Dr. Ümit Aktaş

Dr. Ümit Aktaş

umit.aktas@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Çocuğunuza verebileceğiniz en güzel hediyelerden birinin ana sütü olduğu söylenir. Doğrudur. Ama ana sütü ne kadar önemliyse bebeğinizi normal doğumla dünyaya getirmek de o kadar önemlidir.

Normal doğumun önemi senelerdir göz ardı edilmiştir. Hatta sezaryen varken normal doğum gereksiz bir ağrı kaynağı olarak kabul edilmiş, anne adaylarında da böyle bir algı yaratılmıştır. Sezaryen ancak annenin ve bebeğin hayatını tehdit edebilecek ciddi komplikasyonlarda başvurulması gereken cerrahi bir operasyondur.

Hoş geldin bebek

Haberin Devamı

Dünya üçüncüsüyüz!

Sezaryenle doğum oranlarına bakıldığında, Türkiye’nin dünya üçüncüsü olduğuna dikkat çekmek istiyorum. Yani, dünyanın en çok sezaryen yapılan üçüncü ülkesiyiz! Birincilik Çin’in, hemen ardından Brezilya ve Türkiye geliyor. Bizi Meksika ve İtalya izliyor. Sağlık Bakanlığı’nın raporlarına baktığımızda 1998 yılında ülkemizde doğan 100 bebekten sadece 15’inin sezaryenle dünyaya geldiği, günümüzde ise bu oranın yüzde 50’leri çoktan geçtiği görülüyor.

Sağlık Bakanlığı da bu artışı düşürmek için çalışmalar yapıyor. Her şeyden önce bilmeniz gereken en önemli şey, sezaryen genel anestezi altında yapılan bir operasyondur ve her ameliyatta olduğu gibi hayati riski vardır. Yani, doğal sürecine bıraksanız komplikasyonsuz gerçekleşecek bir doğumu sezaryenle yapmak anne adayını da bebeği de gereksiz bir riske sokmak anlamına geliyor.

Koruma kalkanı

Bugün artık sağlıklı bir yaşamın ancak sağlıklı bir bağırsak florası ile mümkün olduğunu biliyoruz. Peki, bağırsak floranızın nasıl şekilleneceğini belirleyen etken nedir?

Bunun ilk ve en önemli ayağı normal doğum esnasında annenin vajina kanalından geçerken bebeğin maruz kaldığı bakteri kolonileridir. Yani mikrobiyomun (probiyotik yapının) ilk tohumu normal doğum esnasında atılır. Mekanizma şöyle çalışıyor: Hamilelik döneminde, doğum zamanı yaklaştıkça annenin doğum kanalındaki probiyotik yapı değişmeye başlıyor. Vücut doğuma hazırlanıyor ve doğum kanalında özellikle Lactobasiller çoğalıyor. Ev yoğurdunun içinde de bulunan bu probiyotik bakteri, bağışıklığı destekliyor ve vücudu enfeksiyonlardan koruyor. Yani doğum kanalında bir tür “bağışıklık yoğurdu” mayalanıyor.

Haberin Devamı

Bebek anne karnında iken vücudunda hiçbir probiyotik bulunmuyor. Doğum başlayıp da bebek doğum kanalına girdiği zaman, tüm vücudu bu bağışıklık yoğurdu ile kaplanıyor ve bebek ilk probiyotiklerini bu sayede alıyor. Aynı zamanda bebek bu probiyotikleri yutuyor ve bebeğin ilk gıdası da annesinin probiyotikleri oluyor.

Bir araştırma (1) için hayata normal doğumla başlayan bebeklerle, sezaryenle doğanların bağırsak floraları incelenmiş. Normal doğum mucizesinden faydalanmış bebeklerde Lactobacillus ve Prevotella adlı faydalı bakteri kolonileri bulunduğu tespit edilmiş. Aynı araştırma sezaryenle doğan bebeklerde bu faydalı bakterilere rastlanmadığını not düşüyor. Sezaryenle doğan bebek, doğum kanalından geçmediği için, annesinden bu faydalı bakterileri alamıyor ve koruma kalkanı olmadan zararlı mikropların kol gezdiği hastane ortamına doğuyor.

