<#comment>#comment>CHP lideri Deniz Baykal, Gül hükümetinin programını bugün Meclis’te eleştirecek.
Baykal, dün, yapacağı konuşma üzerinde çalıştı.
CHP liderinin bugün bir çıkış yapacağını söyleyebiliriz. Baykal, AKP lideri Tayyip Erdoğan ve hükümet programını eleştirirken, dokunulmazlık, yeni Anayasa, türban üzerinde özellikle duracak.
CHP lideri Baykal’la dün konuştuk.
Önce milletvekilliği dokunulmazlığını sorduk.
Değerlendirmesi şu oldu:
<#comment>#comment>Başbakan Abdullah Gül hükümet programını okudu.
58. hükümet hukuk alanında iddialı görünüyor. Bu alanda gerçekleştirilecek reformlar demokratikleşme açısından önemli. 57. hükümetin seçim öncesinde yaptıklarını tamamlayıcı ve daha genişletici nitelikte. Bireysel özgürlüklerin genişletilmesi, yargı güvencesinin sağlamlaştırılması Türkiye’yi AB standartlarına taşıyabilecek temel adımlar.
Hukukun üstünlüğüne dayalı bir sistem kurulması, AB’ye tam üye olmak amacından da önce Türkiye’nin, Türk toplumunun kendi gereksinmesi. Hükümetin bu yolda atacağı adım toplumun her kesiminden destek görecektir.
İşkencenin önlenmesi, sorumlularının cezalandırılması, zaman aşımının kaldırılması, uluslararası hukuk karar ve kurallarının yaşama geçirilmesi, atılacak olumlu adımlardır.
Ancak programın bu alandaki en önemli eksikliği milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması yönünde bir irade içermemesidir. Oysa, AKP lideri Erdoğan da, Başbakan Gül de bu konuda her zaman duyarlılık göstereceklerini ve dokunulmazlığa sınırlama getirileceğini ifade ettiler.
TBMM, hırsızlığa, yolsuzluğa, usulsüzlüğe bulaşmış kişilerin sığınacakları liman olmamalıdır.
12 Aralıkta yapılacak Kopenhag zirvesini AB konusunu, yeni iktidarın gündeminde ilk sıraya taşıdı.Başbakan Abdullah Gül ve hükümetin ilgili bakanlarının gündeminde de AB ilk sırada.Hükümet 12 Aralıka kadar neler yapabileceğini düşünüyor. Türkiyeye müzakere tarihi verilmesini kolaylaştıracak adımları saptamaya başlıyor.Bu amaçla Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır, Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu birlikte bir çalışma başlattılar. İlk toplantılarını da dün gerçekleştirdiler. Üç bakan önce hukuk alanında yapılabilecekleri belirleyecekler, yargılama ve cezaevi sorunlarını ele alacaklar.AKP liderinin Avrupa temaslarından yansıdığına göre AB ülkeleri, cezaevindeki DEPlilerin yeniden yargılanmasını istiyorlar. Ölüm oruçlarına çözüm bulunmasını talep ediyorlar. Gözaltı süresinin düşürülmesini gündeme getiriyorlar. DGMlere itiraz ediyorlar.Adalet Bakanı Cemil Çiçekle dün konuştuk.Çiçekin değerlendirmesi şu oldu:"Üç bakan olarak bu konuları ele alıyoruz. Şimdilik bu çalışmaya bir fikirler dizisi diyebiliriz. 12 Aralıka kadar neler yapılabilir, onları belirlemeye çalışıyoruz. Bunu yaparken Başbakanlık Avrupa Birliği Genel Sekreterliğinin neler talep ettiğini
<#comment>#comment>AKP lideri Tayyip Erdoğan, takvim sıkıştırması nedeniyle, sandıktan çıkar çıkmaz Avrupa’da mekik dokumaya başladı.
12 Aralık’ta yapılacak Kopenhag zirvesini AB konusunu, yeni iktidarın gündeminde ilk sıraya taşıdı.
Başbakan Abdullah Gül ve hükümetin ilgili bakanlarının gündeminde de AB ilk sırada.
Hükümet 12 Aralık’a kadar neler yapabileceğini düşünüyor. Türkiye’ye müzakere tarihi verilmesini kolaylaştıracak adımları saptamaya başlıyor.
Bu amaçla Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır, Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu birlikte bir çalışma başlattılar. İlk toplantılarını da dün gerçekleştirdiler. Üç bakan önce hukuk alanında yapılabilecekleri belirleyecekler, yargılama ve cezaevi sorunlarını ele alacaklar.
AKP liderinin Avrupa temaslarından yansıdığına göre AB ülkeleri, cezaevindeki DEP’lilerin yeniden yargılanmasını istiyorlar. Ölüm oruçlarına çözüm bulunmasını talep ediyorlar. Gözaltı süresinin düşürülmesini gündeme getiriyorlar. DGM’lere itiraz ediyorlar.
