Washington, Ankara’dan ne istiyor? Wolfowitz ve Grossman’a bakarsanız, iki ülke ilişkilerinin düzelebilmesi, Türkiye’nin İran ve Suriye konusundaki tavrına bağlı.
Bu tavır nedir?
Yine iki sözcünün açıklamalarına göre, Ankara’nın bu iki ülkeyle ilgili olarak Washington’un yanında olmalı.
Wolfowitz ve Grossman’ın kişisel görüşlerini açıklamadıkları, Beyaz Saray’ın görüşünü açıkladıkları genel kabul gören bir saptama. Hatta, Türkiye’ye karşı özellikle Wolfowitz’in kullandığı ağır üsluba dikkat çeken bazı gözlemcilerin yorumu şöyle:
"Washington’un duygu ve düşüncelerini Başkan düzeyinde açıklamamış olması, bunun bakan yardımcılarının yapması tesadüf değildir. Bu Beyaz Saray’ın daha büyük bir kırgınlık yaratmaktan çekindiğini gösterir."
Aslında Wolfowitz’in sözleri yenilip yutulacak türden değildi. Ancak, Dışişleri Bakanı Powell’ın açıklamalarıyla durum dengelenmeye çalışıldı. Biraz yumuşatılmış oldu.
Ankara, iki bakan yardımcısının sözleri karşısında ne yapacak? Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Gül, Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Büyükanıt değişik vesilelerle yanıtlar verdiler.
Ancak, ABD - Türkiye ilişkileri karşılıklı demeçlerle geçiştirilecek durumda değil. Özellikle, Irak’taki süreç devam ederken, İran ve Suriye’yle ilgili politikalar geliştirilirken ve Kuzey Irak’ta ne olacağı henüz netleşmemişken, Washington ve Ankara’nın, "ben kırıldım", "yok ben daha çok kırıldım", "hayal kırıklığına uğradık", "biz de uğramıştık" türünden polemiklerle bir yere varmaları mümkün değildir.
Bu nedenle Washington’un Ankara’ya bakışı ve ne istediği Beyaz Saray’la üst düzeyde kurulacak resmi temasla ortaya konulmalıdır.
Bugün ABD’nin istemediği bir sonuç ortaya çıkmışsa, bunda yürütülen müzakerelerin yöntemi, resmi - gayriresmi kurulan temasların yarattığı karışıklık ve kamuoyunun bilgilendirilmemiş olmasının payı büyüktür.
Önümüzdeki süreçte aynı hata yapılmamalıdır.
Washington ve Ankara, birbirlerinden ne istediklerini doğrudan en üst düzeyde kuracakları resmi temaslarla aktarmalıdırlar. Bölgede Türkiye’yi yok sayarak, komşularında istediği düzenlemeyi yapmaya yönelmesi ABD açısından hata olur.
Ankara zaman yitirmeden Beyaz Saray’la üst düzey bir temasla, önünü görebilecek konuma gelmelidir.