Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İstanbul toplantısı NATO için dönüm noktası oldu. Görev alanı genişletildi.Artık NATO Avrupa dışı olaylarla, özellikle de terörle mücadelede etkin rol oynayacak. Avrupa Gücü ise kendi kıtasındaki gelişmelere eğilecek. Bu nedenle de, örneğin NATO Bosnadan çekilecek, onun yerini Avrupa Gücü alacak.Avrupa ülkeleri NATO markasıyla Iraka da "işbirliği" adı altında müdahaleci olabilecek.Bu "işbirliği" şimdilik Irak güvenlik güçlerini eğitme işleri olarak tarif edilse de, herhalde anlaşılması gereken, Iraka NATOnun elinin şöyle veya böyle uzanacağı olacak.* * *BUNDAN böyle NATO Afganistandaki etkinliğini de artıracak.Bu gelişmeler; ABD ile AB ayrı kutuplar olmaktan çıktı, ABD ile AB birbirine yaraşıyor demeye yeter mi?Kağıt üzerinde durum böyle de görülse Chiracın tutumu pratiğin pek de böyle olamayacağı izlenimi veriyor.Örneğin Chirac, "Iraka NATO bayrağı dikilse bu yanlış olur" diyor. Bağdatın talebi olsa bile, Irak güvenlik güçlerinin eğitiminin ancak Irak dışında yapılabileceğini vurguluyor. Ve bunun ikili bir ilişki olarak görülmesi gereği konusunda ısrar ediyor. Chiraca göre Irak topraklarında bir eğitim gerekiyorsa bunu NATO değil, ancak "koalisyon güçleri" yapabilir.Chirac, Türkiye için AB üyeliği temennisini seslendiren Bushu da adeta azarlıyor, "haddini aşmakla" itham ediyor.Chirac, "Türkiyenin ABden müzakere tarihi alması için ölçü komisyon kararıdır, o beklenmeli" diyerek de adeta Fransanın tereddüdünü belirtiyor. Kesin görüşten kaçınıyor.* * *NATO zirvesi Türkiyenin prestiji açısından yararlı oldu.Türkiye NATOda "uç ülkeydi" ama görev genişlemesiyle "merkez"e geldi...Buna paralel olarak Türkiye için yeni mükellefiyetlerin kapıları da açıldı.Afganistandaki yabancı asker sayısı artırılıyor.Bu askerler artık Kabilin dışındaki daha tehlikeli bölgelerde de görev yüklenecek.Bunun için gözler Türk askerinde.Buna karşılık Türkiyenin de PKK konusunda beklentileri var. Ama bu beklentiye verilen olumlu yanıt yok. Oysa ABD de, yeni Irak hükümeti de PKKyı terörist örgüt sayıyor. Ama çelişkiye bakın ki, hem "görevimiz terörle mücadele" deniyor hem de terörist ilan edilen bir örgütle mücadele reddediliyor.Bu çifte standart değilse nedir?* * *NATOnun görevinin genişletilmesi. Terörle mücadelenin ona yüklenmesi dünyada terörü önler mi?İlk anda önlese bile, bu kalıcı olur mu?Filistin sorunu çözümlenmeden, özellikle petrolün sağladığı refahın ve diğer kaynakların adil paylaşımı sağlanmadan, geri kalmış ülke halkları nispi de olsa demokratik ve ekonomik atılımlarla memnun edilmeden bu zor görünüyor. SOĞUK Savaş bitti. Berlin Duvarı yıkıldı. NATO işsiz kaldı. Üniversitelerdeki türban sorununu çözmek için bir hakeme gerek vardı... Bulundu; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi... Ve bu hakeme başvuran da türbanlı bir öğrencimiz oldu. Karar, "Türbana hayır" olarak çıktı. Hem de oybirliğiyle.Ne denebilir: "Şeriatın kestiği parmak acımaz"... ŞERİAT VE PARMAK... İSTANBULLU Türkiye, tarihi bir başarıya imza attı. NATO zirvesi organizasyonunun altından yüz akıyla çıktı. Bakmayın şiddet kokan bazı gösterilere, İstanbul halkının özverisi, ağırbaşlılığı ve sorumluluk duygusu her türlü takdirin üzerindeydi.Tabii Bush gibi kişilere, NATO gibi örgütlere karşı tepki olacaktır. Tüm dünyada da oluyor. Biz tepkinin tepkiye benzeyenini Kadıköy Meydanında gördük. Okmeydanında ve Mecidiyeköyde yapılanlar ise tepki değil adeta şiddet gösterisiydi. Bu iki olay nedeniyle şu gerçek de ortaya çıktı. Kişilik sahibi, sorumlu fertlerin ve kuruluşların protestosu, kişilikli ve etkin oluyor. Saygı uyandırıyor. Güvenlik güçleri de bu gruplara karşı farklı davranıyor.* * *İstanbullular büyük fedakarlık yaptı, bilinçli ev sahibi portresi çizdi. Üç gün şehri NATO zirvesine bıraktı."Canım yollar kapanmasaydı, araçlar, vapurlar kesintisiz çalışsaydı olmaz mıydı?" sorusuna ise en anlamlı (!) cevap Okmeydanı ve Mecidiyeköyde verildi. Özveri gösterdi... TÜRKÇE Kürtçe öğretme kampanyası var. Özellikle Güneydoğuda kurslar açıldı.Siirt Valisi Nuri Okutan da "ana okulları" kurarak Türkçe kampanyası başlattı. Türkçeyi iyi bilmedikleri için derslerde zorluk çeken çocuklar, böylece bu zorluktan kurtulacak, başarılı olacaklar.Türkiyede Cumhuriyetin 80li yıllarında hâlâ Türkçe sorunu varsa bunun sorumlusu Ankaradır. Türk vatandaşına 80 yılda Türkçeyi öğretemeyen siyaset kadrosu "Ben bu ülkeye hizmet ettim" diyemez. 80 yılda öğretilemedi DOLMABAHÇE Uyarılarımıza rağmen Dolmabahçe Stadında çirkin direklerle destekli tribün kapama işlemi bitirildi. Şimdi de seyirci sayısını artırmak için yeni çalışmalar yapılıyor. Şehircilikten haberi olan bir belediye adı İnönü mü, Dolmabahçe mi, Beşiktaş mı olduğu da belli olmayan bu stadı aslında oradan kaldırmaya bakar. Oysa bizimkiler stadı hem çirkinleştirmeye hem de kalıcı kılmaya çalışıyor. dheper@milliyet.com.tr Burada stat olmaz