Erdoğan - Baykal görüşmesinden çıkan somut karar, Kıbrıs konusunda TBMMde bir genel görüşme yapılması. Konunun, Meclis Genel Kurulunda enine boyuna ele alınması...Erdoğanın yoğun yurtdışı temaslarından olumlu bir izlenimle dönmekle birlikte, Kıbrıs ve Kopenhag zirvesiyle ilgili olarak Ankarada daha gerçekçi bir yaklaşım gösterdiğini söyleyebiliriz.Erdoğanın Dışişleri Bakanı Yaşar Yakışı, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşla görüşmek üzere New Yorka göndermesi, ulusal çıkarlara aykırı düşecek bir adım atmalarının söz konusu olmayacağını açıklaması, Avrupa başkentlerindeki açıklamalarına göre biraz farklılık gösteriyor.Erdoğanın Baykal görüşmesinden sonra söyleminde gözlenen ihtiyat payında, CHP liderinin etkisi olduğu da söylenebilir. Baykalın, AKP liderine, "biraz frene bas" önerisinde bulunduğu anlaşılıyor.Örneğin, 12 Aralıkta yapılacak Kopenhag zirvesi öncesinde, Erdoğanın, "AB Kıbrıs, Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası (Avrupa ordusu)" konularını birbirine bağlı bir paket olarak gören açıklamalarında da frene bastığı gözleniyor.CHP lideri Baykal, BM Genel Sekreteri Annanın Kıbrıs planı konusunda görüşlerini detaylı biçimde Erdoğana aktarmış durumda. Planda Türk tarafının
<#comment>#comment>AKP lideri Tayyip Erdoğan, CHP lideri Deniz Baykal’ı ziyaret ederek, AB bağlamındaki dış temaslarında edindiği izlenimi paylaştı.
Erdoğan - Baykal görüşmesinden çıkan somut karar, Kıbrıs konusunda TBMM’de bir genel görüşme yapılması. Konunun, Meclis Genel Kurulu’nda enine boyuna ele alınması...
Erdoğan’ın yoğun yurtdışı temaslarından olumlu bir izlenimle dönmekle birlikte, Kıbrıs ve Kopenhag zirvesiyle ilgili olarak Ankara’da daha gerçekçi bir yaklaşım gösterdiğini söyleyebiliriz.
Erdoğan’ın Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış’ı, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’la görüşmek üzere New York’a göndermesi, ulusal çıkarlara aykırı düşecek bir adım atmalarının söz konusu olmayacağını açıklaması, Avrupa başkentlerindeki açıklamalarına göre biraz farklılık gösteriyor.
Erdoğan’ın Baykal görüşmesinden sonra söyleminde gözlenen ihtiyat payında, CHP liderinin etkisi olduğu da söylenebilir. Baykal’ın, AKP liderine, "biraz frene bas" önerisinde bulunduğu anlaşılıyor.
Örneğin, 12 Aralık’ta yapılacak Kopenhag zirvesi öncesinde, Erdoğan’ın, "AB Kıbrıs, Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası (Avrupa ordusu)" konularını birbirine bağlı bir paket olarak gören
AKPnin yaptığı oy patlamasının en önemli nedeni budur. Yoksa AKPye oy verenlerin yüzde 35e ulaşmasının nedeni türban değildir.Bu sonuç, AKPnin tek başına iktidarından halkın öncelikle ekonomik rahatlama, iş, sosyal güvenlik, sağlık, eğitim hizmeti beklediğini de gösteriyor.AKPnin tabloyu doğru okuması gerekiyor. Seçmenin mesajını ve önceliğini ekonomi değil de türban olarak okursa, henüz başlangıçta büyük bir yanlışa düşecektir.İktidara çok iyi hazırlandığını söyleyen AKP, ekonominin başına, 35 yaşında genç bir bakanı getirdi: Ali Babacan.Parlak bir öğrenim kariyerine sahip, özel sektörde ve ABDde iş deneyimi olan bir isim Babacan.57. hükümette Kemal Dervişin işlevini üstlenen Babacan, halkın beklentisini doğru okumuş görünüyor. Makamında yaptığımız sohbette verdiği ilk mesaj, sosyal politikalara önem verecekleri yönünde oldu. IMF programına sosyal boyut ekleyeceklerini söyledi. IMF programının en önemli eksiği buydu ve seçimin sonucunu büyük ölçüde bu eksiklik belirledi. Babacan, nüfusun yüzde 15inin açlık sınırının altında yaşadığını vurgulayarak, önceliklerinin bu kesimlere gelir aktarmak olacağının atını çizdi.Babacan, 58. hükümetin bu konuda 57. hükümetten daha şanslı
<#comment>#comment>Türkiye’de seçimin kaderini ekonomi belirledi. İki büyük kriz, ardından uygulanan katı IMF programı, üç iktidar ortağını da eritti. Krizin yol açtığı işsizlik, yoksullaşma üzerine, borç çevirme uğruna sosyal yönü sıfır olan IMF programı gelince, erken seçim iktidarın sonu oldu.
AKP’nin yaptığı oy patlamasının en önemli nedeni budur. Yoksa AKP’ye oy verenlerin yüzde 35’e ulaşmasının nedeni türban değildir.
Bu sonuç, AKP’nin tek başına iktidarından halkın öncelikle ekonomik rahatlama, iş, sosyal güvenlik, sağlık, eğitim hizmeti beklediğini de gösteriyor.
AKP’nin tabloyu doğru okuması gerekiyor. Seçmenin mesajını ve önceliğini ekonomi değil de türban olarak okursa, henüz başlangıçta büyük bir yanlışa düşecektir.
İktidara çok iyi hazırlandığını söyleyen AKP, ekonominin başına, 35 yaşında genç bir bakanı getirdi: Ali Babacan.
Parlak bir öğrenim kariyerine sahip, özel sektörde ve ABD’de iş deneyimi olan bir isim Babacan.