Seçimden bu yana en çok tartışılan kimin başbakan olacağı. AKP lideri Tayyip Erdoğan milletvekili olsaydı başbakanlık sorunu da olmayacaktı.
Halkın siyasi tercihiyle hukuk arasında bir çatışma var. Seçmen Erdoğan’ın başbakan olmasını istiyor, ama milletvekili olamadığı için hukuk buna engel.
Bu engel aşılabilir mi?
AKP bunun yollarını arıyor. Parti kurmayları, başbakanın TBMM üyeleri arasında atanmasını hükme bağlayan Anayasa’nın 109. maddesinin değiştirilmesi gerektiğini savunuyorlar. Bunun için nabız yokluyorlar. CHP lideri Deniz Baykal’ın 109. madde konusunda desteğini arıyorlar.
Peki CHP lideri Baykal konuya nasıl yaklaşıyor?
Baykal’a dün bu soruyu yönelttik. Değerlendirmesi şöyle oldu:
"Sayın Erdoğan’a başbakanlık yolunun açılması gerektiği görüşüne katılıyorum. Seçim sonucu da vatandaşın tercihinin bu olduğunu gösteriyor. Ayrıca Sayın Erdoğan, sorumluluğu da üstlenmeli. Hükümeti dışarıdan yöneten ama sorumluluğu olmayan bir konum doğru değil."
- Erdoğan’a başbakanlık yolu nasıl açılır? 109. maddenin değiştirilmesine taraftar mısınız?
- Önce 109. maddeden başlayalım. Bu madde egemenliğin millete ait olduğunun bir ifadesidir. Başbakanın, TBMM üyelerinin arasından atanması hükmü, anlamlı bir hükümdür. Başbakanın icranın en önemli organı olarak milletin iradesine dayanmasını sağlıyor. Çünkü, millet iradesi devredilemez. Milletten alınan yasama ve yürütme yetkisi devredilemez. Bu yetki bir aracı vasıtasıyla başkasına verilemez. 109. madde bu nedenle değiştirilmemeli. Sistem büyük yara alır. Örneğin, seçmen şu kişiyi ve partisini seçti ama, başbakanlığı Odalar Birliği yürütsün, denilebilir mi? Denilemez. Bu nedenle 109. madde korunmalıdır.
- 109. madde değişmeyince Erdoğan nasıl başbakan olacak?
- Şimdi Anayasa değişikliği konusunda bizim tutumumuz şu: Bir kere bu değişiklik bir paket halinde olmalı. CHP ancak Anayasa değişikliği bir paket halinde gelirse destek verebilir. Bu paketin içinde mutlaka dokunulmazlıkların kaldırılması, sadece kürsüyle sınırlandırılması ve seçimlerin 5 yılda bir değil 4 yılda bir yapılacağı düzenlemesi bulunmalıdır. Bu iki husus bulunmazsa CHP Anayasa değişikliğine destek veremez. Bu paketle birlikte, Erdoğan’a başbakanlık yolunu açmak için geçici bir düzenleme yapılabilir.
- Nasıl bir düzenleme olabilir?
- 76. madde engeli kaldırılır. Seçilme yeterliliği yeniden düzenlenir. Sonra ara seçim koşulları geçici olarak değiştirilir. Bir defaya mahsus olmak üzere. Ara seçimlerin yapılması için seçimlerin üzerinden 30 ay geçmesi koşulu ve Meclis’e yüzde 5 boşalma koşulu geçici bir maddeyle değiştirilebilir. O zaman bir seçim çevresinde bir - iki boşalma için ara seçim yapılacağı düzenlemesi yapılır. O durumda da örneğin Rize’de ara seçim yapılır ve Sayın Erdoğan milletvekili olur. Milletvekili olunca da başbakanlık görevini üstlenebilir. Böylece 109. madde de değişmemiş, sistemde gedik açılmamış olur. Böyle bir Anayasa paketine CHP destek verir.
Baykal’ın formülü tutarlı ve uygulanabilir niteliklere sahip. 109. madde ile oynamadan Erdoğan’a başbakanlık yolunu açıyor. Siyasetle hukuk arasındaki çatışmayı gideriyor.
Dokunulmazlıkların kaldırılması da bütün partilerin anlaştıkları bir konu.
Seçimlerin 4 yılda bir yapılması da gerçekçi. Anayasa’da 5 yıl yazmasına karşın Türkiye’de seçimler hep 3 - 4 yılda bir yapıldı. 4 yıla bile ulaşmadan erken seçimlere gidildi. O halde Anayasa’da 5 yıl yazmasının fiilen uygulaması yok.
Baykal’ın bu önerisi de gerçekçi. Ayrıca, 5 yıla varmadan parlamentonun yıprandığı şekil ve hatta nitelik değiştirdiği de bir gerçek. 2007 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi de düşünülürse, tazelenmiş bir Meclis’in o günkü seçmen eğilimini daha doğru yansıtacağı düşünülürse, seçimlerin 4 yılda bir yapılmasının daha isabetli olacağı ortadadır. Beş yıl önce seçilmiş Meclis’in beş yıl sonraki millet iradesini temsil yeteneği kalmayacaktır. 2002 seçimi de bunu göstermiştir. Bu nedenle cumhurbaşkanı seçimini yeni Meclis’in yapmasını sağlamak da gerçekçi bir yaklaşımdır.
Baykal’ın geliştirdiği formül, halkın tercihlerine ve sağduyuya uygun bir formüldür.