Fazilet Şenol

Fazilet Şenol

fazilet.senol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Amerika Birleşik Devletleri'nin tarihinde yer alan bazı tarikat hikâyeleri, gerçek ile kurgu arasındaki çizgiyi neredeyse görünmez hâle getiriyor. 1930’lu yıllarda kurulan Kraliyet Metafizik Ustaları Kardeşliği adlı tarikatın ölümsüzlük vaadiyle gerçekleştirdiği deney, masum bir bebeği merkeze koyarak toplumsal hafızada yer eden örneklerden biri.

Tarikatın lideri James Bernard Schafer, sıradan bir adam olarak başladığı hayatına, binlerce kişilik bir topluluğun “elçisi” olarak devam etti. Kurduğu yapı; metafizik öğretiler, pozitif düşünce, inanç temelli şifa yöntemleri ve sıkı bir diyet rejimi etrafında şekillendi. Ancak 1939 yılında aldıkları bir karar, tarikatın ismini bugüne taşıyacak kadar sıra dışıydı.

Haberin Devamı

Henüz üç aylık olan Jean adındaki bir bebek, tarikat tarafından “ölümsüzlük projesi” için seçildi. Schafer’a göre bebek, eğer hayatı boyunca “ölüm” ve “hastalık” kelimelerini duymazsa ölümsüz olabilirdi. Deneyin temel dayanağı, negatif düşüncelerin insan bedenine zarar verdiği ve ölümün bu olumsuz çağrışımlarla tetiklendiği fikriydi. Bebek, bu kavramlardan tamamen izole edilecek; yalnızca pozitif ve yumuşak ifadelerle büyütülecekti.

New York Long Island’daki 110 odalı bir malikanede sürdürülen deneyde, tarikat üyeleri çocuğun her adımını kontrol etti. 'Sonsuzluk Diyeti' adı verilen özel bir beslenme planı uygulandı. Et, kahve, baharat ve tütün gibi ürünler yasaklandı. Bebeğe hiçbir şekilde ölümle ilgili kavramlar öğretilmedi, hatta bu sözcüklerin bulunduğu kitaplar ve belgeler ortamdan uzaklaştırıldı.

Ancak deney uzun sürmedi. Yaklaşık 15 ay sonra Jean’ın annesi Catherine Gauntt, yaşananlara dair şüphelenmeye başladı ve kızını geri aldı. Olay kamuoyuna yansıdıktan sonra tarikat büyük ölçüde çözülmeye başladı. Schafer, bağış toplama faaliyetleri nedeniyle yargılandı ve 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 1955 yılında ise Schafer ve eşi, arabada karbonmonoksit zehirlenmesi sonucu hayatını kaybetti.

Bebek Jean, yıllar sonra hayatta olduğu ve ailesiyle birlikte normal bir hayat sürdüğü hâlde geçmişi hakkında konuşmamayı tercih etti. Deney ise ABD tarihinin en ilginç ve tartışmalı tarikat girişimlerinden biri olarak kayıtlara geçti.

Haberin Devamı

Schafer’ın ölümsüzlük iddiası elbette hiçbir bilimsel temele dayanmıyordu. Ancak bu hikâye, insanlık tarihinin farklı dönemlerinde karşılaştığı benzer arayışlara da ışık tutuyor. Ölüm korkusu, bazı kişiler için yalnızca bireysel değil, toplumsal ve ideolojik bir mesele hâline gelebiliyor. Tam da bu nedenle, rasyonel zeminlerden uzaklaşan topluluklar içinde benzer örnekler yeniden ortaya çıkabiliyor.