“Anne sütü kadar sağlıklı”

Haberin Devamı

Bebeğinizin sağlıklı bir bağırsak florasına sahip olmasında ikinci belirleyici faktör ise anne sütüdür. Anne sütü hem probiyotik, hem de prebiyotiktir -yani probiyotiklerin beslenip gelişebilmesi için uygun bir besin ortamı sağlar.

‘Anne sütü kadar sağlıklı’ diye lanse edilen hazır mamalar mı?

Kocaman bir yalanı pazarlıyorlar. Laboratuvarlarda yaratılmış hiçbir şey anne sütünün yerini tutamaz! Bol miktarda şeker içeren hazır mamalardan bebeğinize fayda değil, zarar gelir. Sezaryendi, hazır mamaydı derken, vücudun koruyucu sistemini alt üst etmek, bebekleri hastalıklarla dolu bir yaşama mahkûm etmektir.

Sezaryenle doğan, üstüne bir de anne sütü emmemiş bebekler yaşama iki sıfır yenik başlar. Bunun en iyi kanıtı ise Danimarkalı bilim insanlarının gerçekleştirdiği ve tam 39 seneyi kapsayan kapsamlı bir araştırma.(2)

Çalışma için 1973 ile 2012 yılları arasında sezaryenle dünyaya gelen yaklaşık 2 milyon çocuğun sağlık durumları takip ediliyor. Ve 39 sene sonunda yayınlanan araştırmanın sonuçları, sezaryenle doğan çocukların yaşamları boyunca astım, çocukluk romatizması, bağırsak hastalıkları, alerjiler, otizm, bağışıklık sistemi ve doku hastalıkları yüzünden çok daha fazla hastaneye kaldırıldıklarını gösteriyor.

Tekrar ediyorum: Sezaryen ancak annenin ve bebeğin hayatını tehdit edebilecek ciddi komplikasyonlarda başvurulması gereken cerrahi bir operasyondur.

Çocuğunuza verebileceğiniz en büyük hediye, normal doğum ve anne sütüdür. Tıbbi zorunluluk olmadığı sürece çocuğunuzu normal doğumla doğurun ve bol bol emzirin. Tohum, doğumla atılır.

Anneden çocuğa

Hoş geldin bebek

Bebeğinize sağlıklı bir bağırsak florası aktarabilmek için, hamile kalmadan çok önceden başlayarak…

- Zorunlu olmadıkça antibiyotik kullanmayın. Tek bir antibiyotik kürü bağırsak floranızdaki faydalı bakterilerin yüzde 90’ını yok eder.
- Mide ilaçlarından uzak durun. Klorlu su içmeyin.
- Şekerli gıdalardan, hamur işlerinden, tahıllardan, katkımaddeleriyle dolu yiyeceklerden uzak durun.
- Genetiğine müdahale edilmiş besinleri, özellikle de buğdayı hayatınızdan çıkarın.
- Seçiminizi tarım ilaçlarıyla kirlenmiş gıdalar yerine organik olanlardan yana yapın.
- Bol miktarda antibiyotik içeren endüstriyel tavuklar yerine serbest dolaşan tavukların etini, yumurtasını tüketin.
- Kefir, ev yoğurdu gibi probiyotik zengini gıdalar tüketin, probiyotik besin takviyesi alın.

1“Effects of Gut Microbes on Nutrient Absorption and Energy Regulation” R. Krajmalnik-Brown, Z.-E. Ilhan, D.-W. Kang, Nutrition in Clinical Practice, 2012; 27 (2): 201
2“Cesarean section and offspring’s risk of multiple sclerosis: a Danish nationwide cohort study” Nielsen NM, Bager P, Stenager E, Mult Scler. 2013 Oct;19(11):1473-7