince kiminin tüyleri diken diken oluyor, kiminin yüzünde güller açıyor.
Cezaların affında olduğu gibi.
Ama Ankara her şeyden vazgeçer, aftan vazgeçmez. Yıllardır bu böyle.
Öyleyse siz tepkilere bakmayın, gecekondu affı da gelecek demektir.
Bu affın tarifi; büyük şehirlerimize ve yasalara saygılı vatandaşlara ihanet de olsa...

Ama şu da söylenebilir. Türkiye'de yalnız gecekondular mı haksız kazanç peşindeler.
Şu operasyonlara bakın, bol kazanç peşinde olanların varlık sahiplerinin önemli bir bölümün şöyle veya böyle hortumcu olduğu ortaya çıkmadı mı?
Haramla helalin sınırları bu ülkede karışmışken yalnız gecekonducuları günah keçisi yapmak haksızlık sayılmaz mı?
Rockefeller'e servetini nasıl yaptığını, nasıl zengin olduğunu sormuşlar.
"Bir elma aldım, sildim, parlattım, sattım, iki elma aldım" demiş.
"Sonra o iki elmayı sildim, parlattım, sattım, dört elma aldım."
"Sonra tam o dört elmayı satacaktım ki, trilyoner halamın ölüm haberi geldi..."
Bizimkilerin çoğunda halanın yerini başka şeyler alıyor. Neler, siz bilirsiniz. Gazetelerde yazıyor.

Şimdi gecekonducuların muhtemel savunmalarını bırakalım da konuya gelelim.
Gecekondu affı cinayettir.
Bu sefer söz konusu olan, bu kaçak yapıları oturanlara satmak şeklinde devlete gelir amaçlı da olsa, yine de cinayettir.
Örneğin, siz İstanbul'da dar gelirli bir işçi veya memur olarak 30 - 40 yıldır yasalara saygınız nedeniyle çoluk çocuk kiralarda sürünüyorsunuz ama o saygıyı duymayan gecekonducu, vakıf arazisine, başkasının arazisine, Hazine arazisine ev yapıp oturabiliyor.
Hatta daha sonra o gecekondu denen mülkü genişletip bir bölümünü veya tamamını kiraya da verebiliyor.
Yasaya aykırılığın böyle prim yaptığı bir başka ülke var mıdır?

Aflarla gecekondulaşmayı özendirme yerine o bölgeleri ıslah çabası daha yerinde olmaz mı?
Biz hep uzun vadeli ufak borçlandırmalar ve devletin de katkısıyla gecekondu bölgelerinde küçük daireli ama her türlü ihtiyaca cevap veren blok apartmanları savunduk durduk. Hiç olmazsa 15 - 20 yıl sonra bu çağdışı gecekondu düzeni bitmiş olsun diye.
Geçenlerde Başbakanlık İmar ve Şehircilik Başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp'in gecekonduları ve sağlıksız ortamlarını yok edici projesi geldi.
10 Ocak'ta İstanbul'da yeni kurulan "Kent Konseyi" toplanıyor.
Bu konseye milletvekilleri, resmi kurumların temsilcileri, üniversite, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri katılacak.
Bu konseyin ele alacağı ilk konu gecekondulaşmayı önlemek ve gecekondu alanlarında yapısal reform olmalı. Affa da karşı çıkılmalı.