Milli Takımımız, bugüne kadar gösterdiği başarıyla dünyanın en iyi takımlarından biri olduğunu kanıtladı.
Yarı finale çıkma başarısının bir tesadüf olmadığı da ortada...
Bundan sonrası artık "eşitler arasında birinci"nin belirlenmesi olarak görülebilir.
Milli Takımımız, Dünya Kupası’nı almaya en yakın takım olarak gösterilen Brezilya’yı da yenebileceğini ilk maçta da ortaya koydu. Bugün oynanacak maçta Brezilya’yı yenmesi artık sürpriz sayılmaz. Finale kalması, hatta kupayı alması da güçlü bir olasılıktır.
Milli Takımımızın gösterdiği bu başarı da üzerinde durulması gereken süreçtir. Alınan sonuç bir maçta alınmış tesadüfi bir sonuç değildir. Yıllarca süren bir sürecin sonucudur. Türk futbolu son yıllarda atağa kalkmış, hatta bir devrim gerçekleştirmiştir. Türk futbolunun bu düzeye ulaştığı son yıllarda kabul görmüş bir gerçekti. Galatasaray’ın ülkedeki başarısını, uluslararası düzeye taşımasıyla bu yargı da oluşmaya başlamıştı. Teknik adam ve futbolcularımız aynı düzeyi ve başarıyı Milli Takım’la sürdürmeyi başardılar.
Bu Türk futbolunun ulaştığı genel düzeyin bir göstergesidir. Kalıcı bir başarıdır. Bu düzeyin, futbolcular ve teknik adamlar değişse de kolay kolay geriye gitmesi mümkün değildir. Bu nedenle devrim niteliğindedir. Türk futbolu sınıf atlamıştır.
Bu sıçramayla Milli Takım’a Dünya Kupası yakışır.
Türk futbolunda sağlanan gelişme ve elde edilen başarı diğer alanlara ders oluşturacak niteliktedir. Bu nedenle bilimsel gözle de incelenmelidir. Türkiye aynı başarıyı, aynı sıçramayı ekonomide de, bilimde de, sporun diğer alanlarında da yakalamanın yollarını aramalıdır.
Futbolda çağdaş gelişmişlik düzeyini yakaladığımız kesin...
Darısı diğer alanların başına.