ÖLDÜ, gitti.
İki satırlık haber. Başlığı: Otobüsten düştü
Pek çoğumuza göre kader.
Mantığı; “Ayol ne olacağımızı biliyor muyuz”?
Bu kadar basit.
* * *
Emekli bankacı Ayla Tercan Simsaroğlu, 74 yaşındaydı.
Kalan birkaç arkadaşıyla, ayda bir buluşurdu.
Heyecanla günü bekler, geldiğinde belediye otobüsünü tercih ederdi.
Kalabalığın güzelliğini yaşardı.
Kartını gösterir biner, keyfini sürerdi.
Yaşamına da böyle renk verirdi.
* * *
Aylık buluşmada çok eğlenmişti.
Doyamamıştı ama akşam karanlığı çökecekti.
Yine bindi otobüse, Alsancak’ta mağazaları, Konak’ta denizi seyretti.
Göztepe’ye geldiğinde, durakta inmek istedi.
* * *
Açılan kapının ilk basamağında koca araç hareketlendi, ayakları yerden kesildi, yola savruldu.
Düşünce başını kaldırım taşına vurdu.
Bağırış- çağırış otobüs durduruldu.
Ayla Teyze hastaneye kaldırıldı, ama yorgun vücudu dayanamadı.
* * *
Otobüs şoförü Erol Bahtiyar, “Aynaya baktım, görmedim” dedi.
Üzüntüsünü, gözyaşıyla dile getirdi.
Karakola götürüldü, “Taksirle kazaen adam öldürme” suçuyla adliyeye sevk edildi
* * *
Ertesi gün...
Ayla Tercan, toprağa verildi.
Şoför Bahtiyar, cezaevine gönderildi.
Yaşananlar “Neden, niçin, hatalı, sorumlu kim?” diye sorgulanmadı.
İlgilisi, yetkilisi de “Bu son olacaktır. Bir daha yaşanmayacaktır” demedi.
Çünkü ne ilk, ne de son olacaktı.
* * *
Memlekette yaşam böyle ucuz.
İki satırlık haber, yaşananlar kader.
Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir.
Bu kadar basit!
Özay Şendir
Gerçek savaş mı yoksa danışıklı savaş mı?
23 Haziran 2025
Tunca Bengin
Nobel Barış Ödülü adayı ‘savaş’ dedi
23 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yabancı parayla ücret olur mu?
23 Haziran 2025
Didem Özel Tümer
İran’da zorla rejim değişikliği mümkün mü?
23 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Bundan sonra neler olacak?
23 Haziran 2025