İÇİŞLERİ Bakanlığı'ndan istifa ettiği günden bu yana susmayı yeğleyen Mehmet Ağar soruyor:
- Bakın bakalım, Türkiye'de kumarhane ruhsatlarını kimler vermiş?
Ve yanıtlıyor:
- Bu ruhsatların altında ANAP'lı ve CHP'li Turizm Bakanları'nın imzasını göreceksiniz.
- ANAP kaynaklı senaryolarda sizin, Türklerin kumarhanelere girmesini yasaklayan genelgeniz, Topal'ın öldürülmesi ve Susurluk kazası arasında bağlantı olduğu öne sürülüyor...
- Bu senaryoları ben de okuyorum. Bunun test edilmesi çok kolaydır. Grup toplantısında da önerdim. Türklerin kumarhanelere girmesini yasaklayan bir yasa çıkaralım. O zaman hangi milletvekili, bu yasa teklifini destekleyecek, hangisi desteklemeyecek ortaya çıkar.
- Siz böyle bir yasa teklifi verecek misiniz?
- Grup başkanvekilleri hazırlayacaklar. Ben partime bu konuda öncülük yapalım önerisinde bulundum. Kim verirse versin ben böyle bir yasayı desteklerim.
- Kimler destekleyemez?
- Kumarhane işine gebe olanlar destekleyemez. İşte her şey o zaman ortaya çıkar.
- Siz, Türklerin kumarhanelere girmesini hangi amaçla yasakladınız?
- Hem rant kayboluyor, hem yuvalar dağılıyor. Bütün amacı budur. Ayrıca, ben tek başıma böyle bir yasak getirmedim. Kumarhaneler Turizm Bakanı'nın işidir. Turizm Bakanlığı'nın olumlu görüşünü aldıktan sonra, o düzenlemeyi yaptık. Aynı düzenlemenin yasa olarak da yapılmasını savunuyorum. İddia edildiği gibi bu işlerle ilgim olsa, başka amacım olsa, böyle bir yasayı desteklememem gerekir. Teklif Meclis'e getirilsin o zaman görelim kim destekliyor, kim desteklemiyor.
Ağar'ın sözleri "hodri meydan" niteliği taşıyor.
İçişleri eski Bakanı, böyle bir yasanın "turnusol kağıdı" gibi işlev göreceğine inanıyor.
Ağar'a bir diğer iddiayı da anımsatıyoruz:
- Topal'ı öldürdükleri öne sürülen polislerin Bucak'a koruma olarak verilmesi iddiasına ne diyorsunuz?
- Bu konu soruşturuluyor. Soruşturma her şeyi ortaya çıkaracaktır. Türkiye'de 15 yıldan beri koruma yapılıyor. Ve 15 yıldan beri korunacak kişilerin istedikleri kişiler görevlendiriliyor. Koruma görevi yapan kişi, yakın olsun, tanıdık olsun istiyorlar. Nedeni, korumanın zamanla evin adamı haline gelmesi, aileye girmesi. Bu iddiayı ortaya atanların korumaları da yıllardır aynı kişilerdir.
Ağar, Susurluk kazasından sonra gündeme getirilen eleştirilerde "insaf" sınırının aşıldığı ve kendisine haksızlık yapıldığı görüşünde:
- Önüne gelen, ortaya bir iddia atıyor. Soruşturmalar bir sonuçlansın, o zaman biz de konuşuruz. Kumar, uyuşturucu, çete gibi ölçüsüz iddialar aslında ihanettir.
Ağar, "bizim ne yapıp yapmadığımız ortadadır" diyerek devam ediyor:
- Terör gündemin ilk maddesi olmaktan çıktı. Antalya'da bombalar patlıyordu. Şimdi oteller yüzde 95 dolu. Canlı bombaları yakaladık. Dünyanın takdirini aldık. PKK'nın uyuşturucu damarını kestik. En önemli adamlarını yakaladık. Emniyet Genel Müdürlüğü görevimizde de İçişleri Bakanlığı dönemimizde de yapılan işler ortadadır. Durum böyleyken ortaya çıkıp "devlet çetesi" demek, devlete ihanettir.
Ağar, Meclis'te kimin hangi safta olduğunu saptamak için işe "iki satırlık" bir yasa ile başlanmasını öneriyor.
Bakalım, Ağar'ın "hodri meydan"ına diğer partilerden nasıl bir yanıt gelecek?
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025