Son günlerde İstanbul’un deprem gerçeği, hemen her İstanbullunun gündeminde yer tutuyor. Özellikle sağlık altyapımızın bu büyük sınava ne kadar hazır olduğu da hepimizin aklındaki kritik sorulardan biri. Bu sorularımıza cevap olacak şekilde geçtiğimiz günlerde İstanbul İl Sağlık Müdürümüz Doç. Dr. Abdullah Emre Güner’den aldığım bilgiyi sizinle de paylaşmak isterim. Bu bilgiye göre İstanbul ilimizde, 53 kamu hastanesi, 144 özel hastane, 6 kamu üniversite hastanesi ve 12 vakıf üniversite hastanesi olmak üzere toplam 215 hastane bulunuyor. Bunun yanı sıra bin 89 Aile Sağlığı Merkezi ve bin 918 Aile Hekimliği Birimi ile de birinci basamak sağlık hizmeti sunuluyor.
İstanbul’un 15 milyon 701 bin 602 kişilik nüfusuna hizmet veren bu birimlerde verilen hizmetler ise nüfus artışına da paralel olarak her yıl bir öncekine göre daha da artmakta.
Dile kolay dünyada birçok ülke nüfusundan bile kaç kat yüksek nüfusa sahip bir ilden bahsediyoruz. Bu hizmetler arasında hasta muayenelerinin yüzde 78’i, ameliyatların yüzde 60’ı kamu sağlık tesislerinde gerçekleşmiş.
İstanbul, olası büyük bir depremin en yüksek riskle karşı karşıya olduğu şehirlerimizden birisi.
Bu farkındalıkla, İstanbul’da 2016-2025 yılları arasında hayata geçirilen projelerle 25 sağlık tesisinde toplam 14 bin 224 yatak kapasitesi oluşturulmuş.
Yeni sağlık tesisleri yalnızca kapasite artışıyla değil; ileri teknolojik donanımları ve afet dayanıklılıkları ile de öne çıkıyor.
Bu doğrultuda, 100 yatak üzeri tüm yeni hastanelerde sismik izolatör kullanımı zorunlu hale getirilmiş.
Şu anda İstanbul’daki 8 hastanede aktif olarak kullanılan sismik izolatörler sayesinde, ameliyathane, yoğun bakım ve acil servis gibi kritik alanlar, deprem anında dahi kesintisiz hizmet verebilecek şekilde tasarlanmış durumda.
Bu yatırımların sonucu olarak, İstanbul’daki sağlık tesislerimizin yüzde 80’i depreme dayanıklı hale getirilmiş.
Bununla birlikte, afet anlarında hizmetin sürdürülebilirliği için personel planlaması, lojistik destek ve ilaç yönetimi gibi tüm süreçler de İstanbul Afet Planı kapsamında yeniden organize edilmiş. Kısacası, sadece binaların sağlamlığı değil, sistemin işlerliği de ön planda tutuluyor. Sağlık sistemimizin bu konuda ciddi ve hazırlıklı olduğunu görmek umut verici. İstanbul’un her yönüyle depreme hazırlıklı bir şehir haline gelmesi dileğiyle...