Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


MHP lideri ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, idamın kaldırılması, Avrupa Birliği, Kürtçe yayın gibi tartışılan konulara ilişkin olarak partinin tutumunu netleştiren açıklamalar yaptı.
Bahçeli'nin partisinin önceki gün yapılanan Merkez Yönetim Kurulu toplantısında çizdiği çerçeve, MHP'ye dönük eleştirilere yanıt niteliği taşıdığı gibi, koalisyonun ikinci büyük partisinin alacağı tutumu ve hareket edebileceği sınırları da belirliyor.
Önce idam cezasının kaldırılmasından başlarsak...
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk tarafından hazırlanan ve imzaya açılan yasa tasarısı konusunda Bahçeli ve MHP'nin ölüm cezasının kaldırılacağı alanların daha da genişletilmesinden yana olduğunu söyleyebiliriz. Tasarı, Türk Ceza Yasası ile Kaçakçılığın Men ve Takibine İlişkin Yasa da Anayasa'daki istisnaları (savaş, yakın savaş ve terör halleri) dışında ölüm cezasını kaldırıyor.
Ancak bu tasarı Türk Ceza Yasası'nda terörle bağlantılı 125, 146, 149 , 168. maddeleri kaldırmıyor. Hatta terörle ilgisi olmayan ve ölüm cezası düzenleyen 450. maddeyi de kapsama almıyor.
Bu tasarı karşısında Bahçeli'nin genişletici bir tutum takındığı ve 125. madde hariç diğer maddelerdeki ölüm cezalarının da kaldırılabileceği görüşünde olduğunu belirtebiliriz.
Bahçeli ve MHP'nin ölüm cezasının devam etmesini istedikleri tek madde Türk Ceza Yasası'nın Abdullah Öcalan'ın da mahkum olduğu 125. maddesi.
Bahçeli, 1984'ten bu yana idam cezasının fiilen uygulanmadığına da işaret ederek 125. madde dışında bütün yasalardaki ölüm cezalarının kaldırılabileceğini belirtiyor. Şu anda 125. maddeden ölüm cezası almış olanların sayısı Abdullah Öcalan'la birlikte 23 kişi.
Bahçeli'nin, DYP ve Fazilet liderlerinin "Neden Öcalan'ın dosyasını Meclis'e getirmiyorsunuz" sorusuna da, "Öcalan'la aynı maddeden mahkum 22 kişi vardı, siz niye onları getirmediniz" biçiminde bir yanıtı var.
Bahçeli'nin 125 hariç ölüm cezalarının tümüyle kaldırılması görüşü bakanların imzasına açılmış olan tasarının kapsamını genişletebilir ve Avrupa'ya karşı Ankara'nın elini rahatlatabilir.
Kürtçe eğitim ve yayın konusuna gelince...
Bahçeli ve MHP bu ikiyi konuya da soğuk ve kapalı. Kürtçe eğitime zaten diğer partiler de karşı. Kürtçe yayın konusunda ise Bahçeli ve partisi çok duyarlı. Böyle bir konunun teknik zorunluluk haline gelmesi dışında gündemde tutulmasına karşılar. Bu tür adımların arkasının geleceğinden endişe duyuyorlar. Ayrıca, dünyadaki uygulamalar ve teknoloji konusunda da yeterli bilginin sunulmadığından şikayetçiler.
Avrupa Birliği konusunda ise Bahçeli, partisine haksızlık yapıldığı kanısında. Avrupa Birliği'ne tam üyelik hedefini MHP'nin savunduğunu, ancak, bu süreçte Türkiye'yi ileriye dönük temel sıkıntılara sokacak gelişmelere destek veremeyeceklerini ifade ediyorlar. Türkiye'nin bütünlüğü ve Cumhuriyet'in temel niteliklerini zedeleyecek adımlar atılmasına karşı olduklarını kaydediyorlar.
Avrupa Birliği'ne giriş sürecinde Türkiye'nin 20 yıllık sıcak terörden yeni çıkmış, ülke bütünlüğüne dönük tehdit ve faaliyetlerin devam ettiği bir ortamda Avrupa ile ülke çıkarları doğrultusunda sıkı bir müzakere yapılmasını, diğer ülkelerle eşit koşullarda birliğe girilmesini savunuyorlar.
Bahçeli'nin çizdiği çerçeve böyle...
Bu çerçeve içinde Ankara'nın atabileceği adımlar var.
Avrupa'yı tam tatmin etmese de toplumun desteğini alacak düzenlemeler yapılabilir. Avrupa Birliği'nin Türkiye'nin koşullarını ve duyarlılıklarını göz ardı etmemesi gerekir.