Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


ABD’nin Irak operasyonuyla ilgili olarak Türkiye’den neler talep ettiği her geçen gün biraz daha netleşiyor.
Türkiye’nin verdiği yanıtlar da...
Anlaşılıyor ki, ABD 3 Kasım seçimlerinden çok önce Ankara’yı sıkıştırmaya başlamış...
Beyaz Saray, taleplerine bir an önce yanıt verilmesi için baskı yaparken, Ankara’nın taleplerine ise bugüne kadar ciddi bir yanıt vermiş değil.
Örneğin, ekim ayının son haftasında, Ankara, muhtemel bir Irak operasyonunun Türkiye’ye maliyetini Beyaz Saray’a resmen bildirmiş. Ankara’nın, Bush yönetimine çıkardığı faturanın tutarı 28 milyar dolar olarak belirlenmiş. Bu saptama "en az" kaydıyla Başbakanlık’ta yapılan bir çalışmayla yapılmış.
Ekim ayında Beyaz Saray’a gönderilen bu maliyet hesabına resmi bir yanıt verilmezken, müzakereler sırasında ABD’nin Türkiye’ye sadece 3.5 milyar dolar tutarında ve hibe niteliğinde bir katkı sağlaması için Kongre’de gayret gösterileceği iletilmiş.
ABD Başkanı Bush’un, AKP lideri Tayyip Erdoğan’la görüşmesinde, Ankara’nın gönderdiği bu faturadan söz etmediği de belli...
Buna karşılık Pentagon’da Türk bakanlara ve yetkililere gösterilen savaş planlarının hepsinde, "Kuzey Cephesi" özenle anlatılmış.
Plan detaylarında ABD askerlerinin Diyarbakır karargah olmak üzere en az 4 yıl 8 ay kalmalarının öngörüldüğü bilgisi de Türk yetkililere iletilmiş.
Kuzey cephesi için 80 bin ABD askerinin Güneydoğu’da üslenmesi ve Habur kapısından Kuzey Irak’a girip çıkmaları en önemli talebi oluşturuyor. Buna 14 havaalanı ve 5 liman talebi de eklenince, Washington’un Türkiye’yi sabit bir uçak gemisi gibi gördüğü anlaşılıyor.
Washington ve Ankara’da yapılan temaslarda Türkiye’nin Diyarbakır merkezli olarak 80 bin ABD askerinin konuşlanmasına olumlu yanıt vermemesi üzerine, geliştirilen alternatif talep ise ABD askerlerinin 3 - 4’er binlik birlikler halinde getirilmesi ve uzun süre konuşlanmadan Kuzey Irak’a nakledilmesi. Washington şimdi bu talebine yanıt bekliyor.
Ancak Ankara, bu "sevkiyat"ın da sakıncaları üzerinde duruyor. Bu birliklerin planlanandan daha fazla süre Türk topraklarında kalması, sevkiyatın gerçekleştirilememesi veya savaş koşulları öne sürülerek sayılarının artırılması ve yerleşik hale getirilmeleri için ek taleplerde bulunulması gibi...
Tabii, Ankara’nın dikkatini çeken bir yön de, bu müzakereler sırasında ABD’nin, Kuzey Irak’a Türk Silahlı Kuvvetleri’nin girmesinden yana olmayışı. Bölgeye sadece ABD askerlerinin girmesi halinde operasyonun nasıl sonuçlar doğuracağından emin olmayan Ankara, ABD’nin bu eğilimine de karşı çıkmış durumda. Bu karşı çıkış sonrasında ABD sözcülerinin "birlikte girilebilir" önerisini geliştirdikleri biliniyor.
Operasyon ve sonrasına ilişkin planlar, Türkiye’den istenenler, öngördüğü asgari süre gösteriyor ki, ABD bölgede kalıcı olma niyetinde...
Türkiye’ye yeni bir "komşu" geliyor!