İdam veya hadım etmek gerekmez

17 Şubat 2015

Özgecan’ın fotoğrafı ile göz göze geldiğimde, her haberini okuduğumda/dinlediğimde, salaklar, sapıklar ve feci durumun faturasını siyasi rakiplerine kesmeye çalışan fırsatçı vicdansızlar dışında her dünyalı gibi boğulacak hale geliyorum.
O çocuğun korkusunu, acısını, çaresizliğini damarlarımda hissediyorum. Canlıyı eşya gören soysuzlara neler yapabileceğimi düşünüp korkuyorum.
Ben bireyim. Devlet değilim. İntikam istiyorum.
Bir de... Yaşı aynı... Öğrenciliği aynı... Saçı, kaşı, gözü, siması aynı bir kız babası olduğunuzu düşünün.
Tam da o durumdayım.
Kızım ve Özgecan durmadan paten yapıyorlar beyin labirentlerinde, işimi gücümü düşünmeme fırsat bırakmıyorlar. Kızımın başına gelmediği için şükretmeye utanıyorum.
Ruhumda fırtınalar. Acı, hiddet ve hatıralar...

Yazının Devamı

Kükreyen Kanarya

15 Şubat 2015

İşte size çimendeki nüansların, tek formayı bile doğru adama teslim etmenin ve hatasını çabuk telafi edebilen teknik direktörün önemini belgeleyen bir maç...
Yanlış orta sahası yüzünden mahkum bir devre geçiren Fenerbahçe’nin tek adam değişikliği ile şahlanışının öyküsü.
İkinci düzeltme ile beş farka gidişinin hikayesi.
Hatalarını gittikçe daha çabuk onaran teknik direktör İsmail Kartal’ın yükseliş destanı.
Ve Trazonspor’a niyetlenip Gazeantepspor’a patlayan Fenerbahçe’nin kükreyişi.

İlk yarıyı özetlemek kolay... Fenerbahçe başlama düdüğü ile birlikte Gaziantep’in çıkış yollarını, orta sahayı kapattı. Hazırlık pası bile yaptırmadı. Her topa bastı. Bir gol attı, bir de kaçırdı.
Onbeş dakika sonra Fenerbahçe’nin orta alanda baskısı bitti... Gaziantepspor tam altı gol pozisyonuna girdi. Üç tanesi yüzde yüz gollük. İki tanesinde Mert kalede bile yok, Alves’in bedeni önledi golü. Önde ama mahkum bir takım görüntüsündeydi sarı-lacivertliler.

Yazının Devamı

Tokatçı hoca!

13 Şubat 2015

Zıvanadan çıkıp “hiddet” ile “şiddet” arasındaki alçak duvardan atlayan bir takım koçu, bozuk kimyasının tetiklediği paranoya ile “hatalarında kasıt sezdiği sporcusuna” soyunma odasında iki tokat çakar mı?
Elbette!..
Ayağının altına alıp eşek sudan gelinceye kadar döver bile... İcabında, ensesinden forma çengeline asar.
Kafayı sıyırmış adamın ne yapacağı belli mi olur?

Ama sinir krizi de sarhoşluk gibidir; ayılması kaçınılmazdır ve yüzleşme gerektirir.
Hoca döner yaptıklarına bakar ve çok uzatmadan maç sonu basın toplantısında istifasını açıklar. Herkesten özür diler...
Pılısını pırtısını toplar gider o kulüpten.

Yazının Devamı

Oda basmayın, takım çekmeyin, siz çekilin!

10 Şubat 2015

İki kale arasında hakkının gasp edileceğinden, futbol adaletinin eğilip büküleceğinden, takımına kumpas kurulduğundan şüphelenen bir kulüp başkanının ortaya koyabileceği en dehşetli “yaptırım” nedir?
“Takımı sahadan çekmek”!..
Allak bullak olur lig... Cezalar yağar, sokaklar akar, maçlar, şampiyonluk yarışı falan ıskartaya çıkar, futbol alacakaranlık kuşağına yuvarlanır.
Yıllar sürecek tartışmalar başlar; bitmez.
Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, yapmış bu jiletli açıklamayı.
Ötesi yok... En son ve en büyük restini çekmiş.
Ertesi gün maçın hakemini aramaya ne gerek var?

Yazının Devamı

Alo hakem!..

