Dr. Hakan Tartan

Dr. Hakan Tartan

hakantartan35@gmail.com

Tüm Yazıları

Tarım ve Orman Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 10 yıllık üretim planlaması fahiş fiyatın da, şikayet edilen zamların da çözümü. Üreticiye alım garantisi verilecek, gübre, ilaç ve tohum desteği sağlanacak. Sonrası bereket!

Pandemi sonrası süreçte ekonomik sorunlar zirvede. Özellikle tarım da ciddi kayıplar söz konusu ve bir çok ülke için tehlike çanları çalıyor. Yoksul sayısı artacak, açlık sorunu büyüyecek, zengin - fakir oranı olumsuz anlamda yeniden şekillenecek.  Özellikle gelişmiş ve zengin ülkeler, huzurlu yarınlar için yeni politikaları devreye soktu. Son süreçte ekonomik eşitsizlikler artarken, maalesef gelişmekte olan ve yoksul ülkeler için de sıkıntı büyüyor. Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ısrarla uyarıyor: Dünyanın geleceği tehdit altında. Çünkü üretim düşüyor, yoksulluk artıyor.

Haberin Devamı

10 yıllık plan tarımın ilacı

Türkiye’de ekonomi yüzde 7.4 büyüdü, ama tarım ve balıkçılıkta yüzde 5.9’luk daralma söz konusu. Bu da ciddi bir rakamsal uyarı!

Ülkeler yeni projeler üretiyor. Türkiye’de de çalışmalar var. Özellikle çiftçinin, üreticinin sorunlarını çözmek için arayışlar sürüyor. Amaç 2022 yılından itibaren ‘spekülasyon amaçlı’ ve ‘yabancı tedarik zincirleri’ eli olduğu ileri sürülen ‘fahiş fiyat’ konusunda ciddi bir adım atmak. Aslında çözüm net, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın tam işbirliği ile ‘çiftçilere alım garantisi verilerek üretim planlaması’ modeli.

İlk aşamada 10 yıllık planlama esasına dayanan proje ile toprak analizi yapılan bölge ve alanlarda üreticilere çeşitli ürünler önerilecek, bu konuda tohum, mazot, gübre ve fide desteği verilecek. Üretim sonrası için de bu modele dahil olan üreticilere alım garantisi verilecek.

Model çok açık: Dekar başına öngörülecek rakam devlet tarafından üreticiye taahhüt edilecek. Yani; alan memnun, satan memnun. Böylelikle üreticinin en önemli şikayeti vahşi ithalatın da önü kesilmiş olacak. Yine aynı kapsamda ürünlerin uzun vadeli değerlendirmesi için de soğuk hava deposu zincirleri ve merkezleri oluşturulacak, üretim fazlası ürünler bu depolarda saklanacak ve iç tüketim talebi sonrası ihracata yönlendirilecek. Ayrıca modern ve damlama sulama esaslı projeler devlet ve aracı kılınan bankalar tarafından çok düşük faizli, uzun vadeli kredilerle desteklenecek. Ne üreteceğini, ne kazanacağını, üstelik ürününün de değerleneceğini bilen Türk çiftçisi bu şekilde sadece özgüven kazanmayacak, aynı zamanda toplumun mutluluk ve refahı için de önemli bir katkı sağlamış olacak.

Haberin Devamı

Dünya başardı, biz de yaparız. Yeter ki, Türk köylü ve çiftçisine güvenelim, destek verelim. O üretsin, ülke olarak biz kazanalım.

10 yıllık plan tarımın ilacı

Dört efsane çevreci

Metin Erdoğan, Türk bürokrasisinde izler bırakmış saygın bir bürokrat. Yurt içi ve yurt dışında Türkiye adına başardığı önemli projeler var. Aynı zamanda çevre gönüllüsü. Ne mutlu ki, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığım sırasında birlikte çalışma mutluluğu da yaşadım. Çevresel duyarlılıkları olan, eli kalem tutan ve çeşitli kuruluşlar da çevre ve doğa bilinci adına yöneticilik de yapan Metin Erdoğan, harika bir kitaba da imza attı: Dört efsane çevreci..

Haberin Devamı

Büyük Önder Atatürk’le başlayan Manisa Tarzanı Ahmet Bedevi, Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı ve Toprak Dede Hayrettin Karaca ile devam eden ‘yeşil – doğa - çevre efsaneleri‘. Çevre bilinci ve sevgisi yaratan 4 anıt isim. Atatürk’ün ağaç kesmemek için geliştirdiği ‘yürüyen köşk‘ olayı ile ünlü bestecimiz Fazıl Say’a da ilham veren Metin Erdoğan, 4 Efsane Çevreci ile ilgili şunları dile getirdi:

“Amacım, çevre sorunlarına dikkat çekmek. Öyle önemli ki. Ayrıca bu konuda emek veren insanları tanımak çok önemli. Sadece onları değil, doğayı, çevreyi ve yarınları da daha çok seveceğiz. Bu insanların mücadele ve emek dolu hayatı bizi gelecek adına da harekete geçirebilir.”

