Ecevitler’in kararı

7 Temmuz 2002


<#comment>Ankara’da neler oluyor? Ecevitler’le, Hüsamettin Özkan’ın yolları neden ayrıldı? DSP Grup Başkanvekili Emrehan Halıcı’nın Özkan’ı suçlayan açıklaması ne anlama geliyor?
Siyasetin yanıtını merak ettiği sorular bunlar.
Önce sonuncusundan başlayalım:
Halıcı’nın yaptığı açıklama Özkan’ın istifaya davet edilmesi anlamındadır. Bu açıklamanın içeriği Ecevitler’in ve DSP Genel Merkezi’nin Özkan’a karşı bir güvensizlik içine girdiğini gösteriyor. Bugüne kadar Halıcı ve arkadaşları, isim vermeden ima yoluyla da Özkan’a dönük eleştirileri gündeme getirmişlerdi. Ancak, son açıklamada Hüsamettin Özkan’ın zikredilmesi, bir karar niteliğindedir.
Yolların neden ayrıldığı sorusuna gelince...
DSP Genel Merkezi’nde ve kulislerinde kabul gören görüş şöyle:

Yazının Devamı

Ecevit: Derviş moral buldu

6 Temmuz 2002


<#comment>Başbakan Ecevit’in başkanlığında önceki gün gerçekleştirilen ekonomi zirvesinden sonra kamuoyuna yansıyan çelişkili haberler dün netlik kazandı.
Devlet Bakanı Kemal Derviş’in zirvede Başbakan Ecevit’e "çekilin" dediği, ANAP lideri Mesut Yılmaz’ın da, "doktorlar rapor versinler, biraz dinlenin, bu süre için vekalet verin" önerisinde bulunduğuna ilişkin haberlerin gerçek olmadığı açıklandı. Derviş, Ecevit’e, "çekilin" çağrısında bulunmadığını, Yılmaz da, "doktorlar iyi olduğunuza ilişkin rapor verip göreve başlayacağınızı duyursunlar" önerisinde bulunduğunu, "vekalet" önermediğini açıkladı. Başbakan Ecevit de, zirvede çekilme veya vekalet konularının gündeme gelmediğini, Derviş ve Yılmaz’ın bu yönde önerilerde bulunmadıklarını belirtti.
Derviş’in bankacılarla yaptığı toplantıdan sonra piyasalarda gözle görülür bir iyileşme yaşandı. Borsa yükselmeye, dolar düşmeye başladı. Bu gelişmenin nedeni olarak da Derviş’in, bankacılara hitaben "Artık siyasette daha aktif olacağım. Siyasete çekildim, bu nedenle de siyasi çözüm bulacağım, belirsizlik 2 - 3 hafta içinde giderilir" şeklinde konuşması gösterildi.
Bu sözler, "Derviş siyasete giriyor" biçiminde yorumlandı.

Yazının Devamı

Odalar Birliği’nin önerileri

5 Temmuz 2002


<#comment>Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşlarından biri olan TOBB (Odalar Birliği)’nin Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Cumhurbaşkanı Sezer ile Başbakan Yardımcıları Devlet Bahçeli ve Hüsamettin Özkan’la görüştü. Başbakan Ecevit’ten de randevu bekliyor. Hisarcıklıoğlu, Odalar Birliği genişletilmiş yönetim toplantısından sonra açıklanan bildirinin ardından liderlerle yüz yüze görüşerek önerilerini tekrarlıyor.
Başbakan Ecevit’e, her ağzını açanın kendine göre bir üslupla "çekil" diye çağrıda bulunduğu bir ortamda Odalar Birliği’nin açıklaması "en terbiyeli ve en nazik" çağrı olarak nitelendi. Rifat Hisarcıklıoğlu ile dün yaptığımız görüşmede isteklerini biraz daha deşmeye çalıştık.
- Açıklamanız ve dün yaptığınız ziyaretler, Başbakan Ecevit’e çekil çağrısı olarak nitelendi. Başbakan’ın çekilmesini mi istiyorsunuz?
- Biz ‘çekilsin’ demedik. Bizim dediğimiz Sayın Ecevit’in siyasetin önünü açması.
- Siyasetin önünü nasıl açmasını bekliyorsunuz?
- Sayın Ecevit, Sayın İnönü’nün yanında yetişti. Bunu bizden daha iyi bilir.