8 Şubat 2015

Hakemi aramak yetmiyor demek ki... Kazanmak için biraz da etkili oynamak gerekiyor. Gelecek sefere UEFA Başkanı’nı arayıp kazanma garantisi istesin Başkan Hacıosmanoğlu!

Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu seçimi kazanıp kürsüye geldiği andan düne kadar Fenerbahçe’ye ve Başkan’ına öylesine keskin sirke tavır koydu ki, Kadıköy’e olaysız gitmek neredeyse özür dilemekti onun tarzına göre.

Geri adım atmaktı.

Yanıt bulamadığı Aziz Yıldırım’a çullanmak, kendi kendini tekrar olacaktı. O da “yapılmamışı” yaptı.

Bülent Yıldırım’ı arayıp, “hakemi aradım” diyerek hem futbola hem de kendi küpüne/kulübüne zarar vermesinin sebebi buydu... Bülent Yıldırım’ın yönettiği 6 maçta da Fenerbahçe’yi yenememeleri değil.

Delikanlı adam tavrını koyar, cezası neyse verir!..

İyi de... Futboldaki ana fikir, sahada topla yapılan varyasyonlar, mücadele, zeka, gol. Yönetici denilen meslek erbabının icat ettiği kural dışılıklara dekor mudur futbol ve futbolcular?

Mahvetti maçı Trabzonspor başkanı... Yüreğimiz ağzımızda hakem izledik. Düdük, bayrak kovaladık...

Yazının Devamı

Fenerbahçe-Trabzonspor derbisine heyet raporu

6 Şubat 2015

Aldılar futbolu, büyük/küçük ayırmadan toptan psikiyatri servisine yatırdılar!..
Mecburdular... Sinir krizi geçiriyordu. Kendisine ve çevresine zarar veriyordu. İntihar eğilimleri gösteriyordu.
Terapi, iğne, Passolig derken, şiddet dürtülerini kontrol etmeyi, fayda/zarar dengesi kurmayı, para hesabı yapmayı, istikbali düşünmeyi yeniden öğrendi ve taburcu olma vakti geldi...
Bu aşamada ne yapılır poliklinikte?
Heyet toplanır, hasta son bir kontrolden geçirilir değil mi?
İşte bunun futboldaki karşılığı da yarınki Fenerbahçe-Trabzonspor derbisi.
***

Yazının Devamı

Yıldırım, Orman ve "kavga mühendisliği"

5 Şubat 2015

Savcı/yargıç/avukat olmaya gerek yok; Fenerbahçe ve Beşiktaş başkanlarından başlayıp sahaya ve sokağa ne zaman ineceği belli olmayan “kavganın” hukuki tanımı apaçık ortadadır:
“Taammüden”!..
Yani planlı, hesaplı, bilerek ve isteyerek çıkarılmış, alevlendirmek için özen gösterilmiştir.
Nereden anlıyoruz?
Çıkarılma ve sürdürülme şeklinden: İlk kan; Fenerbahçe Başkanı Sayın Aziz Yıldırım tarafından havuzdan daha büyük pay alma mücadelesi sırasında, Fenerbahçe ve Galatasaray’ı ayırıp geri kalan tüm Süper Lig kulüpleri için “değersiz” sıfatını kullanarak akıtılmıştır.
Hadi, her fırsatta ağır sözler işittiği Trabzonspor Başkanı nedeniyle Karadeniz’in büyüğünü tahkir etmesini “kısas” sınıfına sokup anlam verelim...
Hadi, diğer kulüplerin ses etmeyip parayı düşünmesini, Fenerbahçe ile kapışmaktan kaçınmasını makul karşılayalım...

Yazının Devamı

Hamzaoğlu 'usta' değil

3 Şubat 2015

Çağdaş dehalardan Apple’ın kurucusu Steven Jobs, ölmeden önce verdiği son belki de ilk- röportajda başarıya giden yolu şu cümleyle özetlemişti:
“Büyük hedeflerle büyük sonuçlar arasında mutlaka büyük bir ustalık gereklidir”.
Evet... Hedefi sonuca bağlayan unsur “ustalıktır”.
Hele hedef büyükse...
İşte Galatasaray’ın ve Hamza Hamzaoğlu’nun gelip tosladığı yer burasıdır:
“Ustalık”!..
Henüz üstat olamadı Hamzaoğlu...

Yazının Devamı