Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hikmet BİLA

MİLLİYET'in dünkü manşeti "IMF'ye verilen plan"dı. Yazarımız Osman Ulagay, Devlet Bakanı Güneş Taner başkanlığındaki Türk heyeti ile IMF yetkilileri arasındaki sıkı pazarlığın perde arkasını yazdı. Ulagay'ın aldığı bilgiye göre, hükümetin enflasyonla mücadele programı beş boyutlu: Sürüklenen döviz kuruna dayalı para politikası, bütçe disiplini, KİT zamları, borçlanma politikası, ücret, fiyat, kar ve faizlerin ileriye doğru endekslenmesi.
Türkiye'nin ekonomi politikasının eksenleri, neredeyse 30 yıldır IMF ile belirlenir. IMF'nin hedefleri esas alınır. IMF ile istikrar paketleri hazırlanır, uygulanır. Ama nedense, hükümetler, böyle olmuyormuş gibi davranırlar. Bu korkunun modası artık geçmedi mi? Hükümetler, "Biz bu işi IMF ile yapıyoruz" deme cesaretini gösteremeyecek mi?

Çevreciliğiyle tanınan bilim adamlarımızdan Orhan Kural, çok basit gibi görünen bir tartışma yüzünden dövülerek hastanelik edildi. Dünya çapında üne sahip Kural, İstanbul'da çevreyi pisleten kent eşkıyasını uyarınca saldırıya uğradı. Parmağı koptu. Kafası kırıldı. Prof. Kural daha önce de bir lokantada haksız oduğuna inandığı hesaba itiraz edince dövülmüştü. Şimdi kendi ifadesinden, çevreyi kirletenleri uyardığı için 17 kez karakolluk olduğunu öğreniyoruz.
Orhan Kural, bir sembol. Çirkinliğe, pisliğe, haksızlığa, orman kanunlarına isyan eden bir vatandaş tipi. Peki neden dayak yiyor? Yalnız kaldığı için. Sessiz kalmayı yaşam tarzı haline getirmiş bir toplum içinde, gerekli cesareti gösterebilen sayılı kişilerden biri olduğu için.
Sokağı kirletene bir şey deme. Ağacı kesene sesini çıkarma. Hırsızlık yapana itiraz etme. Sahtekarlara, vurgunculara göz yum. Çetelere, metelere duyarsız kal. Bu kafayla daha çok kafa kırılır.
Prof. Orhan Kural'a geçmiş olsun diyoruz.

Irak Devlet Başkanı, artık dünyanın her yerinde "Saddam" diye anılıyor. Ne devlet yöneticileri, ne basın - yayın oraganları, "Sayın Saddam Hüseyin", ya da "Sayın Hüseyin" ya da "President Hüseyin" demiyor. "Saddam" sözcüğü, Irak liderini aşağılamanın en basit ifadesi.
Amerika, bu kez Saddam Hüseyin'i devirecek gibi görünüyor. Ancak, nedense Irak'a savrulan ilk darbe önce Türkiye'ye isabet ediyor. Yedi yıl önceki krizde uğradığımız zarar yetmiyormuş gibi, bu kez de ilk zarar gören yine biz olduk. Petrol akışı durdu, binlerce Türk kamyonu sınırda bekliyor.
Artık dünya şu Saddam işini bir şekilde halletmeli. Irak sorununun çözümü, herkesten önce Türkiye'ye yarayacak. Türkiye Irak'la ilgili artık cesur kararlar alma noktasında.

İyi haftalar dileğiyle.



Yazara EmailH.Bila@milliyet.com.tr