Yazının Devamı

Ecevit: Bahçeli daha ne yapsın?

4 Temmuz 2002


<#comment>Başbakan Bülent Ecevit, sağlık durumu ve siyasi koşulların çekilmesini gerektirmediğini bir kez daha vurguladı. Bu görüşünün gerekçelerini Or - An’da yaptığımız görüşmede anlatmış ve biz de dünkü Milliyet’te aktarmıştık.
Peki Başbakan Ecevit, koalisyon ortaklarına ve AB ile ilgili konulardaki görüş farklılıklarına nasıl bakıyor? Örneğin, "idam, Kürtçe yayın, öğrenim" gibi konularda MHP lideri Bahçeli’nin tutumunu nasıl görüyor?
Ecevit, bu sorumuzu yanıtlarken, Bahçeli’ye bakışını şöyle özetliyor:
"Sayın Bahçeli ve partisinin tutumu başından beri belli. Bir değişiklik yok. Sayın Bahçeli, koalisyon ortağı olarak daha ne yapsın? İdam konusunda, 'Bizden oy beklemeyin ama diğer partilerle geçirebilirseniz geçirin, sorun yapmam’ dedi. Daha ne desin? Bunu söyledikten sonra Sayın Bahçeli’den daha fazla esneklik ve anlayış beklemek doğru olmaz. Eğer biz diğer partilerle bir uzlaşıya varabilir ve bu konularda düzenleme yapabilirsek, Sayın Bahçeli bunu sorun yapmayacak."
Ecevit, Bahçeli’nin bu tutumundan memnun görünüyor. Koalisyon ortağının gösterdiği bu esnekliği olumlu görüyor. Bu nedenle de koalisyonun kolayca bozulmayacağı kanısı taşıyor. Bu düşüncesini

Yazının Devamı

Özel çorap giyiyorum ama düştüğü yalan!..

3 Temmuz 2002


<#comment>
Başbakan Bülent Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit’le Or - An’daki kütüphane evlerinde görüştük. Ecevitler’e, Başbakan’ın çekilmesine dönük çağrılardan, sağlık durumuna, tedavi yönteminden, dil sürçmelerine, Rahşan Hanım’ın Bülent Bey’e yeterince bakamadığı eleştirilerinden, evde çalışma sistemine kadar her konuyu sorduk. Başbakan Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit, bütün soruları açık açık yanıtladılar. Ecevit’e yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle :

KORSEYE ÇOK ALIŞTIM
Önce sağlığınızı sormak istiyorum. Doktorlar günaşırı kontrol ediyorlar. Rahatsızlıklarınızda son durum nedir? İlk günlere göre çok iyiyim. Kaburga kırığım tamamen iyileşti. Bacak damarımdaki sorun ise doktorların ifadelerine göre büyük ölçüde geçti. Sadece doktorların üzerinde durdukları omur zedelenmesi. Onun da iyi yolda olduğunu, tedaviye yanıt verdiğini söylüyorlar.

