Kişinin yiğidi borçtan korkmaz

Hafta sonu bayram.
Havalar güzel, zaten tatil ayı.
Memleketin genel havası karışık olsa da...
Mübarek bayramın tadını çıkarmalı.
Şöyle üç günlük tura çıkmalı.
Arabayı canının çektiği yere gazlamalı.
Gündüzleri deniz, kum, güneşin; geceleri “eller havaya” eğlencenin tadına varmalı.

Para hiç dert değil.
Yeter ki iste, istediğin kadar!
Ayda kaç para taksit ödeyebilirsin?
Kaç ayda ödemek istersin?
Beğen, seç, at imzanı, koy cebine paranı.
Hiç sıkılma.
Ölümlü dünya. Bu bayramda parayı kafanı takma.

Bankalar “Gel, gel” kampanyasına başladı.
Hepsinin kredileri birbirinden cazip.
Mesela “5 bin TL’ye bayramı çıkarırım” diyorsan, 85 TL’den başlayan taksitle başlar...
“Güzelmiş, 15 binlik olanı yok mu?” hovardalığına düşersen ayda 400 TL taksitle tokalaşırsın.
Vade?
Teneşire kadar olmasa da, 60 ay normaldir.
Faiz?
Kolay. Yeter ki kararını ver.
Alacağın miktara göre aylık 0.99 da var, 2.99’da.
Masraf?
Bayramdır, insanımız sevinsin. Almayanı çok.

“Bizi düşünen yok mu?” diyen emeklilere kefilsiz, komisyonsuz 500 TL’ler bile hazır.
Yeter ki, bankanın kapısından içeri gir.
Kimliğini ver, imzanı at, cebi doldur, bavulu hazırla.
Gerisini sonra düşünürüz.

Bazı pimpirikler diyecektir ki:
“Bugün yediğin hurmalar, yarın içini tırmalar”
“Tatlı tatlı yemenin, acı acı geğirmesi olur”
“Borç iyi güne kalmaz”
“Borçlu ölmez, benzi sararır”
“Borçsuz çoban, borçlu beyden yeğdir”

Varsın söylesinler.
Hepimiz biliriz ki;
“Borç yiğidin kamçısıdır!”
Hepimiz yiğit değil miyiz?
Yiğit bin yaşar, fırsat bir düşer.
Haydi, o zaman bankalara.
Kim korkar bankacı kurttan!