Ve Çiçek; "yasanın geçmişe de işletileceğini" bildirerek "hortumcuyu rahat uyutmayacaklarını" vurguluyor.Türkiye gibi boğazına kadar yolsuzluğa batmış bir ülkede en yanlış ilke "ekonomik suça, ekonomik ceza ilkesidir". Ve bunun acı sonucu 56 milyar doların hortumlanmasıyla ortaya çıkmıştır. Bu hortumcuların yalnız devlet bankalarından götürdüğü miktar 470 trilyon liraya varmaktadır. Bu rakamlar yanlış mı? Hayır. Bunu devlet, adalet, bağımsız ve tarafsız kurumlar saptamış, sanıklar kabul etmiştir. Ama cezaların hafifliği, daha doğrusu hapis cezası olmaması adeta bu hortumcuların "hem suçlu, hem güçlü" olmalarına yol açmaktadır. Bakın birçoğu, konuşacak yüzleri varmış gibi, her gün etrafa çamur sıçratmaya çalışıyor.Bunların "yavuz hırsız ev sahibini bastırır" sözü doğrultusundaki haksız fiillerine ancak Adalet Bakanının evrensel adalet duygusuna tercüman olan yaptırımları gerçekleştirilerek cevap verilebilir.* * * ADALET Bakanının sözlerinde eksiklik olduğu da görülüyor.Hortumlamayı, tek başlarına hortumcular mı yaptı?Hayır.Peki, işbirlikçileri ne olacak?Bazı siyasiler, bazı bürokratlar, hortuma göz yumanlar, yıllardır hortumu bildikleri halde susanlar, yeni değişiklikle getirilecek hapis cezasından onlar da nasibini almalı.* * * KLASİK örneğe dönelim:Baklava çalan üç çocuğun hapse girdiği bir ülkede trilyonları götürenler, eski yaşamlarını sürdürebiliyorsa orada haktan, hukuktan, hukuk devletinden, eşitlikten söz edilemez.Mevcut cezalandırma sistemiyle bugüne kadar sağlanmayan adalet bundan sonra da sağlanamaz.Adalet Bakanı Çiçek sözlerindeki kararlılığı, icraata da aktarmalı. ADALET Bakanı Cemil Çiçek doğru konuşuyor. Ne diyor: "Banka hortumcularına borçları bitene kadar hapis cezası öneriyoruz. Bunun için de yasa tasarısı Başbakanlığa gönderildi." Türkiye ABye girebilme uğuruna, imkansız gibi görülen ne varsa yaptı. Bölünme tehlikesini bile göze aldı. Ankara her şartı yerine getirdikçe AB yeni yeni şartlar icat etti. Şimdi de Verheugen "Papayı da razı edin" dedi, kesti attı. Ya Papanın son arzusu "Ey Türkler Hıristiyan olun, öyle gelin" olursa...Anlaşılıyor ki AB için bir vaftiz olmamız kaldı. HAYDİ, AB İÇİN VAFTİZE!.. İŞTE IRAK 1 Mart tezkeresini önleyenler Türkiyeyi ne hallere düşürdü, görüyorsunuz.Yeni tezkere ile tükürdüğümüzü yalamamız yetmezmiş gibi, onurumuzla da oynandı. 3.5 baldırı çıplağın isteği üzerine Irak kapısı 70 milyonluk koca Türk devletinin yüzüne kapatılıyor.Son olarak aşiret reisleri ilan etti: "Türkler gelirse çatışma çıkar."Banzani ve Talabani de her gün aynı telden çalıyor...Bugün çatışma çıkmayabilir, ama Irakta artık açıkça su yüzüne çıkan Türkiye düşmanlığı sürdükçe bu çatışma bir gün mutlaka çıkacaktır. Çünkü Bağdat buna çanak tutuyor. Düşmanlık ilan edildi KAZALAR Türkiyenin en rahat yolunda trafik kazası; 18 ölü. Her gün gazetelerde, TVlerde bu adamsendecilerin mazeretlerini görüyoruz, okuyoruz; "fren boşaldı, fren patladı, fren tutmadı."10 tonluk kamyona 40 ton koyarsan fren nasıl tutsun?Sen iki gün gözünü kırpmadan yola çıkar, direksiyonda uyursan, kamyon ne yapsın, fren ne yapsın?Tek kişinin hayatıyla ilgili doktor 10 yıl yüksek tahsil yaparak yetişiyor. 50 - 60 kişinin hayatından sorumlu otobüs, kamyon ve TIRın direksiyonuna ilkokul mezunu adamı oturtuyorsunuz.Eğitim, sorumluluk duygusunun temelini oluşturur.Lise mezunu olmayan ağır vasıta sürücüsü olamamalı.Bir de işin cezai yanı var. Bizde cinayet gibi kazalar taksirli suç sayılıyor. Oysa Roma hukukunda, ağır kusur kasta eşittir. Ve bu kazalarda ağır kusur vardır.Bu katil sürücülerin cinayetlerine son verilmek isteniyorsa Ceza Kanunumuz bu yönde değiştirilmeli. Böyle önlenemez SEZER Cumhurbaşkanı maaşı 18 milyar liraya çıkartılıyor. Keşke 118 olsa ama o Türkiye nerede?Türkiyede eğitimi, sorumluluğu ne olursa olsun çok büyük ekseriyet için 18 milyar hayal bile edilemeyecek bir gelirdir.Sayın Cumhurbaşkanı Sezerin zamdan vazgeçerek, çok kazanana da, az kazanana da mesaj, milletvekillerine zam isteyenlere de ders vereceğini sanıyorum. dheper@milliyet.com.tr 18 milyarı almaz...
