Sayın Özkanı davet ettim, kendisi gelmedi

17 Mayıs 2002

Rahşan Hanım, dünkü görüşmemizde, şu değerlendirmeyi yaptı:"Öncelikle söylemeliyim ki; Bülentin sağlık durumu iyi ve her geçen gün iyiye gidiyor. Bu sadece benim gözlemim ve tespitim değil, doktorların teşhisi. Buna karşın, ziyaretimize gelen bazı gazeteciler, Bülentin durumunu olduğundan çok kötü göstermeye çalışıyorlar. Bu yönde yorum yapıyorlar. Abartılı konuşuyorlar. Örneğin doktor teması olmadığını söylemeleri doğru değil."Rahşan Ecevit, sürekli doktorlarla temas halinde bulunduğunu kaydederek, şöyle devam etti:"Sayın Haberalla her sabah konuşuyoruz. Bugün (dün) sabah yine aradı. Kendisinin gelmek istediği ama bizim kabul etmediğimiz yönündeki haberlere çok üzüldüğünü, bunun gerçek olmadığını belirtti. Ben de, Bülent de her gün Dr. Haberalla görüşüyoruz. Eğer görmeye gerek duysalar biz bunu neden kabul etmeyelim? Sırt ağrısı da abartılı yansıtıldı. Önemli görselerdi doktorlar görmek isterlerdi. Çünkü ağrının nedeni belli. Sırtını çarptığı için oldu. Soğuk algınlığı da vardı. Sırtında adale ağrısı oluştu. Bu herkesin başından geçmiş bir olaydır. Bu durum, Bülentin düştüğü şeklinde yansıtıldı. Bu gerçek değil. Böyle yansıtılmasını yadırgadık. Sadece sırtını çarptı. Doktorlar da

Yazının Devamı

Sayın Özkan’ı davet ettim, kendisi gelmedi

17 Mayıs 2002


<#comment>
Başbakan Bülent Ecevit’in eşi ve DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit, Başbakan’ın sağlığı, bakımı, doktorlarla teması ve ziyaretçileri konusunda yapılan eleştiri ve yorumları haksızlık olarak değerlendirdi. Rahşan Ecevit, basında kendisini hedef alan, ima yoluyla da olsa, Başbakan Ecevit’in yardımcıları ve doktorlarıyla temasına engel olduğu yolundaki yorum ve haberlerin, siyasi amaçlı ve art niyetli olduğu kanısında.
Rahşan Hanım, dünkü görüşmemizde, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Öncelikle söylemeliyim ki; Bülent’in sağlık durumu iyi ve her geçen gün iyiye gidiyor. Bu sadece benim gözlemim ve tespitim değil, doktorların teşhisi. Buna karşın, ziyaretimize gelen bazı gazeteciler, Bülent’in durumunu olduğundan çok kötü göstermeye çalışıyorlar. Bu yönde yorum yapıyorlar. Abartılı konuşuyorlar. Örneğin doktor teması olmadığını söylemeleri doğru değil."
Rahşan Ecevit, sürekli doktorlarla temas halinde bulunduğunu kaydederek, şöyle devam etti:
"Sayın Haberal’la her sabah konuşuyoruz. Bugün (dün) sabah yine aradı. Kendisinin gelmek istediği ama bizim kabul etmediğimiz yönündeki haberlere çok üzüldüğünü, bunun gerçek olmadığını belirtti. Ben de,

