Türkiye'deki topyekün ekonomik kalkınma savaşı Osmanlı'nın herhangi bir meydan savaşından daha mı önemsiz?
Hayır.
Ama Osmanlı'da savaşı kaybeden komutanın genellikle kellesi giderdi.
Bugün Türkiye'de 65 milyonu sefaletin tutsağı haline getiren, ekonomik savaşı kaybeden komutanlar hala görev başındalar ve sırıtarak TV'lerde poz verip, lafazanlık edebiliyorlar.
Millet onları istemiyor. Onların görevde kalması her şeyden önce milletin moralini bozucudur.
Bundan sonrası için de umutsuzluk kaynağıdır.
Türkiye'nin kurtuluşunun "ekonomik istikrar programı"yla mümkün olacağı halka inandırılmıştı.
Demirel'in söylediği gibi "keşke enflasyonu bir yıl geç indirmek hedeflenseydi de bu duruma düşülmeseydi".
Oysa ekonomiyi batıran kurmaylar; daha birkaç gün önce, enflasyonu tek haneli rakamlara indirmeye ramak kaldığı müjdesini veriyorlardı. Anlaşılıyor ki, dünyadan haberleri yokmuş. Ve bilgi için Güneş Taner'e muhtaçlarmış!
Türkiye'yi öyle bir noktaya getirdiler ki, büyük bir ihtimalle ülkenin normale döndüğünü, refaha erdiğini benim kuşağım göremeyecek.
Olayın bir de hesap kitap bilip bilmeme dışında aldatmacası var.
Başbakan'a soruluyor:
"Ekonomik krizi böyle patlatacağını hesaplayabilseydiniz kavgalı MGK toplantısını terk eder miydiniz?"
Ecevit'in cevabı:
"Ekonomide zaten sorunlar vardı..."
Peki son güne kadar "İstikrar programı yolunda gidiyor, programdan sapma yok" diyen kimdi?
Yoksa Başbakan da son güne kadar yanıltılıyor muydu?
Bu şüpheyi krizden bir hafta önce yani 17 Şubat'ta Başbakan Ecevit'in özel sektör temsilcileriyle yaptığı toplantıdan sonra söyledikleri de güçlendiriyor:
"Ekonomiye ince ayar yapıyoruz, diyebilirim. Çünkü bir yandan istikrar programını bozmadan uygulamayı, diğer yandan da ekonomiyi boğmadan yürütmeyi sağlamak gerekiyor ki, bu da ince ayarlar gerektiriyor.
Bir bakıma gündeme getirilen sorunlar uyguladığımız ekonomik programın başarısı açısından bir gösterge. Çünkü ekonomik program hedeflerine yaklaştıkça enflasyon ve faiz düşüyor. Bu olumlu bir sonuç."
14 aylık çaba boşa harcanmış oldu. Ve Türkiye için 14 ay öncekinden, istikrar programından öncekinden daha kötü bir dönem başladı.
Hezimet yaptırımsız mı kalacak?
Ekonomiden sorumlu bakan ve bürokratların görevlerinden alınmalarında gecikildi.
Bu ülkede yakın geçmişte ekonomiden sorumlu olan bir bakan asılmıştı.
Bu yakışıksız, gereksiz, acımasız, haksız yaptırım değil söz ettiğimiz.
Bizim hatırlatmak istediğimiz; istifa veya görevden alma denilen çağdaş, medeni davranış ve işlemlerin de olduğudur.
Hezimete uğrayanlar çekilsin ki, en azından yeni bir umut doğsun.
Özay Şendir
Küfür çok ayıp, geçmişi yazmak yeter...
6 Haziran 2025
Abbas Güçlü
Yaşadığımız toprakların farkında mıyız?..
6 Haziran 2025
Zafer Şahin
Senin kısmetine Kent Lokantası düştü İstanbul
6 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Savaş tamtamları ile barış olur mu?
6 Haziran 2025
Mehmet Tez
Pink Floyd, Live in Pompeii: Woodstock’ın tam tersi
6 Haziran 2025