Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Bakanlar Kurulu'nun dünkü toplantısında görüşülen konulardan biri İstanbul ve Çanakkale boğazlarının geçiş güvenliğiydi. Konunun Bakanlar Kurulu gündemine gelmesinin nedeni ise Rusya'nın, para karşılığında dünyadan nükleer atıkları alabileceği yönündeki açıklaması ve girişimiydi. Nükleer atıkları ülkesinde saklayabileceğini açıklayan Rusya'nın bu kararı, gemilerle getirilecek olan nükleer tehlikenin boğazlardan geçmesi anlamı taşıyordu.

Bakanlar Kurulu dün bu riski masaya yatırdı.
Denizcilikten sorumlu Devlet Bakanı Prof. Dr. Ramazan Mirzaoğlu, boğazlar hukukunu anımsattıktan sonra şu uyarıyı yaptı:
"Boğazlar, Montr" Anlaşması'na göre uluslararası serbest su yoludur. Ancak, bir tehlike olasılığı karşısında Türkiye'nin müdahale yetkisi vardır. Türkiye risk görürse, gemilerin geçişini engelleyebilir."
Prof. Dr. Mirzaoğlu'yla Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında görüşme olanağı bulduk. Bakan Mirzaoğlu, önce bakanlığının nükleer atık geçişi olasılığına karşı yaptığı girişimleri özetledi:
"Rusya'nın nükleer atıkları toplama girişimine dönük haberler basına yansıyınca harekete geçtik. Önce Dışişleri Bakanlığımıza başvurarak Rusya'nın bu yönde resmi bir kararı olup olmadığını sorduk. Eğer varsa, başta nükleer atık alıcısı olacak Rusya olmak üzere, bu atıkları satmayı düşünen ülkelerin diplomatik yoldan uyarılmasını istedik. Ayrıca Birleşmiş Milletler Atom Enerjisi Komisyonu'ndan uyarılmasını istedik. Henüz cevap gelmedi. Konu Bakanlar Kurulu'nda da ele alındı. Ben ve Çevre Bakanımız, böyle bir geçişin yaratacağı riskleri özetledik. Sayın Başbakan da, Başbakan Yardımcıları da bizim görüşlerimizi desteklediler ve bir hassasiyet oluştu. Sayın Başbakan konunun incelenmesi talimatı verdi."
Montr" Anlaşması'na göre Rusya, nükleer atık yüklü gemileri boğazlardan geçirebilir mi? Bakan Mirzaoğlu bu sorumuza şu karşılığı verdi:
"Boğazlarımız serbest geçiş yolu ama istisnaları var. Çevre bakımından tehlike oluşturan geçişlere engel olabiliriz. Bugün boğazlardan geçiş için kuyruk var. Bir gemi 1 - 2 saat bekliyor. Böyle bir geçişe de izin verilirse bu bekleme süresi günleri bulabilir. Bundan en fazla Rusya ve Türkiye, ticari olarak zarar görür. Tankerlerin boğazlarda yarattığı tehlikelerin ve kazaların sonuçları ortada. Biz ilgili uluslararası kuruluşlara ve devletlere bildirdik. Dedik ki; boğazlarda gemi kazası riski çok yüksektir. Nükleer atık taşıyan bir geminin kaza yaptığını düşünün. Bu hem bir çevre, hem de insan felaketine yol açabilir ki, bu riski kimse göze alamaz. Boğazların trafiği, İstanbul'da yaşayan 12 milyon insan, tarihi doku dikkate alındığında böyle büyük bir riski olan geçişlere engel olunabilir."

Bakan Mirzaoğlu, ayrıca nükleer atık ticareti ile ilgili olarak da şu yorumu yaptı:
"Rusya kimsenin saklamak istemediği nükleer atıkları para karşılığında saklamayı öneriyor. Bundan gelir elde etmeyi düşünüyor. Ama bu normal bir ticaret sayılmaz. Bana göre kirli ticarettir. Böyle bir ticarete çok büyük riskleri göze alarak boğazları alet etmemiz büyük sakıncalar doğurur."
Bakan Mirzaoğlu, uluslararası hukuk kuralları içinde Rusya'nın boğazlardan nükleer atık yüklü gemi geçirmesine engel olunabileceği düşüncesinde. Harekete geçmeden önce Dışişleri Bakanlığı'ndan gelecek resmi yanıtları bekliyor.
Mirzaoğlu'nun gösterdiği duyarlılık, liderler ve bakanlar tarafından da dünkü kabine toplantısında paylaşılmış durumda.
Rusya'nın böyle bir adım atmadan önce iyi düşünmesi gerekiyor.