Köfte yaza yaza adımız köfteciye çıktı ama olsun hiç şikâyetim yok benim. İşte yılın ilk yazısı ve yine bir köfteden söz edeceğim size.
Manisa, burnumuzun dibinde... İki adım yer. Hem arkadaşlarımı ziyarete hem de şehri gezmeye gidiyorum arada. Ha Bornova, ha Manisa, o kadar yakın yani...
Yanılmıyorsam geçen aydı. Bi arkadaşımla şöyle bir dolanalım diye çıktık yola. Gezmelerin en güzeli, yol bizi nereye götürürsedir ya... O kafayla şehri dolanırken vaktin nasıl akıp gittiğini anlamamışız. Bi de baktık saat 12.30. Merkezde eski binaları, çarşıyı fotoğraflıyorduk ki, karnımızın çaldığı zil, aklımızı yerine getirdi. Malum, yemek yemeliydik.
Çingene Köftesi
İş hayatım süresince Manisa ziyaretlerimde her fırsatta gittiğim, yemeklerini de pek beğendiğim bir dükkân var. Arkadaşımla dolanırken, bilinçsizce resmen dükkânın içine düştük. İsmi, Aşçı Ahmet’in Yeri.
Masasında her daim acı yeşil biberi ve dükkândan içeri girdiğinizde “Buyruun...” diye sizi karşılayan bi esnaf lokantası burası. Oğlu İlker’le birlikte yapıyorlar yemeklerini. Ben genel olarak gittiğimde zeytinyağlılardan bi tabak veya sarmayla birlikte güveç et tercih ediyorum. Tabii, erken bi saatte gidersem! Saati biraz geçirdiysem maalesef kalan neyse ona talim ediyorum. İşte bugün o yemek seçmeyi yapabileceğimiz erken saatlerden birindeydik. Daldık arkadaşımla içeriye. “Buyruuun, hoş geldin abim...” diye karşıladı bizi. Oğlu İlker bi yandan, kendisi bi yandan siparişleri tabaklayıp masalara yollamakla meşguller. Sözde erken geldik ya, onu mu yesek, bunu mu yesek derken gözümüze tezgâhın öteki ucunda kendi halinde bi köfte çarptı. “Usta bi porsiyon da şu fırın köfteden” diyecek oldum. Usta’nın oğlu İlker, “Ahh be Fedai Abi, şu anda son porsiyonu masaya yolluyorum. Maalesef bitti, üzgünüm” deyince merakım iyice arttı, bu kadar çabuk biten köfteye karşı.
Aşçı Ahmet, “Abicim, o köfte bizim dükkânın icadı. Adı, Çingene Köftesi. Sadece Salı günleri yapıyoruz. Servis başladıktan yarım saat sonra bitiyor” diye eserini anlatıp durumu açıklıyor.
İlker, “Abi sen beni ara, bi porsiyon ayıracağım. Senin kesin tatman lazım bu köfteyi, acayip farklı” diyor.
Bu sözlerden sonra merakım katlanarak artıyor. Açıkçası, aklımız Çingene Köftesi’nde kaldığından o gün ne yediğimizi hatırlamıyorum desem yeridir.
Özay Şendir
İyi yurttaş yetiştirme mecburiyeti...
19 Nisan 2024
Didem Özel Tümer
Fidan’ın açıklamasındaki ayrıntı
19 Nisan 2024
Abbas Güçlü
Köy Enstitüleri ve öğretmen atamaları
19 Nisan 2024
Zafer Şahin
İstiklal Marşı gündemde değilmiş!
19 Nisan 2024
Abdullah Karakuş
Olağan sorumlular olağan sorumsuzlar
19 Nisan 2024