Ve oldu.
İzmir’de sanayici ile tüccar odalarının çatısı uçtu.
Birlik, beraberlik, bütünlük muhabbeti bir anda silindi.
Suya yazılmış gibi kayboldu.
Anlaşıldı ki; sözler yapmacık, gülüşler maskeliymiş.
İzmir Ticaret Odası Başkanı’nın sözlerine, Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclisi’nden sert cevaplar gelince gerçek görüldü.
* * *
Ekrem Bey dediğimiz...
İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş.
8 yıl üyelik, dört yıl başkanvekilliği, 20 yıl başkanlık yaparak ismi oda ile bütünleşmiş işadamı, siyasetçi, yönetici.
Sabrı, siniri takdire değer.
70 bin üyeli İzmir’in en büyük örgütünde, hep kazanılarak elde edilmiş bir makam ve birçok rakibinin deviremediği başkanlık.
* * *
Hakkını vermek gerek; bağlantıları sağlam, manevrası güçlü.
Her deprem sonrası aynı.
“Kaçak yapılaşma durdurulacak.”
Aradan birkaç ay geçer, unutulur.
İmarsız yapılar devam eder, binalara kaçak katlar eklenir, sokakları belirsiz semtler oluşur.
Belediyelerin yıkamayacağı, yıkmayacağı alışılmış gerçektir.
Herkes gözünü açmıştır. Bilinir ki;
“Seçim yaklaşıyor, nasılsa imar affı çıkarılır.”
Deprem felaketi araya girdi, içimiz parçalandı.
İzmir’de önemli bazı detaylara ara verdik.
İzninizle paylaşalım.
* * *
Kemal Çolakoğlu katıksız İzmirlidir.
Aile terbiyesi, kişiliği, eğitimi, birikimi tartışmasızdır.
Çözüm odaklı ve uzlaşmacı yapısıyla tanınır.
Yardımseveriz.
Felaket anında hemen koşarız.
Ekmeğimizi, suyumuzu paylaşırız.
Eksik neyse yağdırırız. Yaraları kapamaya çalışırız.
Dört yönden. Köyden, şehirden.
* * *
Ne var ki ölçüyü bilmeyiz.
Terör devam ediyor.
Sınırda çatışmalar sürüyor.
Son gelen haber; üç Mehmetçik daha şehit.
İki misli askerimiz yaralı.
* * *
Van ve çevresi sallandı.
Yer kabuğu çatladı, mahalleler yıkıldı.
Nasıl anlatılır ki?
Yaşanır.
Allah yaşatmasın. Sevdiğini kaybettirmesin.
Ne yazık ki bu acıyı çok fazla yaşar olduk.
Bitmeyen ağıt, durmayan gözyaşı ve haklı isyan haykırışlarıyla...
* * *
Sevdiğini kaybetmek, yürekteki acının zirvesidir.
Gazeteciyim.
Eğitimini aldım, mesleğimin ekmeğini yedim.
Muhabirdim, büyüklerim sabırla yetiştirdi.
Deneyim kazandım, yöneticilikte genç arkadaşlarımla çalıştım.
Üniversitede hocalığını yaptım, öğrendiklerimi aktardım.
Meslek ilkelerine, basın ahlakına sadakatle...
Ve becerebildiğim kadar.