Yazının Devamı

Zirvenin sonuçları

2 Temmuz 2002


<#comment>Uzun bir aradan sonra Başbakanlık Konutu’nda gerçekleştirilen liderler zirvesinden önemli sonuçlar çıktığını söyleyebiliriz.
Zirvenin, kamuoyunda "belirsizlik" olarak tanımlanan birçok konuya açıklık getirdiği anlaşılıyor.
Zirveden çıkan birinci sonuç, mevcut hükümetin devam edeceği ve bu konuda üç koalisyon ortağının iradelerini tazelemiş olmaları. Üç lider, koalisyon ortakları arasında tartışma ve gerginlik yaratan konuların arka plana itilip, uzlaşılan konuların öne alınması kararına varmış durumdalar.
Bu yaklaşım içinde, Ecevit, Bahçeli ve Yılmaz, "idamın kaldırılması, Kürtçe yayın ve öğrenim olanağı sağlanması ve Kıbrıs" gibi ortakların üzerinde tam uzlaşma sağlayamadığı konuların şimdilik kenara çekilmesi konusunda dünkü zirvede mutabakata vardılar. Bu üç konu yerine orta vadeli taahhütler arasında yer alan diğer konuların yaz çalışmalarıyla sonuca bağlanması da varılan diğer karar. Tartışmalı konularda Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye zaman tanıması gerektiği vurgusunun yapıldığı zirvede, hükümetin devamının esas alındığı, AB’ye ilişkin konulardaki görüş ayrılıkları nedeniyle koalisyonun bozulmaması konusunda da görüş birliğine varıldı.

Yazının Devamı

Futboldan çıkan dersler

1 Temmuz 2002


<#comment>Bir aydan fazla bir süredir futbolla yatıp, futbolla kalkıyoruz. Milli Takımımızın başarıları çok güzel duygular yaşattı. Türkiye’nin futbolda dünya üçüncüsü olması, başarıya susamış toplumumuzu çok mutlu etti.
Özellikle uluslararası alanda hep kaybeden bir toplum olmanın ezilmişliğinden futbol sayesinde kazanan bir toplum olmanın gururuna ulaştık. Millilerimize ne kadar teşekkür etsek azdır.
Futbolla gelen başarı ve bu başarıya gösterilen toplumsal refleksin üzerinde durulması gerekir.
Ortaya çıkan birinci sonuç, Türk toplumunun başarıya özlemidir. Son yirmi yılı ekonomik başarısızlıklar, çok şiddetli ve kanlı bir terör süreci, kaybetme, parçalanma, ezilme duygusuyla geçiren halk, milli futbol başarısıyla bu duygudan sıyrılmak istediğini fazlasıyla ortaya koymuştur. Futbol başarısını kutlarken güçlü bir milliyetçilik duygusunu sık sık siyasi anlamıyla da yansıtmıştır. Milli maçlarımızın toplu olarak izlendiği ortamlarda kazandığımız her anın altı "10. Yıl Marşı"yla da çizilmiştir. Milli Takım gol attığında sokaklara fırlayan insanlarımızın Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal bütünlüğünden yana siyasi bir tavır içinde oldukları, kullandıkları sloganlar,

Yazının Devamı

Ecevit: Revizyon yok

30 Haziran 2002


<#comment>Asker arkadaşlığı farklıdır. Diğer arkadaşlıklara benzemez. Kalıcı bir dostluktur. Hele cephede geçmiş bir asker arkadaşlığının önüne geçecek dostluk yok gibidir.
Türkiye ve Güney Kore dün dünyaya bir futbol ziyafeti çektiler. Maça, hem sahada, hem tribünlerde "asker arkadaşlığı" havası hakimdi. 50 yıl önce de olsa Güney Kore için aynı cephede savaşmış olan iki ulus arasındaki köklü kardeşlik ve dostluk bağları, futbol sahasında da örülmüştü. Bu farklı hava Türkiye - Güney Kore maçını, Dünya Kupası’nın diğer maçlarından çok özel ve çok güzel kıldı.
2002 Dünya Kupası’nın en çok alkışlanacak iki takımı Türkiye ve Kore milli takımlarıydı. Kardeş Güney Kore takımını kutluyor, dünya üçüncüsü millilerimizi yürekten kucaklıyoruz.
Or - An’daki evinde Türkiye - Güney Kore maçını izleyen Başbakan Ecevit de maç sonrası yaptığımız görüşmede benzer duygular yansıttı. Ecevit, maçı değerlendirirken, "Hem futbol açısından çok kaliteli, çok güzel bir maç oldu, hem de bütün dünyaya Türkiye - Güney Kore dostluğunu çok güzel yansıtan görüntülere sahne oldu. Çok mutluyum, çok sevinçliyim. Dünya üçüncüsü olan takımımızla gurur duyuyorum. Hem Milli Takımımızı, hem de dost

Yazının Devamı