“Liberalizm, demokrasiyle tek eşli, sadık ve kalıcı bir şekilde evlidir. Ancak bu bir çıkar evliliğidir.”
-Judith Shklar
Dünyadaki gelişmeleri takip ettikçe Elon Musk’ın Mars’ta koloni kurma projesinin bir an önce hayata geçirilmesini istiyorum zira tek yön bilete talip olacağım. Özgür bir dünya giderek yok oluyor. Geniş bir pencereden bakarsak, liberalizmin can çekişmesini izliyoruz. 20.Yüzyılın başından ortasına kadar faşizm dalgası ortalığı kasıp kavurmuştu. İkinci Dünya Savaşı’nda faşizm yenildi, özellikle Batı’da bu sefer liberalizm öne çıkmaya başladı. ABD’de sivil haklar hareketi sonuç verdi; Avrupa Birliği’nin temelleri atıldı. Ama bu Batı ile sınırlı kalmadı, Sovyetler Birliği’nde destalinizasyon dönemine girildi; Hindistan bağımsızlığını kazandı.
Örnekleri çoğaltmak mümkün ama özetle zamanın ruhu liberaldi.
Özellikle demokrasi değil liberalizm diyorum. Her ne kadar ekseriyetle bu iki kavram el ele tutuşuyor olsalar da bu her zaman geçerli değildir. Özgürlük ikiye ayrılır: negatif ve pozitif. Negatif özgürlük, toplumun, devletin, bireysel özgürlüklere karışmaması, başkasına zarar vermediği sürece bireyin, kendine zarar vermesi de dahil, istediğini yapabilmesidir. Pozitif özgürlük ise bireyin toplumda ve devletin yönetiminde söz sahibi olma hakkıdır.
İran ve özgürlükler
İran bu konuda çok iyi bir örnektir. 1925’te şah ilan edilen Rıza Şah Pehlevi aslında cumhuriyet yanlısıydı ancak mollalar buna şiddetle karşı çıkıyorlardı. Gücünü kaybetmemek için monarşiyi kabul etti. İktidarında İran’ın çehresini baştan aşağıya değiştirecek reformlar yaptı; kadınları özgürleştirdi ve toplumsal hayata kazandırdı. Medreselerin yerine modern okullar açıldı. Kendisinden sonra tahta çıkan oğlu Muhammed Rıza Pehlevi otoriter ve baskıcı bir şekilde bu reformları korudu. Sonra bildiğimiz gibi 1979’da İran Devrimi ile İran monarşisi yıkıldı, aslında demokrasi geldi.
Monarşi döneminde İran’da yaşayan bireylerin negatif özgürlükleri vardı ancak pozitif özgürlükleri yoktu; devrimden sonra ise bu tersine döndü. Sandık geldi, özgürlükler gitti. İlginçtir, negatif özgürlüğün olmadığı toplumlarda zamanla pozitif özgürlük de aşınmaya uğrar. Şu an her ne kadar seçimler yapılıyor olsa da İran’da halkın gerçek anlamda idarede söz sahibi olduğu söylenebilir mi? Bu sebeptendir ki liberaller genelde negatif özgürlüğe daha çok vurgu yaparlar. Kişisel tercihlerinde, özel hayatında hür olmayan bir birey, ülke yönetiminde de hür kararlar veremez.
İran’da muhaliflerin umudu Prens Pehlevi
İslam Devrimi’nden sonra Pehlevi Hanedanı ülkeden ayrıldı. İleride ülkenin yönetimini ele alması beklenen ve bu yönde yetiştirilen Muhammed Rıza Pehlevi’nin oğlu veliaht prensi Rıza Pehlevi ABD’de yaşamını sürdürüyor. Molla rejiminin muhalifleri tarafından hala bir umut olarak görülüyor. Rıza Pehlevi muhalifler için birleştirici bir bayrak, bir simge, özellikle son yıllarda ona gösterilen ilgi artmaya başladı. 2017’deki eylemlerde dedesi için sokaklarda sloganlar atıldı. 2022’de Mahsa Amini’nin gözaltında hayatını kaybetmesi sonrası çıkan büyük sokak olaylarında yine Rıza Pehlevi’nin posterleri ellerdeydi. Özgürlük için bir prensten medet umar haldeydi İranlılar.
1930’ların benzeri bir faşizm rüzgârı bu sefer sağcı popülizm olarak dünyaya egemen olmaya yakın bir durumdadır. Bugün farklı olan ise bu akımın demokrasiye karşı değil, tam aksine demokrasiyi kucaklayarak negatif özgürlükleri ortadan kaldırıyor olmasıdır. Bu çok daha tehlikelidir zira demokratik yollardan demokrasiyi yok etmek en kolayıdır. ABD’de en son Yüksek Mahkeme Trump’ın çok işine yarayacak kararlar verdi, federal yargıçların Trump’ın kararnamelerini engellemelerini büyük ölçüde imkânsız kıldı. Amerika’da liberalizmin demokrasi karşısında verdiği mücadelenin sonucunda ne olacak hepimiz göreceğiz ancak liberal rejimi korumakla görevli kurumların Trump ve arkasındaki büyük halk desteği karşısında uzun süre dik durabilmeleri kolay olmayacak.
Özay Şendir
'Nefes almak için izin bekleyen Miçotakis'
29 Haziran 2025
Abbas Güçlü
Yurt, burs, staj, keyfiyet
29 Haziran 2025
Zeynep Aktaş
Zemini güçlü olan yatırımcıyı çekiyor
29 Haziran 2025
Ali Eyüboğlu
Jackie Kennedy, Marilyn’e ne dedi?
29 Haziran 2025
Güldener Sonumut
Mark Rutte’ye haksız eleştiri
29 Haziran 2025