Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

MİLLİYET'in Cumartesi günkü manşeti şöyleydi: "Susurluk güme gitti." 3 Kasım 1996 günü başlayan fırtınanın yarattığı dalgalar, dalgakıranlara çarpa çarpa kırıldı gitti. Peki, her şey bitti mi? Hayır. Belki onlarca insanın binlerce sayfa tutan ifadelerinden, komisyonlardan, kurullardan, raporlardan bir sonuç çıkmayacak. Ama Susurluk'tan geriye bir şey kalacak: Toplumdaki bilinçlenme.
Artık skandalların, gizli - kapaklı oyunların bir - iki resmi açıklama ile geçiştirilemeyeceği anlaşıldı. Artık, ülkenin geleceğine sahip çıkan insanlar, çocuklarının geleceğine sahip çıkan anne - babalar, sürekli aydınlık için yanıp - sönen ışıklar var Türkiye'de...
Susurluk belki güme gitti. Ancak Susurluk'un bıraktıkları, rejimin güme gitmemesi, Türkiye'nin küme düşmemesi için çok önemli...

Geçtiğimiz hafta Türkiye taciz tartışmalarıyla çalkalandı. Milliyet, bu konudaki haberlerinde de, ilkelerinden ödün vermeyen gazetecilik anlayışını sürdürdü. İddiaları ve karşı iddiaları, gerçekleri, tartışmaları olduğu gibi aktardı. Yorumlamadan, yargılamadan...
Aslında bu "taciz davası", topluma yönelik büyük tacizin yanında çok hafif kalır. Halkı aptal yerine koymaktan daha ileri taciz olur mu?
Ekonomiden dış politikaya, eğitimden sağlığa kadar her alanda halka gün gün, saat saat yalan söyleyen politikacılardan, "Gecekondu kültürü"nü aşıp toplumu eğiterek çağdaş uygarlığa yöneltmesi beklenirken, reyting uğruna gecekondu kültürünü sömüren ve gecekondu kültürünü "prime time"larda dalga dalga topluma aşılayan televizyon kanallarından daha tehlikeli "tacizci" olur mu?

Yavuz Donat'ın dünkü yazısına göre, Milli Güvenlik Kurulu'nda ikinci raunt 31 Mart'ta. Cumhurbaşkanı Demirel, 31 Mart tarihli MGK gündemini Donat'a açıklarken, "güvenlik, asayiş, iç ve dış konular" diyor, soru üzerine, "aşırı dinci akımlar"ın da ele alınacağını söylüyor.
Demek ki, 28 Şubat tarihli MGK kararları bir ay sonra değerlendirilecek. Oysa Cumhurbaşkanı, daha önce Güneri Cıvaoğlu'na "Kararların izlenmesi için bir ay çok kısa bir süre" demişti.
Bu "erkene alma"nın nedeni, iktidar mensuplarının bir yandan "MGK kararları uygulanacak" derken, bir yandan da aksi davranışlar göstermesi olmasın?..