Fethi Heper

İlk 4 hesapları yapan Eskişehirspor, mutlaka kazanması gereken Ankaragücü maçına hırslı ve azimli çıktı. Yoğun kar altında oynanan maçta Ivesa ve Diego’nun anlaşmazlığı sonucu Ankaragücü golü buldu. Bu çok büyük bir şok etkisi yarattı Eskişehir’de ama 1 dakika sonra beraberliği yakaladılar.
2. yarıda yine çok basit bir savunma hatası ev sahibini öne geçirdi. Ankara ekibinin attığı bu 2. golden sonra Eskişehir yağmur oldu, rakip kaleye yağmaya başladı. Kamara’nın muhteşem oyunu, Diego’nun takipçiliği arka arkaya gollerin gelmesini sağladı ve Eskişehir 5-2 kazandı.
Ben Kamara’yı, Erkan Zengin’i, Burhan Eşer’i çok beğendim. Tüm futbolcular başarılıydı ama özellikle Eskişehir’in kazanması gereken Erkan Zengin ve Burhan Eşer’in iyi oynaması ve Erkan’ın gol atarak moral bulması çok önemliydi. Devre arasında Fenerbahçe’ye transferi gündeme gelen Alper Potuk’un atmış olduğu gol herhalde geçmişteki bütün olayları unutturacaktır. Bundan sonraki her maç bir final. Eskişehir bunları kazanırsa play off şansını yakalayabilir.

Fenerbahçe-Eskişehir maçı 3 devrelik bir oyundu. İlk 30 dakika her iki takım da hiçbir gol pozisyonu yakalayamadı. Karşılıklı toplarla bir orta saha mücadelesi gibi geçti. Ne zaman ki ev sahibi golü buldu, ikinci perde başladı. Kırmızı siyahlılar inanılmaz goller kaçırdı. Ama Fenerbahçe’de ilk yarının son saniyesinde Alex’in attığı frikik direkten dönmeseydi, oyun daha farklı boyutlara dönüşebilirdi.
İkinici yarının başlamasıyla Eskişehir’in savunma yapacağı zannedilirken, onlar rakip sahada gol peşinde koşmaya başladı. Kamara yüzde yüz iki gol kaçırdıktan sonra 2-0’a taşıdı takımını. Bu golden sonra yine inanılmaz pozisyonlar gördük, kaçan goller olmasaydı Es-Es rakibi karşısında tarihi fark yakalayabilirdi. Hele sarı-lacivertliler 10 kişi kaldıktan sonra ev sahibinin gol atması beklenirken Sow’un attığı gol taraftarlara soğuk duş etkisi yaptı. Son dakikalarda akıllı oyuncu değişiklikleri Eskişehir’e çok ihtiyacı olan 3 puanı getirmiş oldu.
Bütün Eskişehirli futbolcu ve teknik heyeti kutlamak isterim. Fenerbahçe ise klasik bir futbol oynadı. Kontratak düşüncesi içindeydi, aradan oyuncu kaçırarak pozisyon yaratmak istedi, ama Eskişehir müdafası akıllı davranarak buna izin

Karabükspor dün, buzlu bir sahada, daha oyunun ilk dakikasında, hırsıyla, bilinçli futboluyla “Ben bu maçı alacağım”ın mesajını verdi.
Karabük çok mu iyiydi? Hayır. Eskişehirspor çok kötü olduğu için 3 puanı almasını bildi. Es-Es sanki 7 futbolcuyla mücadele ediyormuş gibi görünüyordu. Özgüvenini yitirmiş oyuncular bir araya gelmiş, devlet memuru gibi, maçın bitmesini bekleyen bir futbolcu topluluğu....
Kırmızı-siyahlı futbolcuların bir an önce bu kötü gidişe dur demesi, toparlanması ve çıkışa geçmeleri gerekir. Teknik Direktör Ersun Yanal, orta alanda aksayan futbolcuları iyi tespit edip, yedekte oturan orta saha oyuncularından yararlanmayı bilmeli.
Fenerbahçe karşılaşması büyük bir maç. Sanırım Eskişehirspor toparlanacak ve kendine gelecektir.

Kötü bir zemin üzerinde ilk yarıda Eskişehirspor maçın mutlak hakimiydi. Güzel paslar, top çevirmeler, ama bir tek pozisyon yok. Sadece top çevirme hepsi o. İstatistiklere göre % 75 top Eskişehir’de, buna rağmen pozisyona giremiyorsun. Oyuna hakim olup gol üretemiyorsan, ne zaman üreteceksin merak ediyorum.
Ordu’nun ilk yarıda sadece geride gol yememeyi amaçlayan bir futbolu vardı. 2. yarı ise bambaşka bir oyun. Eskişehir’de topu alan ileri vuruyor, top geri geliyor; tekrar ileri vuruyor top aynen geri geliyor... Böyle anlayış mahalle takımında olmaz.
Eskişehir 2. yarıda mahalle takımı görünümündeydi. Hele hele golü yedikten sonra Batuhan’ın oyundan alınarak Diego’nun santrfora alınması tam bir rezaletti. Bütün oyun disiplininin bozulduğu bir takımda futbol da gol de olmaz. Nitekim Eskişehir kalesine 1 kez gelen Ordu, defansın büyük hatasından olmayacak bir golü atarak 3 puanı aldı.
İlk yarıda Tello’nun ve Batuhan’ın aksadığı bariz göründü. Müdahale 2. yarının başında yapılmalıydı. Geç değişiklikler fayda getirmedi. Şimdi Eskişehir bundan sonra önemli maçlar oynayacak, puan dağıtmaya devam ederse kırmızı-siyahlıları zor günler bekleyebilir.

