Saat gecenin yarısı...
Televizyonlar yayınlarını keserek önemli bir gelişmeye bağlanıyorlar.
Ekranlarda CNN International'ın ünlü muhabiri Christian Amanpour görünüyor.
Amanpour, tüm dünyanın akıbetini merakla beklediği Filistin lideri Yaser Arafat'a ulaşmış, telefonla canlı bağlantı kurmuş. Kudüs'teki Amanpour'un görüntüsü var ama karargahında bir - iki odaya hapsedilmiş, elektriği, suyu kesilmiş kuşatma altındaki Arafat'ın sadece sesi yansıyor.
Ünlü ve deneyimli CNN muhabiri Amanpour, Arafat'a soruyor:
- Şimdi siz bir zarar gördünüz mü? Ofisiniz bir zarar gördü mü?
Arafat soruya şaşıyor:
- Siz herhalde televizyonları izlemiyorsunuz. Bütün dünya televizyonları İsrail'in işgalini, saldırısını veriyor.
Amanpour ısrarlı:
- Sizin ofisiniz zarar gördü mü?
Bir çeşit "acı var mı, acı" sorusu...
Arafat daha da sinirleniyor:
- Siz iyi bir gazetecisiniz. Mesleğinize saygı göstermeniz gerekir. Karargahıma saldırdılar. Karargahım içindeki 7 binayı yerle bir ettiler. Bulunduğum yerin duvarları delik deşik.
Amanpour kendisine inanmadığı bir yüz ifadesiyle soruyor:
- Bay Arafat, İsrail'in sizi öldüreceğine inanıyor musunuz?
Arafat yanıtlıyor:
- Mesele Arafat meselesi, Arafat'ın hayatı meselesi midir, yoksa Filistin halkının meselesi midir?
Arafat "kör müsünüz" demeye getiriyor ama Amanpour, İsrail saldırısından Arafat'ın "zarar" görmediğini kanıtlamakta ısrarlı!..
"Peki" diyor, bu kez Amanpour, size açık bir şey soracağım:
- Terörü kontrol altına alabilecek misiniz?
Arafat'ın tepesi iyice atıyor:
"Sayın Bayan" diyor:
- General Yaser Arafat'la konuşurken dikkatli olmalısınız. Şu anda tüm dünya İsrail teröründen söz ediyor, İsrail terörünü izliyor!
Arafat, müdahale etmeye çalışan Amanpour'a, birkaç kez "susun" diyor. Diyor ama Amanpour, Arafat'a aman vermiyor:
- Sayın Arafat size tekrar açık ve net olarak bir soru soruyorum. Terörü kontrol altına alabilecek misiniz?
Arafat daha fazla dayanamayıp, "teşekkür ederim, güle güle" diyerek telefonu Amanpour'un yüzüne kapatıyor.
CNN International'ın bir "tarafsız gazetecilik başarısı" daha böylece bant arşivlerinde yerini alıyor.
Amanpour, Arafat'ı bir odaya hapseden, elektriksiz, susuz bırakan saldırı ve işgalini, "ama sizi öldürmediler, daha ne istiyorsunuz" yaklaşımıyla "haklı ve masum" göstermeye çalışıyor. Üstelik bunu Arafat'a söyletmek istiyor ama başaramıyor...
Amanpour'un bakışıyla Şaron'un ve ABD'nin bakışı arasında fazla fark yok.
Şu koşullarda bile İsrail, CNN ve ABD, Arafat'ın susuz, elektriksiz, top, füze, kurşun yağmuru altında tutsak duruma düşürüldüğü odadan, terörü kontrol altına alması isteniyor!
Şaron, "Filistin'i ve Filistinlileri yok etme" sözü vererek iktidara geldi. Siyasi programı buydu. Bu sözle oy aldı. İktidara geldiği günden bu yana da adım adım bu sözünü tutmaya çalışıyor. Hem de bütün dünyanın gözü önünde...
Şaron yönetiminden başka bir şey beklemek yanlış olur. ABD bu politikanın arkasında durdukça ve bütün dünya tek boyutlu küreselleşme hayranı oldukça, gidişin değişmesi çok zor...
Başbakan Ecevit, Şaron'la görüşmesinden sonra, "Korkarım Şaron yönetimi Arafat'ı ortadan kaldırmak istiyor" dediğinde, bizim her şeyi bilen "üstat"larımız, "ha ha, ama Şaron doğrulamıyor" diye, koro halinde gülüşmüşlerdi...
Şimdi, uzmanı olmadıkları birçok konuda yaptıkları gibi...