Başbakan Erdoğan'ın bu yaklaşımına ana muhalefet partisi CHP'nin lideri Deniz Baykal nasıl bakıyor?CHP lideri, Başbakan'ın büyük bir tarihi hata içinde olduğunu ve Türkiye'yi tarihi hataya sürükleyecek tehlikeli işaretler verdiğini düşünüyor. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır'a bugün yapacağı ziyaret öncesinde "Kürt sorunu"nu kabul ettiğini ve sorunun demokratikleşme içinde çözüleceğini açıklaması geniş yankı uyandırdı. Baykal, Erdoğan'ın yansıttığı yaklaşımın, Türkiye Cumhuriyeti'nin Atatürk tarafından atılmış temellerine ve kuruluş felsefesine aykırılık taşıdığını, Atatürk'ün ulus anlayışına uymadığını, Anayasa'daki Cumhuriyet ve ulus tanımıyla bağdaşmadığını vurgulayarak, şu değerlendirmeyi yaptı:"Başbakan'ın sergilediği yaklaşım ve kullandığı ifadeler zihinsel bir kırılma yaşadığını gösteriyor. Bir süre Kürt sorunu yoktur, sanaldır diyen Başbakan'ın bu düşüncesinde kırılma olmuş. Şimdi Kürt sorunu vardır, diyor. Sorunu bir terör ve terör örgütü sorunu olarak değil de, bir etnisite sorunu olarak görüyorsa ve bunun siyasi alana yansıtılmasında sakınca görmüyorsa, o zaman ciddi zihinsel kırılma yaşadığı söylenebilir. Ki bu, Türkiye Cumhuriyeti'ne, onun temellerine, ulus bütünlüğüne farklı bakış demektir ki, bu tarihi bir hata, talihsiz ve tehlikeli yöneliş anlamına gelir. Bu noktada Cumhuriyet'i kurmuş bir partinin genel başkanı olarak tarihi uyarı yapmak benim görevim ve sorumluluğumdur." 'Zihinsel kırılma' Baykal, Erdoğan'ın sorunu "Kürt sorunu", çözümü "demokratikleşme", "demokratik Cumhuriyet" biçiminde ortaya koymasının, "ikili bir yapı"yı kabul etmek anlamına geleceğini vurgulayarak, şöyle devam etti:"Bu sözleriyle Başbakan Erdoğan, Türkiye'de ikili bir yapıya angaje oluyor. İkili bir Türkiye tanımlıyor. İşte tarihi hata buradadır. Bu etnisiteye hukuk verin, demektir. Bu talepte bulunanları onaylamaktır. Bu yaklaşım kabul edilirse artık Türkiye'de devletle irtibat etnik kategori üzerinden kurulacak demektir. Bu etnik bölünme, etnik dağılma sonucu doğurur. Bu birleştirici, bütünleştirici değil aksine ayrıştırıcı ve çatıştırıcı bir yaklaşımdır. Böyle bir süreç Türkiye'yi dağılmaya, Yugoslavyalaştırmaya sürükleme tehlikesi taşır." 'Tarihi hata' Baykal, Türkiye'de ikili bir yapıyı kabul eden ve siyasal alana taşıyan yaklaşıma yönelmekle eleştirdiği Başbakan Erdoğan'a, "Irak'ta ne olup bittiğini de görmüyor musun?" sorusunu yöneltti ve şöyle dedi:"Yıllardır Irak'ın toprak bütünlüğünden dem vuruluyor. Bu söylem hep gündemde tutuldu ama ne oldu? İşte Irak'ta ikili bir yapı var. Anayasa düzeyinde kabul edildi ve oraya bir süre sonra referandum yoluyla bağımsızlık hakkı da konuluyor. İşte ikili yapı ve varacağı yer budur. Başbakan, Irak'ta ne olup bittiğini bilmiyor mu? İşin nereye gittiğini görmüyor mu? Bu gidişten en fazla ve en çabuk Türkiye'nin etkileneceğini, bazı hesapların buna dönük yapıldığını bilmiyor mu?" 'Irak'ı görmüyor' Baykal, Erdoğan'ın görüşmeleri ve söylemiyle dolaylı olarak PKK'yı muhatap aldığını da belirterek, şöyle devam etti:"Araya girenler iki taraftan söz ediyor. Taraflar, diyorlar. Görüşmeden sonra PKK'ya hitap ediyorlar. Başbakan Diyarbakır'da demokratik açılım sözü verirse diye, bir çeşit pazarlık havası yansıtıyorlar. İster düşük yoğunluklu savaş, ister kirli savaş deyin diyerek, hem devletin ve terör örgütünün söylemine eşit ağırlık vermeye özen gösteriyor. Devleti ve terör örgütünü eşit statüde görüyorlar. Bunlar düşündürücü yaklaşımlardır." 'Muhatap alınıyor' Baykal, Türkiye'de yaşanan terörün "soyut" bir terör olmadığını belirterek, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:"Türkiye'de yaşanan terör soyut bir terör değildir. Bunun arkasında bir siyasal hedef bir siyasal proje var. Nedir o siyasal proje? Üniter yapıyı bozup, federal yapıya yönelmekten bağımsız devlet kurmaya kadar çeşitli aşamalar öngören bir projedir. Terörün arkasındaki bu siyasal proje görülmeden ve ortadan kaldırılmadan platonik yaklaşımlarla, zararsız diye düşünülen flörtlerle terörle mücadele başarılı olamaz. Korkarım bu yaklaşım Türkiye'nin terörle mücadelesini zaafa uğratacak bir yaklaşımdır." 'Siyasal proje' CHP lideri, demokratikleşme, demokratik açılım, demokratik cumhuriyet kavramlarıyla Erdoğan'ın ne kastettiğini de açıklaması gerektiğini şöyle dile getirdi:"Başbakan demokrasi içinde çözüm derken ne kastediyor? Bunun içini nasıl dolduruyor? Bizim demokrasiden, demokratikleşmeden anladığımız, bireysel haklar ve özgürlüklerdir. İnsanlar, kültürlerini yaşamalıdırlar. Bireysel haklar, kültürel haklar başkadır, bunları grup hakkı, cemaat hakkı, siyasal hak olarak görmek başkadır. Başbakan bunun ayırdında mıdır? Öcalan, PKK ve yandaşları da 'Sorun demokrasi içinde çözülür, demokratikleşmeyle çözülür, demokratik cumhuriyetle çözülür' diyorlar. Başbakan, acaba ne söylediklerinin ne istediklerinin farkında mıdır?" fbila@milliyet.com.tr Neyi kastediyor?