TBMM’nin tezkereyi geri çevirmesinin piyasalarda büyük dalgalanmalara yol açması olasılığı, açıklanan ekonomik paketle büyük ölçüde frenlendi. Başbakan Gül’ün önceki gün gece yarılarına kadar üzerinde çalışarak son şeklini verdiği paketi dün sabah piyasalar açılmadan açıklamasıyla, ilk acil önlem alınmış oldu. Piyasaların göreceli olarak sakinleşmesinde bu paket kadar, tezkerenin tekrar Meclis’e gelmesi ve kabul edilmesi beklentisinin de etkili olduğunu söylemek gerekli. Ankara da, Washington da tezkereden umudu kesmiş değil. Başbakan Gül ile ABD Dışişleri Bakanı Powell’ın telefon görüşmesinden çıkan hava bu.
Peki ikinci tezkere gelecek mi, gelecekse ne zaman gelecek? Washington’un da, Ankara’nın da yanıt aradığı soru bu. Önce Washington penceresinden bakalım. TBMM’nin kararı ABD’nin ani karar değişikliğine neden olmadı. Sert tepkiye de yol açmadı. Washington, Akdeniz’deki gemilerine, "Yeni rotanız Körfez’dir" emri vermedi. Aksine Ankara’ya "Sizi anlıyoruz" mesajı gönderdi. Bu, Türkiye’nin özgüvenle hareket ettiğinde öneminin daha iyi anlaşıldığını da kanıtladı. ABD’nin Türkiye’den geçmek yerine, Kuzey Irak topraklarına indirme yaparak cephe açmasının da bazı uzmanların öne sürdükleri gibi kolay olmadığı anlaşıldı. Bu riskli ve ağır silahlardan yoksun seçeneğin ABD’nin hemen uygulamaya koyacağı bir (B) planı niteliğinde olmadığı söylenebilir. Aynı şekilde, Türk ekonomisinin bir günde çökeceği beklentisinin de gerçekçi olmadığı dün ortaya çıktı.
Ankara açısından baktığımızda ise görünen manzara şu... Bizzat Başbakan Gül, Powell’a, bir-iki gün içinde tezkerenin yeniden Meclis’e getirilmesinin riskli olduğunu söylemiş durumda. Anti Amerikan bir havanın güçlenmesine yol açmamak için zamana ve yeni bir zemine gereksinim olduğu da ABD’ye anlatılan bir diğer gerçek. Başbakan Gül’ün Powell’la görüşmesinde teyit edilen önemli bir husus da mutabakat metinlerinin rafa kaldırılmadığı. Geçerli oldukları. Yeni bir süreç başladığında mutabakatların kesin olarak sonuçlandırılması ve imza altına alınmaları için gündemde tutulacakları anlaşıldı.
Peki Ankara, tezkere için yeni bir zemini nasıl oluşturacak?
Bu soruya Ankara’da verilen yanıt şöyle: "Gelinen nokta en üst düzeyde değerlendiriyor. Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın görüşmesi, Başbakan’la Genelkurmay Başkanı’nın görüşmesi, Cumhurbaşkanı’yla Genelkurmay Başkanı’nın görüşmesi hep bu amaca yönelik. Süreçten kastedilen de budur. Bu temaslar sonucunda MGK’nın yeniden toplanıp yeni bir karar üretmesi veya MGK toplanmasa bile geniş katılımlı bir zirve yapılarak durumun değerlendirilmesi ve yeni kararlar alınması mümkün. Ancak böyle bir gelişme hükümetin yeniden harekete geçmesi için zemin oluşturur. Koşullarda ve kararlarda değişiklik olmadan aynı tezkerenin Meclis’e getirilmesinin anlamı ve sonucu olmaz. Şimdi yaşanacak süreç budur. Bu süreçte uluslararası gelişmeler ve Başbakan Gül’ün yapacağı dış temaslar da önemli etken olacaktır."
Bu arada Kuzey Irak’ta siyasi ve askeri gelişmelere ilişkin kaygılar da değerlendiriliyor. Başbakan ile Genelkurmay Başkanı’nın görüşmesinde Kuzey Irak’ın bu açılardan ele alındığı, gelen bilgiler arasında. Bu boşlukta bir oldubitti yaratılması ve inisiyatif ve kontrolün elden çıkması gibi durumlarla karşılaşmamak için alınacak önlemler de masaya yatırıldı. Önlemler seçenekli olarak değerlendiriliyor.