Hazine Müsteşarlığının açıklamasında birçok konuda IMF ile görüş birliğinin ana hatlarıyla sağlandığı belirtilirken bankacılık, sosyal güvenlik ve vergi idaresi alanlarında Türk tarafının çalışmalarının halen sürdüğü belirtiliyor. Bu konulardaki taslak düzenlemelerde belli bir aşamaya gelindiğinde Para Fonu heyetinin yeniden çağrılacağı açıklanıyor.Aslında her üç düzenleme de uzunca bir süredir Türkiyenin gündeminde. Taslak çalışmaların bile daha henüz tamamlanamamasını anlamak zor. Bu konularda daha saydam olmak gerekiyor. IMF ile uzlaşmaya varılamayan veya ekonomi bürokrasisinin kendi içinde bir türlü uzlaşamadığı konular nelerdir? Bu konuda Türk kamuoyu bilgilendirilmeli ve tepkileri alınmalıdır. Mevcut ekonomik yapıda eksik bilgilendirmeye bağlı spekülasyonların maliyeti yüksek olabiliyor.Nitekim IMFnin açıklamasında bu tür etkileri telafi edebilmek amacıyla heyetin bu tarihte Türkiyeden ayrılmasının önceden planlandığına dikkat çekiliyor. Müzakerelerde en önemli ilerlemenin TBMMye sunulan 2005 bütçesi üzerinde sağlandığının altı çiziliyor. Orta vadeli makroekonomik çerçeve ve para politikasında da önemli bir sorun kalmadığı anlaşılıyor. Önümüzdeki birkaç haftada hükümetin bu konularda etkili uygulamayı sağlayacak önerilerini kesinleştirmesi bekleniyor. Yapısal reform alanında ise yeni bankacılık yasası, vergi ve sosyal güvenlik konularında temel öncelikler ve gidilecek yön konusunda uzlaşma sağlanmasına rağmen detayların geliştirilmesine ihtiyaç olduğu belirtiliyor. Heyetin bu çalışma tamamlandıktan sonra yeniden geleceği açıklanıyor.Bu açıklamalara bakıldığında sosyal güvenlik, vergi ve yeni bankacılık kanunlarında detayların henüz belirlenmediği ve heyetlerin bu detayların belirlenmesine kadar müzakerelere ara verdiği sonucu çıkabilir.Ancak daha öncede söylediğim gibi bu konular uzunca bir süredir ekonomi bürokrasisinin gündeminde. Bu nedenle bazı detaylarda IMF ile veya kendi içimizde uzlaşma sağlanamadığı için IMFnin taleplerini masaya bırakıp, bunlar olana kadar gelmeyi düşünmediğini söyleyerek gitmesi daha güçlü bir olasılık.Bir diğer ihtimal ise bu konularda bir şekilde uzlaşma sağlamanın mümkün olmasına rağmen, hem hükümetin hem de IMFnin üç yıllık programın dozunu da ayarlamak için 17 Aralıkta açıklanacak AB konseyinin Türkiyeyle ilgili müzakere kararını beklemeyi tercih etmeleridir. Bana bu son şık daha akla yakın geliyor.17 Aralıkta sorunsuz bir müzakerelere başlama kararı çıkması hükümetin IMF ile pazarlık gücünü önemli ölçüde artırır. Bu aslında IMFyi de rahatlatır. Çünkü Türkiyenin uluslararası piyasalardan borçlanma imkanını güçlendirecek bu durum IMFnin sağlayacağı kaynağa olan ihtiyacı düşürür. Bu IMFnin Türkiyeden alacağını daha büyük bir hızla tahsil etmesine imkan verecektir.Ancak bunun doğru strateji olduğu çok tartışmalı. Öncelikle 17 Aralıka kadar ABden gelecek mesajların oldukça dalgalı seyredeceği anlaşılıyor. Yine bu tarihe kadar belli olacak dış ticaret verilerinde ortaya çıkacak bozulmaların piyasaları tedirgin etmesi de güçlü bir olasılık. Diğer taraftan uluslararası petrol fiyatları yükseliş trendini koruyor. IMF ile mevcut stand - by düzenlemesi çerçevesinde öngörülen iki gözden geçirmenin de by - pass edilmesiyle hükümet bu dönemi çapasız geçmeye karar vererek önemli bir riski göze almış oluyor.Aslında doğru olan, aynen daha önce ABD hibesinde olduğu gibi, 17 Aralık kararını hiç dikkate almadan yeterince güçlü bir programın, bu varsayımlara göre piyasayı ikna edecek seviyede bir IMF mali desteğini de içerecek şekilde bir an önce bağlanmasıdır. Bu 17 Aralıkta AB Konseyinden çıkacak ve ekonomik aktörleri endişelendirecek bir kararın yaratacağı risklerin önemli ölçüde kontrol edilebilmesini sağlayacaktır. Bazen risk almak da gerekir. Ama devlette bunun ciddi bir hesaba dayanması önemlidir. Böyle bir dönüm noktasında IMFnin gitmesine izin vermek yanlış olmuştur.Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun. foztrak@yahoo.com Yeni stand - by düzenlemesiyle ilgili Türkiye ile Uluslararası Para Fonu arasındaki müzakerelere ikinci defa ara verildi. IMF heyeti Türkiyeden ayrılırken, hem Hazine hem de IMF Türkiye temsilcisi tarafından açıklamalar yapıldı.