10 yıllık plan tarımın ilacı

Gübresiz tarım!

Gübredeki fiyat artışı ciddi bir sorun. Bir buçuk yılda neredeyse 30 kere zam gördü ve fiyatı 5 - 6 kat arttı. Üreticiler dertli, “Gübredeki artışa bir çözüm bulunmalı. Büyük sıkıntı içindeyiz. Bu işi kar kapısı görenler var.

Mutlaka çözüm üretilmeli. Çiftçi, üretici bu anlamda desteklenmeli. Tarımdan vazgeçip bağını tarlasını satan çok kişi var. Bu tehlikeli bir gelişme. Türk tarımı zora girer, üretim düşer” görüşünde.

Ben olayın bir başka boyutunu anlatayım: Gübresiz tarım. Hem verim düşüklüğü, hem maliyetin karşılanamaması, hem de üreticinin beklentisinin gerçekleşmemesi demek. Yani, hayal kırıklığı.

Üre gübrenin tonu 15-17 bin lira, can gübrenin tonu 7-8 bin lira, taban gübresinin fiyatı da 10-11 bin lira noktasında. Sıkıntı, fiyatın sürekli yükselmesi.

Gidişat, gübresiz tarım. Gübresiz üretim. Sonuçları olumsuz olabilir. Bu yüzden de ciddi bir şekilde irdelenmesi gereken bir konu.

Topraktan kaçan çiftçiye farklı bakış

Çiftçilerin toprak satışını gündeme getirmiştim bir süre önce. Bazı önerilerde de bulunmuştum, yatırım şartı, satış limiti gibi. Bu konuda deneyimli ve saygın bilim insanlarından Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı’nın da değerlendirmeleri oldu. Mustafa Hoca’nın dedikleri:

“Batı, Ar-Ge ile geliştirdikleri yeni teknolojiler ve olağanüstü destekler aracılığıyla tarımda da gereksinimlerin çok üstünde tarımsal ürün ve girdi stoklarına ulaştı. Anılan stokların eritilmesi, Batı için varlıklarının sürdürülmesi açısından yaşamsal bir zorunluluk durumuna geldi. Ellerindeki ürün fazlalarını çok ucuz fiyatlarla ihraç ettiler. Yanlış politikalar sonucu kırsal kesim giderek daha da fakirleşti, kırdan kente göç hızlandı ve tarımsal üretim, nüfus artışına göre geriledi. Bir kesim tarımı bıraktı. Türkiye’nin 2002 yılında 41 milyon 196 bin hektar tarım alanı bulunmasına karşılık, bu alan 3 milyon 484 bin hektar azalarak 37 milyon 712 bin hektara düştü.”

Dikkate alınmalı ...

BİR SES...

Belediye başkanlarına anlamlı uyarı

Türkiye’nin önemli kooperatiflerinden Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal sorunlardan çıkış yolu olarak ‘tarımsal gelişimi’ gösterirken, "Maalesef belediye başkanları suç işliyor. Tarım alanlarına beton bloklar, apartmanlar dikiliyor. Bu sadece kent adına değil, toplumun geleceği adına da büyük suç” dedi.

Eskiyörük, belediyelerin kooperatif ürünlerinin satıldığı tanzim satış mağazaları açmaları gerektiğine de işaret ederek, “Bunu yapanlar var, kutlamak gerek. Ama hepsinin görevi. Çünkü sağlıklı ve ekonomik gıdaya ulaşım temel konu. Önemli bir sorun. Yerel yönetimler kırsal kalkınmaya daha çok önem vermeli. Gelecek betonda değil, doğada, üretimde, tarımda” dedi.

Başkanın uyarıları değerli.

10 yıllık plan tarımın ilacı

RASİM ÖZTEKİN OLSA…

‘Çok sarıl sevdiğine’

Kaybı o kadar yeni, ama bıraktığı boşluk derin. Sanata, insanlığa, sevgiye dair. Rasim Öztekin… Yazar, tiyatro, dizi ve sinema sanatçısı. Yüreği sevgi ve sanat için çarpan bir büyük isim. Kel Hasan Efendi’nin Türk tiyatrosu adına büyük değer taşıyan kavuğu en son ondaydı. Büyük usta Ferhan Şensoy’dan almış, hep hakkını vermiş, sonra kendi isteği ile bunu yine hak ettiğini düşündüğüm Şevket Çoruh’a devretmişti. Çok sohbetlerimiz olmuştu. Dünyası engin, görüşleri hümanist önemli bir sanatçımızdı. Onu sevgiyle anarken, şu sözlerini anımsadım:

“İşe gitmek için çıktığın eve bir daha dönememe, sabah sarıldığın kızını bir daha öpememe, sevdiğinden geriye bir not kalma ihtimalini unutma. Çok sev, çok konuş, çok özür dile, çok affet. Çok anı biriktir, çok sarıl sevdiklerine. Hayat bir şeyleri ertelemek için uzun değil.”