Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Asker bulundurma ve gönderme tezkeresinin Meclis’e takılması ABD açısından iki sonuç doğurdu:
1 - ABD, Türkiye’yi anladı,
2 - ABD hatasını anladı.
ABD’nin bu iki sonucu çıkardığı, Başbakan Abdullah Gül’le ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell’ın telefon diyaloğundan da anlaşılıyor.
TBMM kararı, Türkiye’nin sık boğaz edilerek istenildiği gibi yönlendirilecek bir ülke olmadığını ABD’ye de göstermiş oldu. Türkiye’yi dinlemeden, kamuoyunu dikkate almadan, onurunu önemsemeden yapılan baskıların ters tepeceğini ABD de tezkere vesilesiyle öğrendi. ABD, Türkiye’de de bir kamuoyu ve bir Meclis olduğunu anladı ama biraz geç anladı.
Yine TBMM’nin kararı ABD’nin kendi hatalarını anlamasını da sağladı. Türkiye’ye bir Ortadoğu krallığı, bir emirlik gibi yaklaşmanın, Türkiye’yi her karar Başbakan’ın iki dudağı arasındaymış gibi baskılamanın, para delisi gibi görmenin ne büyük hata olduğunu gösterdi.
Ve yine anlaşıldı ki, Türkiye, ABD’nin dediğini yapmazsak mahvoluruz, yıkılırız, biteriz gibi bir korku ve panik içinde değil.
Gül’ün sakin tutumu da bunu gösteriyor. TBMM’nin verdiği kararın artık yeni bir süreç gerektirdiğini ABD Dışişleri Bakanı Powell’a bildirmiş durumda. Gül, ne panik içinde tezkereyi yeniden getirme ve geçirme sözü veriyor ne de herşey bitti, diyor. Türkiye’nin demokratik işleyişini anımsatarak, TBMM kararından sonra artık yeni bir değerlendirme süreci gerektiğini belirtiyor. Bu sürecin de nasıl sonuç vereceği konusunda ABD’ye bir söz vermiyor. Öncelikle, kararın Türk ekonomisine olumsuz etkilerini ortadan kaldıracak önlemler almaya yöneliyor. Gündeminin ilk sırasına bunu koyuyor. Ondan sonra Irak sorunuyla ilgili yeni süreci başlatmayı düşünüyor. Yeni süreçte ABD’nin hatalarını tekrarlamaması gerektiğini anımsatmayı da ihmal etmiyor.

CHP Lideri Deniz Baykal ise Meclis’in aldığı kararla, bir hatayı düzelttiği kanısında. Hükümetin hatalı bir politika ile Türkiye’yi zarara uğrattığı gibi zor duruma soktuğunu vurguluyor. Baykal, hükümetin ve AKP yönetiminin başından beri hatalı bir tutum içinde olduğu değerlendirmesini yapıyor. Baykal’ın yaklaşımı şöyle:
"TBMM aldığı kararla halkın düşüncesine uygun davranmış, hükümetin hatasını düzeltme olanağı tanımıştır. Hükümetin da AKP yönetiminin izlediği politika başından beri yanlıştır, hatalıdır. Bir kere tereddüt içinde bir politika izlemişlerdir. Henüz halkın, TBMM’nin iradesini beklemeden bazı adımlar atmışlardır. Örneğin, birinci tezkereyi çıkarmışlar. Bir büyük askeri operasyon için hazırlıkların yapılmasına izin vermişlerdir. Gemiler, askerler gelmişlerdir. ABD’yi güvendirmişlerdir. Ancak bunları yaparken ne halkın ne TBMM’nin iradesini ve eğilimini dikkate almamışlardır. Bu nedenle başka sorumlu aramaları da yanlıştır."

ABD’nin önünde bundan sonra iki seçenek var. Washington, ya Türkiye’yi bekleyecek ya da Türkiye’siz bir plan uygulayacak. Ankara’nın değerlendirmesini almış durumda. Bu değerlendirme biriki gün içinde yeni bir tezkerinin Meclis’e gelmeyeceğini, yeni bir değerlendirme ve yeni bir sürece gereksinim olduğunu gösteriyor. ABD Türkiye’yi anladı ama biraz geç anladı.
Beklemek veya beklememek artık ABD’nin bileceği iş...