Eskişehirspor kazanabileceği bir maçı hataları yüzünden kaybetti.
Maçın başlaması ile Eskişehir, Trabzon’u korkunç bir baskı altına aldı. Sağlı sollu akınlarla her an gol gelebilirdi. Ancak 23. dakikada amatörce hatalar yapan ve gereksiz kartlar gören Hürriyet, Eskişehir’in çökmesine neden oldu. 10 kişi kalmasına rağmen ritmini kaybetmeyen konuk takımda bu kez de Kamara yaptığı iki büyük hata ile maçın kaderini etkiledi. Kamara’ya söyleyeceğim bir söz var; “Futbol kombine olaydır, tek başına bütün savunmayı çalımlama şansın yoktur. Ufak hatalardan ötürü kaybettiğin toplar gol olunca takımının kaybetmesine yol açarsın”. Hürriyet ile Kamara’nın şimdi oturup düşünmeleri lazım.
Trabzonspor çok mu iyi oynadı, bence hayır. Ama Eskişehir’in zaafından yararlanarak 4 gollü galibiyete ulaştı.

Gerçekten ayakta durmanın bile zor olduğu maçta her şeye rağmen 2 takım da gol arayışları içine girdi. İlk dakikada Batuhan’ın ayağının kayması Eskişehir’i bir golden etti. Çok müsait pozisyonda Tello’nun nefis pasında Kamara çok bencil bir davranışla topu Muslera’nın ayaklarına vurdu. Eğer bir salise kafasını kaldırabilseydi, Batuhan ve Tello’nun bomboş olduğunu görecekti. Kaçan en önemli gol pozisyonu Eskişehir için buydu.
İlk yarıda Galatasaray daha baskılıydı ama Eskişehir akıllı bir defansla Galatasaray’a gol fırsatı vermedi. 2. yarıda ev sahibi daha atak futbolu tercih etti. Bu da Galatasaray’ın kendi alanına çekilmesine neden oldu. Klasik Diego, Dede, Tello ve Volkan paslaşmaları gerçekten Galatasaray’a çok zor anlar yaşattı. Ama gene söylüyorum sahanın buzla kaplı olması her iki takımın da rahat gol pozisyonu yakalamasını engelledi. Bu nefis mücadele sonunda buz üstündeki dans berabere sonuçlandı.

Eskişehirspor ve Gençlerbirliği ilk devrede muhteşem bir oyun sergilediler. İki takım da son yılların en çekişmeli ve mücadeleci maçlarından birini ortaya koydular. Açık bir futbolu tercih ederek, maçı izleyenlerin göz zevkini okşadılar.
Eskişehirspor yan toplardaki zaafını bugünkü maçta bir kez daha gösterdi. Gelen bir ortayı 5 savunma elemanı çıkaramayınca, aralarından sıyrılan Herve Tum şık bir kafayla takımını öne geçirdi. Konuk takım çok kısa sürede çok güzel bir organizasyon ile Dede’nin müthiş vuruşuyla beraberliği yakaladı ve devre 1-1 bitti.
Karşılaşmanın 2. yarısında tempo her ne kadar düşse de, yine de heyecanlı bir oyun vardı. Eskişehirspor’un yan toptaki zaafiyeti bir kez daha Gençlerbirliği’ne 2. golü getirdi. Bundan sonra Eskişehir tüm gücüyle en azından beraberliği yakalamak için büyük çaba sarf etti. Bu şansı Batuhan’ın düşürülmesiyle kazanılan penaltı ile de yakaladı. Ancak Kamara çok kötü bir vuruşla topu dışarı attı. Sonrasında futbol adına kayda değer bir hareket olmadı ve maç Gençlerbirliği’nin 2-1’lik galibiyetiyle sonuçlandı. Eskişehirspor çok değerli puanlar kaybetti. Hedefleri için bunları en kısa sürede telafi etmesi gerekecek.

Eskişehirspor mutlak galibiyet için çıktığı maçta Sivasspor’a bir puan armağan etti. İlk yarıda her iki takımda da ne bir gol pozisyonu, ne bir şut, ne de göze hoş gelen olumlu bir hareket vardı. Taa ki 44. dakikada Sivaslı Kadir’in kırmızı kart görerek oyun dışı kalmasına kadar... Bu dakikadan sonra gelişen gelişen Eskişehir atağında Kamara golü buldu ve devre kırmızı-siyahlıların lehine kapandı.
İkinci yarı 10 kişi oynayan rakibi karşısında daha akıllı bir futbol sergileyen bir Eskişehir beklerken; adeta gol yemek için uğraşan bir takım gördük. Hiç olmazsa sahadaki futbolcular 10 kişi kalan rakip karşısında top çevirerek, pozisyon üreterek ikinci golü bulabilirlerdi. Ama bunu yapamadılar. Telaş ve topu ileriye vur, geri gelsin mantığı içinde oynanan futbol sonrası beraberlik golü adeta “geliyorum” dedi.
Bu kez 90+2’de çok bariz bir savunma hatasından Sivasspor golü buldu. Eskişehirspor, çok değerli iki puanı kaybetti. Bunun telafisi gelecek hafta oynanacak Gençlerbirliği maçı olacaktır.