Yazının Devamı

Jandarma ve engelliler

16 Mayıs 2002

Jandarma Genel Komutanı Org. Aytaç Yalman'ın talimatıyla başlatılan "zürlülere yardım faaliyetleri içinde en fazla ilgiyi "bir günlük askerlik" g"rüyor.™zürlü vatandaşlarımızdan isteyenler bir günlüğüne da olsa askere alınıyorlar. šniforma giyiyorlar. Kışla havası teneffüs ediyorlar. ™zürlü birçok genç, asker olmanın gururunu yaşıyor.Askerlik yapmamış, yapamamış olan Türk insanı için üzüntü kaynağıdır. Sağlık nedenleriyle askere alınmayan gençlerde de hep bir burukluk olur. Sadece kendilerinde değil anne ve babalarında da aynı duygu vardır.Askerdeki oğulları anneler için hep gurur kaynağıdır. Yemin t"renlerine g"sterilen ilgili, tutulamayan g"zyaşları hep bu mutluluğun sonucudur.Jandarma Genel Komutanlığı'nın bu duyguyu, mutluluğu "zürlü gençlerimize, onların anne ve babalarına da yaşattı. Bu ince davranış her türlü takdire değer.™zürlü olmanın yaşamda yürümeye engel olmadığını g"steren iyi "rneklerden biri bir günlük askerlik...Jandarma bu uygulamayı çoğu ilde şenliğe d"nüştürdü.Bu şenliklerde ayrıca "zürlüler konusunda toplumu aydınlatıcı faaliyetler de yapılıyor. Paneller düzenleniyor, tebliğler sunuluyor. Vatandaşların soruları yanıtlanıyor. ™zürlü vatandaşlarımıza ve

Yazının Devamı

Jandarma ve engelliler

16 Mayıs 2002


<#comment>Jandarma Genel Komutanlığı'nın "Özürlülere Yardım Seferberliği" büyük ilgi görüyor.
Jandarma Genel Komutanı Org. Aytaç Yalman'ın talimatıyla başlatılan özürlülere yardım faaliyetleri içinde en fazla ilgiyi "bir günlük askerlik" görüyor.
Özürlü vatandaşlarımızdan isteyenler bir günlüğüne da olsa askere alınıyorlar. Üniforma giyiyorlar. Kışla havası teneffüs ediyorlar. Özürlü birçok genç, asker olmanın gururunu yaşıyor.
Askerlik yapmamış, yapamamış olan Türk insanı için üzüntü kaynağıdır. Sağlık nedenleriyle askere alınmayan gençlerde de hep bir burukluk olur. Sadece kendilerinde değil anne ve babalarında da aynı duygu vardır.
Askerdeki oğulları anneler için hep gurur kaynağıdır. Yemin törenlerine gösterilen ilgili, tutulamayan gözyaşları hep bu mutluluğun sonucudur.
Jandarma Genel Komutanlığı'nın bu duyguyu, mutluluğu özürlü gençlerimize, onların anne ve babalarına da yaşattı. Bu ince davranış her türlü takdire değer.

Yazının Devamı

Naylon fatura...

15 Mayıs 2002


<#comment>Bir süreden beri naylon fatura tartışması sürüyor.
Şikayet şu:
Naylon fatura kullandıkları için birçok esnaf, sanatkar, şirket yöneticisi mahkum oldu. Bunlar arasında kullandıkları faturanın naylon olduğunu bilmeyenler haksızlığa uğramış oldular. Küçük miktarlardaki bu faturalar için 3 yıla kadar mahkum edilenler vardır. Oysa yasa ilk halinde, "bilerek" naylon fatura kullananları cezalandırmayı amaçlıyordu, ama, yasa çıkarken Meclis'te, "bilerek" sözcüğü çıkarıldı ve böylece bilerek bilmeyerek naylon fatura kullananların hepsi cezalandırılmış oldu.
Maliye Bakanı Sümer Oral da bu şikayetler üzerine bakanlığın bir genelgeyle belirli bir tutara kadar naylon faturaya ceza verilmeyeceğini açıkladı.
Çalıştığı kişi veya firmanın naylon fatura kestiğini bilmeden bu faturaları kullananlar var mıdır?
Olabilir. Belki içlerinde naylon fatura kullandığını bilmeyen veya muhatabının kestiği faturanın naylon olduğunu bilebilecek durumda olmayan kişi veya firma yöneticileri bulunabilir. Bunlar iyi niyetli ticaret erbabı olarak düşünülebilir.

