1 lira 55 kuruş!

İZMİR Milletvekili Canan Arıtman, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a soruyor:
“Halkın yoksulluğunu ve işsizliğini önleyecek düzenlemeler niçin yapılmamaktadır?”
Babacan cevap veriyor:
“Ülkemizde uluslararası kıyaslamalarda kullanılan kişi başı günlük harcaması satın alma gücü paritesine göre 1 doların altında kalan fert bulunmamaktadır. Dolayısıyla ülkemizdeki gelir dağılımının daha adaletli hale geldiği söylenebilir.”
Bu söze karşılık, ne söylenebilir?
En azından şu kadarını söylemeden geçmem mümkün değil:
Adaletin bu mu Babacan?
Günlük 1 dolar.
1 dolar.
Hani şu piyasada pek bulunmayan Amerikan parası.
Ya da...
Sonradan görmelerin düğünlerde tomar halinde, göbek atanların üzerine fırlattığı para!
* * *
Benim dolarla işim yok.
Yine de bilirim tabii.
En son 1 lira 55 kuruş civarındaydı 1 dolar.
Ali Babacan diyor ki yani:
“Memlekette 1 lira 55 kuruşun altında harcama yapan bir Allah’ın kulu kalmadı.”
Çok sevindim Ali kardeş.
Sayenizde “gelir dağılımı çok daha adaletli” hale geldi!
* * *
Burun kıvırmayın sakın.
Çarpılırsınız alimallah.
1 lira 55 kuruş çok para.
75 kuruşu ile bir ekmek alırsın mesela.
50 kuruşa da bir şişe su.
Yine de 30 kuruş para kalır cepte.
Hem karnı tok olacak insanın...
Hem de olan bitenden haberi.
Onun için aldın mı bir de 30 kuruşluk gazete...
Değme keyfine!
Neymiş...
Türkiye’de günlük bir dolardan az kazanan ve/veya harcayan adam kalmamışmış.
Aferin size.
Aferin size.
Aferin size.

Ortaya karışık!
ELDE kalmış ne kadar tapon mal varsa, yeniden ambalajlandı, allanıp pullandı.
Ve pazarlamacılar elde çanta, o kapı senin, bu kapı benim dolaşmaya başladı.
Çare yok, dolanacaklar.
O kokuşuk mamulâtı birine kakalayana kadar, gerekirse kırk takla atacaklar.
Bütün mesele...
Alacak birini bulmak.
Öyle bir saf...
Böyle bir salak kaldı mı piyasada?
Sanmam.
Eğer çalınan kapı açılmışsa...
Nezakettendir.
Eğer söylenen laf dinlenmişse...
Zarafettendir.
Daha ötesi akla ziyandır.
Daha fazlası kıyamete çağrıdır.

Tek karelik basket