Yazının Devamı

Üç parti, üç nokta

14 Mayıs 2002

2- Kürtçe eğitim - öğretim ve televizyon yayını,3- Kıbrıs.Üç kritik noktaya iktidardaki üç partinin bakışını özetlersek...Koalisyonun küçük ortağı ANAP, üç tıkanma noktasında da en esnek tutumu almış görünüyor. İdamın tümüyle kaldırılması, Kıbrıs konusunda Denktaşın esnemesi gerektiği ve Kürtçe öğrenim, yayın gibi konuların sorun yapılmaması gerektiğini savunuyor.ANAP bu esnekliğe neden gerek duyuyor? ABnin istek ve beklentilerinin hemen yerine getirilmesini istiyor?ANAP ve lideri Mesut Yılmazın bu tutumunu daha çok iç politikayla açıklamak mümkün. Öyle anlaşılıyor ki, Yılmaz, önümüzdeki seçimlerde partisinin başarısını Avrupa Birliği çalışmalarına bağlamış durumda. ANAPın AB sürecinde atılacak adımlara bel bağladığını söyleyebiliriz. Bu ANAPın tercihi. Yılmazın kabineye ABden sorumlu olarak girmesi de bunun işaretiydi.Koalisyonun diğer ortağı MHP ise ANAPın tam ters cephesinde yer alıyor. İdam, Kürtçe ve Kıbrıs konusunda ANAP ne kadar esnekse, MHP o kadar katı. İdamın Öcalanın da yararlanacağı biçimde kaldırılmasının kabul edilemeyeceğini her fırsatta söylüyor. Kürtçe eğitim - öğrenim gibi taleplerin PKKnın siyasi talepleri olduğu yorumunu yapıyor. Sadece istismar edilmeyecek bir

Yazının Devamı

Üç parti, üç nokta

14 Mayıs 2002


<#comment>Avrupa Birliği’ne giriş sürecinin üç noktada tıkanacağı belliydi: 1- İdamın, Öcalan’ın da yararlanacağı şekilde kaldırılması,
2- Kürtçe eğitim - öğretim ve televizyon yayını,
3- Kıbrıs.
Üç kritik noktaya iktidardaki üç partinin bakışını özetlersek...
Koalisyonun küçük ortağı ANAP, üç tıkanma noktasında da en esnek tutumu almış görünüyor. İdamın tümüyle kaldırılması, Kıbrıs konusunda Denktaş’ın esnemesi gerektiği ve Kürtçe öğrenim, yayın gibi konuların sorun yapılmaması gerektiğini savunuyor.
ANAP bu esnekliğe neden gerek duyuyor? AB’nin istek ve beklentilerinin hemen yerine getirilmesini istiyor?

Yazının Devamı

İdam zirvesi

13 Mayıs 2002

Bu zirvede, "idam, Avrupa Birliği, Kıbrıs" konularını ele almak istediğini belirtmişti.Zirvenin kritik konusu kuşkusuz idamın kaldırılması...Bir önceki liderler zirvesinde, Dışişleri Müsteşarı Uğur Ziyal ile AB Genel Sekreteri Volkan Vuralın koordinasyonunda idamın kaldırılması, Kürtçe yayın gibi konularda bir çalışma yapılması kararlaştırılmıştı. Bu hafta yapılacak zirvede bu çalışma ele alınacak.İdam konusunda özel bir çalışma yapılmasına gerek duyulmasının nedeni ise Avrupa Birliğinin terör listesine PKK ve DHKP - Cnin alınmasıydı. Dışişleri Bakanı İsmail Cem, ABnin bu adımına karşılık, Ankaranın adım atması gerektiği görüşünü liderler zirvesine taşımıştı.İdam tümüyle kaldırılabilir mi?Başbakan Ecevit, kaldırılmasından yana. Eskiden beri idama karşı olduğu biliniyor. Son görüşmemizde, Türkiyenin yıl sonuna kadar gerekli adımları atmazsa AB yolunda önemli fırsatlar kaçıracağını vurgulamıştı. Türkiyenin idamın kaldırılması konusunda Abdullah Öcalan gibi özel bir sorunu bulunduğu, MHPnin ve Bahçelinin bu nedenle karşı durduklarına ilişkin sorumuzu yanıtlarken de, "Öcalanın idamı Türkiyeye yarar sağlamaz, aksine zarar getirir, terör örgütleri bunu istismar ederler" yanıtını

Yazının Devamı